Mahmud Sami Ramazanoğlu
Nasip olursa bugün gazetemizde birkaç gün sürecek yazı dizisi var.
“Gayret olmadan emel gerçekleşmez” derler.
Bu çerçevede, Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretlerini “ehil yüreklere” müracaat ederek anlatmaya gayret ettim.
“Yazmanın, görmenin, bilmenin, duymanın” sorumluluğu gereğince; “bizim de tuzumuz bulunsun” istedik.
Ve söze, Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretlerini anlatan “kalp ehillerinin” ifadeleriyle başlayalım.
¥
“Öyle bir zata sahipsiniz ki; bütün kafirler bir araya gelse, gökyüzünden onu yere atsalar, yine ayakları üstüne düşer.” Gönenli Mehmed Efendi
“Yeryüzünde melek görmek isteyen Sami evladımızın yüzüne baksın. Sami evladımın edebine melekler gıpta ederler.” Esad Erbilli Hazretleri
“Bütün güzel sıfatları üzerinde toplayan bu zât kadar Ebu Bekir es Sıddık meşrebinde bir insan görmedim.” Abdülvehhab es-Selâhi
“Bu zat asırlar içinde ender görülen bir yüce zâttır. Kadir ve kıymetini biliniz.” Muharrem Harrânî
“İrşadla görevli kişi Sami Efendi’dir, ona gidiniz. Biz sadece iman hakikatlerini yazmak ve yaymakla memuruz.” Bediüzzaman Said Nursi
“Sami Efendi gökten inen taze yağmur gibidir, hidrofilli pamuk gibidir, yaralara konur, tedavi edilir.” Necip Fazıl
“Rabbimiz Teâlâ Hazretlerinin izni ile her hâl ü hareketleri, Kur’an-ı Kerim ahkâmına ve şefiü’l-müznibîn olan Fahr-i Kâinat Efendimiz (sav) Hazretlerinin âdâbına ve sünnet-i seniyyesine uygundu.” Musa Topbaş Hocaefendi
“Bütün ömrünü Rasûlullâh (sav)’in sünneti üzere yaşamaya gayret etmiş olan Sami Efendi (ks) Peygamber aşkıyla dolu bir Hak dostu idi. Yalnız dili değil, bütün hücreleriyle beraber cesedi de, rûhu da daima ‘Allah’ diyordu...” Osman Nuri Topbaş Hocaefendi
¥
Bütün ömrünü Allah ve Peygamber aşkına adayan ve “incinmeyeceksin, incitmeyeceksin” felsefesi üzerine kuran Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretlerinin hayatını dizi yazısı yapma cesaretini Musa Topbaş Hocaefendi’den aldım.
Musa Topbaş Hocaefendi, Mahmud Sami Hazretlerini anlatırken şöyle diyor:
“Bu mühim yazıyı kaleme almamıza cür’et etmek mecburiyetinde kalışımızın sebebi; gerek hâlihazırdaki gerekse istikbâldeki nesle büyük bir Allah dostunu tanıtmak, hakiki mürşîd-i kâmillerin ne olduğunu bildirmek ve sevdirmektir.
Yoksa bizim yazabildiğimiz deryadan bir katre mesabesinde bile değildir.”
¥
Mahmud Sami Efendi Hazretleri hakkında daha geniş malumat yazı dizisinde yer alacak, ama şu ifadeleri acele ederek hemen paylaşmalıyım:
“Doksan dört yıllık ömrü boyunca bir kere ayağını uzatmamış, bağdaş kurup oturmamış olan o gül yüzlü melek, sırtını bir yere dayayarak bir lokma yemek yemediği gibi vefatından sonra da bacaklarını uzatmamış, cenazesi bu halde yıkanmış ve kefenlenmiştir.
Namazı Ravza’da kılınıp Cennetü’l-Baki’ye gelinceye kadar yine ayaklarını uzatmayan bu mübarek zat, kabre yerleştirenlerin şehadetiyle, ancak kabre konulurken ayaklarını uzatmışlardır.” El-Fatiha.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.