Sözü öne koydu, sessizliği ardına. Yaratılmış her canlıyı önüne koydu, kendisini arkaya.

-“Peygamberimiz hep tebessüm ederdi, çileli hayatının bütününde tebessümden vazgeçmedi” diyen Yaşar Kandemir hocamız, dünyanın nice gaileleriyle imtihan oldu ama tebessümden asla vazgeçmedi.

“Sözlerimde Allah rızası olmalı, yürürken Allah için yürümeliyim, susarken Allah için susmalıyım, yerken içerken Allah’ın rızasını kazanmalıyım, yazdıklarımda ve okuduklarımda Allah rızası olmalı ve Peygamberimiz (s.a.v.) ‘İşte benim ümmetim’ demeli.”
 

Yaşar Kandemir hocamız; böyle bir düşüncenin, böyle bir fikrin sahibidir. Sahip olduğu fikrini, düşüncesini ise hayatına adapte etmiş birisidir.

-“Peygamberimizin razı olmadığı bir ümmetin, Allah’a varması, yaklaşması, rızasına nail olması mümkün değildir” düsturunu kendisine şiar edinmiştir.

Bu düstur çerçevesinde de Şifa-i Şerif Şerhini hazırlamış ve sekiz yılda bitirmiştir.
 

¥
 

Şifa-i Şerif’in camilerde bir ders olarak okutulduğunu belki bilenlerimiz vardır, bilmeyenler için söyleyelim.

Şifa-i Şerif dersleri, özellikle Selatin camilerde; “koltuk dersleri” veya “halk dersleri” adıyla yüzyıllardan beri okutulan dersler iken, 1920’lerin başında kaldırılmış ve okutulmasına mani olunmuş.

Bir daha bu dersler 2005 yılına kadar gündeme gelmemiş. Kim sebep olduysa Allah razı olsun, 2005 yılında yeniden Şifa-i Şerif derslerinin başlatılması sağlanmış.

Haliyle ilk ders, ilk yasaklanan yerden, Eyüp Sultan Camii’nden başlamış. Ve ilk ders tabii ki Yaşar Kandemir Hocamıza nasip olmuş.

Eyüp Sultan’da Şifa derslerinin nasıl başladığını Yaşar hocamız şöyle anlatıyor:

-“Bundan sekiz yıl önce Emin Saraç Hocaefendi’nin ısrarı ile Eyüp Sultan Camii’nde Şifa-i Şerif dersine başladık.

Eyüp Sultan Cami’nden emekli olan Ahmet Arslanlar Hoca bir gün bana iki köşe gösterdi ve dedi ki;

-‘Şurada Hacı Osman Efendi’nin minderi vardı, şurada da Zeynel Efendi’nin minderi vardı, Şifa’yı orada okuturlardı.’

Biz de madem öyle diye yeniden başladık. İnşaallah bu güzel geleneğimiz bizden sonra da devam eder.”

Evet, 2005 yılından buyana her Pazar öğle namazından bir saat önce Şifa-i Şerif dersleri devam etmiş ve halen etmekteymiş.
 

¥
 

Üç ciltlik “Şifa-i Şerif Şerhi” Tahlil Yayınları’ndan çıkmış. Bu yayınevinden çıkmasının bir özelliği varmış.

Yayınevi sorumlularından Nurettin Yıldız, böylesine muhteşem bir eseri, il ve ilçe müftülüklerine hediye edeceklerini söylemiş.

Nurettin Yıldız’ın düşüncesi ise geçmişte okunan Şifa-i Şerif derslerinin yeniden camilerde okunmasıymış.

Yaşar Kandemir hocamız bu güzel müjdeyi duyunca, Şifa-i Şerif’in Tahlil Yayınları’ndan çıkmasına müsaade etmiş.

Çok güzel bir cilt ve sahife düzeniyle hazırlanan eseri elinize aldığınızda, hakikaten bir şifa hissine kapılıyorsunuz. Kitap hemen kendisini sevdiriyor.

Eser hakkında bilgi için Tahlil Yayınları: 0212- 417 77 75