Kendisi himmete muhtaç bir dede..
Fransa Mali’yi kurtarmaya gitmiş..
Önce kendini kurtarsa idi.. Bana kalırsa kendini kurtarmak için gitti. Yoksul sofrasından topladıkları ile acaba kendini düze çıkartabilir mi?
22 Afrika ülkesi var Frankofon tabir edilen.. “Ananız dert yesin, yarım yarım dert yesin” der gibi, hepsinden biraz alsa, kendi açığını kapatabilir mi?
Afrika’da durum kötü, batılılar açısından.. Çin, Rusya, Türkler, İran, Brezilya herkes saldırıyor..
Fransa her yıl dünyadaki bir kaç elçiliğini kapatırken Türkiye her yıl bir düzine ülkede elçilik açıyor.. En çok da Afrika’da!
Fransa, Afrika’ya girerken Türkleri değil, yanına Rusya ve Çin’i almaya çalışıyor.. Bunlar şaşkın ördek gibi, ne yaptıklarını bilmiyorlar. Akıllarında 2 Güvenlik konseyi üyesini yanlarına almakla kendilerini daha güçlü hissediyorlar.. Oysa bilmiyorlar ki, bu durum kendilerini girdikleri ülkede daha da zor durumda bırakacak ülkeler.
Bunlar aç kurt gibi, yarın birbirlerine düşerler.. Şimdi birbirlerine destek, birbirlerine muhtaç gibi gözükseler de, yarın hepsi birbirinin üzerine yıkılır bunların..
Bunlar bu işbirliğini sinerjik bir güç temerküzü sağlayacağını düşünüyorlar ama, yarın bu iş katlanan bir öfke patlamasına dönüşebilir.
Rusya Sovyetler’in reddi mirası üzerinde yükseliyor.. Çin eski Sosyalist mirası reddetti. Fransa desen, “kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde ki gayrıya himmet ede”
Böyle bir koalisyonun başarı şansı yok.. Birbirlerine hizmet etmek şöyle dursun, birbirlerine zarar verirler ve çok geçmez, başarısızlıklarının sorumluluğunu ötekilere yıkmaya çalışırlar..
Bunların hırsı, akıllarından büyük!
Aksine bu 3’lü çete karşısında “Milli muavenet” cephesi daha kolay oluşacaktır. Daha kolay bir dayanışma ve bu zillete sebeb olan tefrikadan kurtulmak için bu tehdit bir vesile, bir fırsat olacaktır..
Bu tehdit bana kalırsa hayra vesile olacak. Afrika ve Arap birliği bu “yeni durum” karşısında harekete geçecek. İslam Konferansı bu durumla ilgilenmek zorunda kalacak. İslam ülkeleri arasında ekonomi, savunma, kültürel işbirliği ve barış gücü oluşturma konusunda daha fazla baskı oluşacak.
Bana kalırsa daha etkin ve hızlı bir hareket için İslam konferansının İstanbul’da 2. Başkanlığı’nın açılması gerek.. Kahire, Bosna, Malezya, Kazakistan’da da ofisler açılabilir.. Bir sıçrama kaçınılmaz..
İslam Konferansı’nın merkezi değişmese de, Ekonomik, Sosyal, Kültürel, askeri yapılanma için yeni merkezler ihdas edilebilir.. Mesela her zaman Afrika, Asya, Avrupa ve Amerika ve öteki bölgelerdeki İslam ülkeleri ve topluluklarını temsil etmek üzere birer genel sekreter yardımcılığı verilebilir ve bunlar her yıl bir başka ülkeye geçebilir..
Bizim kendi aramızda eğitimden, kültürden turizme, bir çok alanda önemli projelere imza atmamız gerekiyor..
Aslında bizim dini merkezlerin statüsü ve yönetimi konusunu da artık konuşmaya başlamamız gerekiyor mesela.. İslam Konferansı’nın Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Cidde ve Kudüs’te mutlaka ofislerimiz olmalı.. Bu bir gün mutlaka olacak. Bunu sorunsuz şekilde çözmek için bir kamuoyuna ve bir bilince ihtiyacımız var..
İslam coğrafyası ve İslam ümmeti, birilerinin İlahlık ve Rablik taslayacağı elini kolunu sallayarak gireceği ve sınırlarını belirleyip, rejimlerini tayin edeceği, iktidarlarını tayin edeceği bir alan değil!
ABD’nin büyük bir fiyasko ile sonuçlanan BOP hayali gibi, şimdi de Fransa’nın YAP’ı (Yeni Afrika Projesi) gündemde..
Oysa Fransa batıyor! Habere bakar mısınız: “Fransa Çalışma Bakanı ülkesinin tamamıyla batmış bir ülke olduğunu söyledi.
Fransa Çalışma Bakanı Michel Sapin bir radyoya verdiği röportajda ‘ülkenin açığını kısmak için 60 milyar euroluk kemer sıkma paketi ve 20 milyar euroluk vergi hazırlayan Hollande’ın ülkenin ekonomisini iyileştirme adımlarının devam edeceğini söyledi”
Fransa neden Afrika’da şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi?
Fransız Sömürge eski bakanı Albert Sarraut olsa, Fransa’nın Mali operasyonu hakkında şöyle derdi: “Gerçeği gizlemeye ne gerek var, Mali operasyonu bir kurtarma ve Mali halkını Muasır Medeniyet seviyesine çıkarma hareketi değil, çıkarların dürttüğü bir zorbalıktır”
Fransa akılsızca ilerliyor. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacak.. Türkiye’yi yanına almayı değil de, Çin’i, Rusya’yı yanına almaya çalışıyor.. İyi de ediyor aslında, “Topyekun” bir işgal operasyonu ile, topyekun akıbetlerini hazırlıyorlar.. Rusya, Afganistan’dan sonra Afrika’da ortaya çıktı, ABD’nin Irak tecrübesini Fransa şimdi Mali’de yaşayacak! Mekerallahu!
Bize şer gibi gelen bu hadiselerde, Allah (cc) hayır murat etmiş olabilir. “Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler! Sen sanmaki gayreyler, görelim Mevlam neyler!” Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.