Reformculara ve Modernistlere Karşı Olalım
Muhterem kardeşim, şunu çok iyi bilmelisin ki, dinimizi içten yıkmak isteyenler, doğru dinî bilgilerin yanına kasıtlı olarak, az veya çok hatâlı yorumlar, şazz görüşler ilave ederek Müslüman halkın ve gençliğin kafasını karıştırmakta, zihinlerini bulandırmaktadır.
Reformcu, modernist, kimisi Kemalist, kimisi Fazlurrahmancı ilahiyatçı camiasından biri, diyelim 300 sayfalık bir kitap yazdı. Konusu din… Bunun 270 sayfasına Ehl-i Sünnetin de kabul ettiği doğru bilgileri koyuyor ama 30 sayfasını bozuk, yanlış, bid’at, şazz görüşler, teviller, yorumlar ile dolduruyor.
Dört mezhebin ittifakla kabul ve tasdik ettiği zaruriyat-ı diniyenin bazısı hakkında şüphe ve tereddüt tohumları ekiyor.
Hiç Mutezile kelimesini kullanmadan Mutezile mezhebinin Ehl-i Sünnete aykırı bozuk görüşlerini hakmış, doğruymuş gibi anlatıyor.
Reformcu ve modernist ilahiyatçılar, Peygamberimizi severmiş gibi görünüyorlar ama kimisi Sünnetin tamamını inkar ediyor, kimisi yüzde yüz inkar etmemekle birlikte hafife alıyor.
Allah, Peygamber, Kur’an, din diyen niceleri var ki, Efendimizin Sünnetini (Salat ve selam olsun ona) AB ve Feminizm normlarına ve ilkelerine göre ayıklamaya cür’et ediyor.
İşte böyle doğru ile yanlış yorumları birbirine karıştıran bozukların kitaplarına itibar edilmemeli, bunlardaki yanlışlar mutlaka çürütülmelidir.
Bozuk, reformcu, modernist, feminist, Kemalist, bid’atçi ilahiyatçıların çoğunluğu maalesef taqiyye ve kitman yapıyor.
Ehl-i Sünnet Müslümanlarının ne yapmaları gerekir:
1. Dinimizi icazetli Ehl-i Sünnet ulemasının güvenli, muteber, doğru kitaplarından öğrenmeliyiz.
2. Sünnî halk ve gençlik bid’atçilerin, reformcuların, mezhepsizlerin, telfik-i mezahipçilerin, Mason Afganîcilerin, Fazlurrahmancıların ve diğer bozukların kitaplarını okumamalıdır.
3. Sünnî Müslümanların alimleri, fakihleri, fâdılları, ziyalıları, sorumluları Ehl-i Sünneti savunma, ehl-i bid’ati çürütme konusunda genel, yoğun ve etkili bir kampanya açmalıdır. Bu hizmet yazılı, basılı, etkili olarak yapılmalıdır. (Şifahî ve uçucu dğil…)
4. Ehl-i Sünnet birleşerek bir İslamî Bilgi Bankası kurmalı ve ilmî araştırmalar yapıp Türkçe, Arapça, İngilizce bütün İslam dünyasına hizmet vermelidir.
5. Halkın ve gençliğin bir kısmı o kadar cahil kalmıştır ki, Ehl-i Sünneti yıkmak, onun yerine Fazlurrahmanın Tarihsellik bozuk mezhebini getirmek isteyen bazı taqiyyeci şahışları Sünnî sanmaktadır.
2000’li yıllarda Türkiye Sünnileri Şeyhülislam Mustafa Sabri, onun yardımcısı Düzceli Zahid el-Kevserî, Yusuf İsmail en-Nebhanî, Mekke Şafiî Reisüluleması Ahmed Zeyni Dahlan gibi büyük ulema ve fukahaya muhtaçtır. İstidatlı ve yüksek ahlaklı muhlis genç hocaların yeterli sayısı onlar gibi, onların yolunda yetiştirilmelidir.
Bir çürük incir, bir çuval incire zarar verirmiş. Bir din kitabında zaruriyat-ı diniyeye aykırı bir tek yanlış olsa bile o kitabın yazarı reddedilmelidir.
Büyük politikacılara danışmanlık ve akıl hocalığı yapan bozuk ilahiyatçılar eski İslam medreselerinin ve tasavvuf tarikatlarının açılmasın karşı çıkıyor.
Çünkü medreseler ve tarikatlar Ehl-i Sünnetin kaleleridir. Açılmaları ehl-i bid’atin ve ehl-i reformun işlerine gelmiyor.
Bugün ülkemizde Ehl-i Sünneti savunma ve ehl-i bid’at ve ehl-i reformu çürütme hizmetleri son derece yetersizdir.
Reformcular, modernistler, Afganîciler, Fazlurrahmancılar, Kemalistler, neo-Mutezile, neo-Haricîler, Rafizîler, Necdîler, fıkıh düşmanı mezhepsizler büyük tahribat yapmıştır.
Allahı iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındığı bile birtakım İslamcılar baş tacı etmektedir. (Türkçeye çevrilen kitbında “Allah gerçek bir Janus’tur (=Hoda Janus-i hakikî est)” cümlesini yazmıştır.)
Ehl-i Sünneti savunmakla vazifeli birtakım kimseler bu vazifelerini hakkıyla yapmazlarsa çok büyük ve ağır vebal altında kalacaklardır.
* (İkinci yazı)
Hammer’in Tarihi, Redhouse’ın Lügati, Cuinet’nin Coğrafyası
Dünya dillerine çevrilmiş kaç edebî ve fikrî kitabımız var? Hemen hemen yok. Şu bizim meşhur Bay Nobel’in kitapları var ya!.. Onlar sayılmaz, Nobel kazandığı, daha doğrusu kazandırıldığı için çevrilmiştir onlar.
Cumhuriyet devrinde bütün dünyanın hayran kaldığı kaç Kemalist mimarlık eseri dikilmiştir? Hemen hemen hiç.
1950’den sonra kaç güzel cami inşa edilmiştir? Kırk bin yeni cami inşa edilmiştir ama onların sadece tahminimce kırk tanesi güzeldir, sanatlıdır.
Türkiyeliler Türkoloji, Türk edebiyatı, Türkiye tarihi, Türkiye mimarlığı, Türkiye coğrafyası gibi konularda ileride midir?
Maalesef nal topluyorlar… En büyük Türkçe lügat kitabını Redhouse yazmıştır… Hammer’in Osmanlı Tarihindan üstünü henüz yazılamamıştır… Cuinet’nin Asya Türkiyesi Coğrafyası aşılamamıştır… En büyük Divan edebiyatı antolojisi Gibb’inkidir… Selçuklu, Beylikler, Osmanlı mimarlık eserleri konusunda en büyük ve kıymetli eser Albert Gabriel’in külliyatıdır… Anadolu florasını İngiltere Edinburg üniversitesi yayınlamıştır…
Peki bu Türkiyeliler neler yapar? Bol bol havanda su döverler.
Egemen ve yavuz azınlık Kemalistler heykeller, büstler diker, portreler asar. Bunlar bari heykeltraşlık ve resim sanatı bakamından değerli midir? Güldürmeyin beni.
Türkiyenin okuma yazma ve eğitim durumu nasıldır? Her yer okul dolu, büyük bir ordu kadar öğretmen var… Bizde maalesef okuma yazma ve eğitim sizlere ömürdür. İlköğretim, lise ve üniversite diplomalılar, küçük bir azınlık dışında atalarının Türkçe mezar taşlarını, 1928’den önce yayınlanmış Türkçe kitapları okuyamazlar.
Bari ahlak, fazilet, temizlik, şeffaflık konusunda durumumuz iyi mi? Cevabını ben vermeyeyim bu sorunun, Uluslararası Temizlik ve Şeffaflık raporunda Türkiyenin 10 üzerinden, 5’in altındaki notuna bakar anlarsınız.
Yahu hiç iyi şeyler yok mu bu ülkede… Elbette var ama onlar madde, para, zenginlik, teknik, yollar, havaalanları, barajlardır. Bizim bu yazıdaki konumuzun içine girmezler.
Türkiye’mizin kültür, lisan, edebiyat, ilmî araştırmalar, eğitim, üniversiteler, mimarlık, millî barış ve mutabakat, adalet ve güvenlik, temizlik, şeffaflık raporu hiç de parlak değildir.
Teknik ilerlemeler konusunda da fazla konuşmayalım, atıp tutmayalım… Güney Koreliler gibi yüzde yüz millî ve yerli otomobil üretebiliyor muyuz?.. Tarımımız, hayvancılığımız, yemeklik yağ durumumuz parlak mıdır?..
Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeyiz. Ahlak, fazilet, iffet durumumuz nasıldır?
Elbette maddî ilerlemeler, zenginleşmeler, teknik terakkiler var ama bunlar bizi kültür, ahlak, ilim, eğitim, üniversiteler, sanat konusundaki büyük bozukluklarımızı görmekten alıkoymamalıdır.