İki gencin hikayesi
Uhud Savaşı Müslümanların ağır bir sınavıydı. Savaş öncesi Hazreti Peygamber her zaman olduğu gibi, orduyu teftiş ediyordu. O sırada çarpışamayacak yaştaki küçük çocukların geldiklerini gördü. Yaşları 13 ile 15 olan bu çocukları geri göndermek istedi fakat onlar gitmek istemiyorlar savaşa katılmak için ısrar ediyorlardı. Bunun üzerine Hazreti Peygamber, çocuklara, Medine’de kalan çocukların ve kadınların da korunmaya ihtiyaçlarının olduğunu ifade ederek onları bu işle görevlendirdi.
Çocuklar kendilerine verilen görevi yerine getirmek için hiç tereddüt etmeden geri döndüler. Fakat çocuklardan on beş yaşındaki Rafi Hz Peygamberi ikna etmeye çalışıyordu. Kendisi bu hadiseyi şöyle anlatır: “Resulullah’a arz olunduğum zaman ayaklarımda mestlerim vardı. Ayağımın ucuna basarak daha uzun görünmeye çalıştım. Resulullah benim orduya katılmama müsaade etti” Fakat Hazreti Peygamber’in Rafi’ye müsaade ettiğini gören aynı yaşlardaki Semure de üvey babasına yaklaştı ve -kendisinin güreşlerde Rafi’yi yendiğini dolayısıyla savaşa katılabileceğini ifade etti. Baba gencin bu talebini Efendimize iletti ve Hz. Peygamber iki gencin güreşmelerini istedi. Güreşte Semure Rafi’yi yenince Hazreti Peygamber her ikisine de savaşa katılmaları için izin verdi.
Bu olayda Hazreti Peygamber’in gençlerle ilişkilerini ve onları ikna yöntemini dikkate aldığımızda iki unsurun ön plana çıktığını görürüz. “Empati ve teşvik” Hazreti Peygamber birinci grupta yer alan gençleri ikna ederken, duruma açıklık getiriyor ve yeni bir görev belirleyerek onlara sorumluluk veriyor.
Bunun üzerine gençler ısrarlarından vazgeçiyor ve yeni görevlerini yerine getirmek için oradan ayrılıyorlar. İkinci grupta ise, arkadaşına izin verildiği için ben onu güreşte yenerim diyen gence Efendimiz “hadi o zaman güreşin” diyor. Gençler Efendimizin bu yaklaşımı ile kendilerine değer verildiğini hissediyor ve savaşa katılmak için büyük bir heyecan yaşıyorlar. Güreşin sonunda Efendimiz her ikisine de izin vererek onların bu taleplerine cevap veriyor.
Gençleri anlamak yerine, suçlayan ve yıkıcı bir tavır ile rencide eden anne babaların, Hz Peygamberin, gençlerle ve çocuklarla nasıl ilişki kurduğunu ve onlara nasıl yol gösterdiğini anlamaya ihtiyaçları vardır. Zira Efendimiz erişkinlerde olduğu gibi, çocuklarla ve gençlerle ilişkilerinde de her zaman anlayışlı ve çözüm odaklı olmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.