Faruk Çakır

Faruk Çakır

Metrobüs durağında mescit niçin olmasın?

Metrobüs durağında mescit niçin olmasın?

Büyük şehirlerdeki hayat şartları, insanların ibadet yapmasına bile engel olacak seviyeye gelmiş durumda. Yoğun trafik bilhassa kış aylarında daha fazla ve kolay ulaşılabilir yerlerde mescid ihtiyacını ortaya koyuyor. Aksi halde akşam ve ikindi namazlarını vaktinde kılmak tehlikeye giriyor.

Asıl işleri vatandaşın ihtiyaçlarını dikkate almak olan “idareciler”imiz ise bu noktadaki talepleri ekseriyetle görmezden ve duymazdan geliyorlar. Yağmurlu bir günde İstanbul trafiğini düşünün. İkitelli’den Kadıköy’e gitmeye kalktınız. En iyi ihtimalle iki saatiniz yolda geçebilir. İkindi ya da akşam namazlarını vaktinde kılmak noktasında ciddî sıkıntı çekebilirsiniz.
Peki, çare nedir? Yol kenarlarında namaz molası verilebilecek “cep”ler yapılabileceği gibi yakın camiler için yön tabelâları da konulabilir. Böyle talepler dile getirildiğinde idarecilere düşen görev çözüm bulmak olmalı. Yoksa, “Namazı kazaya bırakın” anlamına gelecek fetva ve bahaneler duymak istenmiyor.
Malûm, “metrobüs”ler İstanbul’da ulaşımda en çok tercih edilen vasıtalardan biri oldu. Metrobüsün gittiği hatlarda başka vasıtalar pek tercih edilmiyor. Metrobüsün çok tercih edilmesi, beraberinde bazı ihtiyaçları da gündeme getiriyor. Bazı duraklarda mescit yapılması talebi bunlardan biri. Meselâ, Beylikdüzü’ndeki işinden çıkıp Kadıköy’deki evine gidecek birini düşünelim. Kış aylarında, akşam namazını kılmadan yola çıktıysa, yatsıdan önce evine ulaşması çok zor. Peki, bu yolcu akşam namazını nerede edâ edecek? İşte bu sebeple belli başlı merkez duraklarda mescitlerin yapılması isteniyor. Meselâ, Zincirlikuyu ‘aktarma durağı’nda böyle bir mescide âcil ihtiyaç var.
Geçen gün İETT’yi (444 1871) arayıp bir vatandaş olarak bu yöndeki talebimizi dile getirdik. “Kayıt altına alınan” görüşmede ilgili kişiler talebimizi not aldılar ve “Bir hafta içinde size cevap verilecek” dediler. Nitekim o cevap veldi. 23 Ocak’ta gelen cevapta şöyle denilmiş: “Sayın Faruk Çakır, talebiniz dikkate alınmış olup, metrobüs hattımızdaki duraklarımızda özellikle yoğun saatler de dikkate alındığında, duraklarımızın konumu ve şartlar gereği duraklarımıza mescit yapılması uygun değildir. Göstermiş olduğunuz hassasiyetten dolayı teşekkür eder, bilgilerinize sunarız.”
Peki, (İETT’nin sitesindeki bilgilere göre) Washington DC Sürdürülebilir Ulaştırma Ödülleri / 2009 Mansiyon Ödülü ve Dubai 59. Dünya Toplu Taşıma Kongresi Modal Shift Ödülü almış olan “metrobüs uygulaması”na bu cevap yakışıyor mu? Bu mu “müşteri memnuniyeti”ni dikkate almak? “Duraklarımızın konumu ve şartlar gereği duraklarımıza mescit yapılması uygun değildir” cevabını makul bir cevap olarak kabul edemiyoruz. Duraklardaki yoğunluğun ve yetersizliğin biz de farkındayız, ama istenirse bu talebe olumlu cevap verilebilir. Bir defa “Zincirlikuyu gibi yoğun yolcu girişi olan ve aktarma yapılan duraklarda mescit istiyoruz” talebini, “Her durakta mescit olsun” diye anlamak ve “Olmaz” diye cevap vermek doğru değil. Bir defa prensip olarak duraklarda ya da ihtiyaç duyulan başka yerlerde mescit olsun mu, olmasın mı buna karar vermek gerekir. Sonrasında gerekli araştırma yapılır ve iyi niyetle yola çıkılarsa uygun mescit yerleri bulunabilir. Meselâ, Zincirlikuyu aktarma istasyonunda niçin mescit yeri olmasın? Bu bir ihtiyaç olarak görülürse yerin üstüne değil, altına bile mescit yapılabilir. Oraya iki adet çelik konteynir konulsa ve mescit yapılsa kime ne zarar verir?
Tabiî ki asıl mesele, bu ihtiyacı hissedenlerin taleplerini ısrarla dile getirmemesidir. Hem sıkıntı çekip hem de “Buraya mescit istiyoruz” dememek doğru değil. Geçmiş yıllarda hemen hiçbir AVM’de (alış veriş merkezleri) mescit yoktu. Talepler dile getirildi ve artık çoğunda mescit var. Yarın bir gün metrobüs duraklarında da mescit açılacak ve açılmalıdır.
Talebimiz, o günün ertelenmemesi ve duraklarda ihtiyaç olan mescitlerin bir an önce açılmasıdır. Müşteri odaklı çalışmanın gereği de bu değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Faruk Çakır Arşivi