Bu hafta, tarihçi yazar Ziya Nur Aksun’un tarihini ve kendisini anlatan bir kitap var.

Ötüken Yayınları’ndan çıkan eseri, Ziya Nur Aksun ağabeyin kız kardeşi ve ilk kadın gazeteci yazarlardan Belma Aksun hanımefendi kaleme almış.
 

“Ziya Nur Aksun’u tanımadan ve okumadan, Osmanlı Devleti’ni ve yakın tarihimizi anlamak mümkün değildir.” Böyle söylemem belki biraz abartı gelebilir.

Çünkü bizim ülkemizde muhteşem bir tarih kirliliği mevcuttur. Maalesef yüz yıldır bu kirliliğin içerisinde “hangi tarihimiz doğrudur” diye bocalayıp durmaktayız.
 

“Emirli ve yönlendirilmeli resmi tarihçilerin, devlet kesesinden ödenmiş peşin paralarla” yazdıkları tarihin doğru sayılabilecek kısımları bile tahriflidir.

Bu sebeple tarihimizi; hür vicdanıyla, hür iradesiyle, hür düşüncesiyle, hür fikriyle kaleme alabilen, kalemini midesine değil, yüreğine teslim etmiş kişi ve kişilerden okuyabilir ve öğrenebiliriz.
 

İşte bu isimlerden birisi de merhum Ziya Nur Aksun ağabeydir.

¥
 

Batılı bir tarihçi der ki; “İmparatorluklar ölmez, intihar eder.” Ziya Nur Aksun’un tespitiyle Osmanlı Devleti “intihar ettirilmiştir.”

Ziya Nur Aksun’u okuyanlar bu gerçeği göreceklerdir. Osmanlı Devleti’nin sonunu içeriden hazırlayıp, dışarıdan yıktıranların iç yüzlerini bilecektir.
 

Yayınevinin de kitap hakkında dile getirdiği gibi, “Osmanlı ruhunu hakkıyla kavramaya ve o ruhtan hareketle, milletimizi yeniden şaha kaldırmaya ömrünü adamış gerçek bir millet mistiği olan Ziya Nur Aksun’un bu kitabı, doğru tarihe açılan yeni bir penceredir.”

Osmanlı Cihan Devleti’ni hakettiği yere oturtan Ziya Nur Aksun’un hayatının anlatıldığı eser, ayrıca yakın tarihimize de ışık tutmakta.

CHP’nin istibdat devrini anlatan olayların özetle aktarıldığı hadiseler, inanılacak gibi değil.
 

Söz konusu eseri anlatabilmek için Mehmed Akif Ersoy’a müracaat etmeliyim.

Çünkü Ziya Nur Aksun’un yazdığı tarih, Mehmed Akif’in şu mısrasında kendisini bulmakta.

“Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz,

Gelmişiz dünyaya insanlık nedir öğretmişiz”

¥
 

Batılıların, Hıristiyanların; sopayla, yağma ile çapulla girdikleri yerlere biz medeniyet götürmüşüz.

Bu sözleri destekleyen canlı şahitleri, halen Balkan coğrafyasının her yanında görmek ve duymak mümkündür.
 

Osmanlı Devleti’nin çekildiği veya çekilmek zorunda bırakıldığı her kara parçasında, şu ifadeyi rahatlıkla duyabilirsiniz.
 

-“Osmanlı gitti huzurumuz bitti.” Bu serzeniş ve acı tespit, Osmanlı Devleti’nin madde planında yok edildiği halde, kafa ve kalplerde hâlâ yaşadığının bir ıspatıdır.
 

Osmanlı Padişahlarına “deli” sıfatı Tanzimatçıların hediyesidir. Abdülhamid’e “Kızıl Sultan” yaftası, Fransızların icadıdır ve bizdeki Osmanlı düşmanlarının sahiplenmesidir.

Ayrıca Osmanlı Padişahlarına her türlü çirkin iftira, “peşin paralı tarihçilerin” batılı tarihçilerden çaldıkları yalanları, bir de kendi dilleriyle, kalemleriyle milleti aldatmalarıdır.

Eser hakkında; Ötüken Yayınları 0212- 251 03 50