Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kadına Şiddet Sahtekârları

Kadına Şiddet Sahtekârları

 

Toplumun her kesiminde sahtekârlar olur.
Bu sahtekârlıklarımız; bizim gibi haram ve helallerin birbirine karıştığı toplumlarda; “kargaşa, kaos ve şiddetin” bedelidir.
Örneğin hiç çekinmeden birbirimize karşı yalan söyleyebilmekteyiz. Kandırılmadığımız, aldatılmadığımız, yalanlara muhatap olmadığımız gün geçmez.
Yalnız bu sahtekârlıklar, insanların gözünün içine baka baka, kulakları duya duya, daha çok medya aracılığıyla yapılmaktadır.

¥
 
Mesela kadına şiddet mevzuunun suyu çıktı artık. Hatta çıkmakla kalmadı, sellere döndü, ırmaklar taştı, yakında boğulacağız.
Kadına şiddet meselesini savunanlara, yazanlara, çizenlere bakıldığında görülür ki, pek çoğunun “aile ve ev” hayatına dair halleri hiç iç açıcı değildir.
Oysa memleketimizde kadınlar kadar, erkekler ve çocuklar da şiddet görmektedir. Ama kadın üzerinden sömürü rant getirmekte.

¥
 
Bugün şiddet meselesine dayak ya da benzeri eylemlerden yaklaşıp, aynı sahtekârlığa düşmek istemiyorum.
Aile bozgunculuğuna yeni katılan “sosyal medya” başta olmak üzere, medyanın bizatihi kendisi, insan olan herkesi ciddi bir şiddet bombardımanına tutmakta.
Kadına şiddet sahtekârları, işin bu kısmına bakmazlar. Çünkü kadınlar ve çoçuklar, tüketme adına onlar için iyi birer malzeme.
Televizyon reklamları, özellikle kadınları ve çocukları ciddi bir strese ve tüketime sevk etmekte. Neden meseleye bir de bu pencereden bakmazlar acaba?
Televizyonlardaki ve gazetelerdeki üçüncü sayfa haberleri, şeytanın bile aklına gelmeyecek hadiselerden geçilmiyor.
Bu haberler hergün insanların beynine çivi çakarcasına kazınırken, neden insanların haberlerden nasıl etkileneceğini düşünmezler?

¥
 
Şiddetin önemli bir bölümü; televizyon programlarından, dizilerinden kaynaklanmakta. Hayal satan hayat tarzları, “sizin de olabilir” diye pazarlanmakta.
Olmayan paranın harcandığı yerde mutluluk olmaz. Ancak şiddet olur.
En zengininden en fakirine kadar, hangi kadının veya erkeğin cüzdanına baksanız, aylık gelirlerinin on katı üzerinde kredi harcamaları ve en az üç, en çok 20 kredi kartı çıkar.
Kadınlar ya da erkekler; başkalarına şirin gözükme adına kendilerini mahvetmekteler. Tükettikleri kadar üretebilseler, ne fiili şiddet görürler ne de sosyal şiddetin altında ezilirler.

¥
 
Yine şiddet sahtekârları nedense hep; “el şiddetinden” dem vururlar da “dil şiddetine” yanaşmazlar. Oysa el şiddetini doğuran ana sebep dil şiddetidir.
Dil edepsiz olduktan sonra şiddet kadın erkek tanımaz. Sözünde edeb olanın; “gözünde, kulağında, duygu ve düşüncelerinde” edep olur.
İnsanı edepli kılan sözüdür. Çünkü söz, özün dışa yansıması ve dile gelmesidir.
Her türlü reklam, dizi, program, yazı ve çeşitli görsel ve işitsel malzemelerle önce aileyi parçaladılar, şimdi de parçalanan ailelere yapılan şiddeti kınıyorlar.
Şiddet sakızını çiğneyen yüzsüzlerin ağızlarından, şimdiye kadar hiç; “tasarrufa, tevazuya, sabra ve sadeliğe” dair laflar işitilmiş midir?
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi