Hazin bir son
Geçtiğimiz günlerde öldürülen ABD’li kadının ardından, KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ VE ŞİDDET konusu yeniden gündeme geldi. Olay yerli basında olduğu kadar yabancı basında da çok fazla konuşuldu. ABD’li yayın organları Türkiye’nin şiddet odağında yer aldığına dair manşetler attılar.
Toplumumuzdaki bazı kadın kuruluşları ise bu olayı, kadının özgürlük ve hakları ile ilişkilendirerek, “Bir kadın seyahate çıkamaz mı, özgürce gezemez mi? Geceleri dışarıda eğlenemez mi?” anlamında daha fazla özgürlük talebinde bulundular. Olayın uyuşturucu mafyasının işi olabileceğini ya da kadının bir ajan olduğunu ifade edenler de vardı.
Her ne olursa olsun bir insanın öldürülmesi kadar büyük bir vahşet yoktur. Fakat sürekli özgürlük çığırtkanlığı yapan kesimlerin de aslında kadınları bir tehlike çemberinin içine çektiklerini ve teşvik ettiklerini görmekteyiz. Ne yazık ki, kapitalizmin tuzağına düşen özgürlük kavramı insanlığa cafcaflı simgeler ve renklerle sunuluyor. Özgürleşeceğim diye yola çıkan kadınların pek çoğu ya bir bataklığa düşüyor ya da sessizce hayata veda ediyor.
Akşam vakti sokaklara şöyle bir göz attığınızda, genç kızların, kadınların ve gençlerin gecenin o vaktinde gezip eğlendiğini görürsünüz. Özgürlüğümü yaşıyorum bahanesi ile sokaklara düşen bu kadınları gecenin o saatinde hangi tehlikelerin beklediğini bilemiyoruz. Elbette ki sokaklardaki tehlikeler ortadan kaldırılmalı, insanlar can ve mal güvenliğine sahip olmalıdırlar. Fakat kişinin bireysel olarak alabileceği önlemleri de hepten yabana atamayız.
Yaşanan cinayetler, şiddet ve haksızlıklar, dinimizin, insanın güvenliğini korumak için öngördüğü tavsiyeleri düşündürüyor. Mesela dinimiz bir kadının, eşinden çocuğundan ve evinden uzak bir diyarda amacı ne olursa olsun yâda sorumsuzca gezip tozmasını, mahremi olmadan belli mesafede yolculuk yapmasını zaruret yoksa gece dışarı çıkılmasını hoş karşılamaz.
Müslüman yatsı vakti ve namazı ile beraber bu saatten sonra ailesi ile ilgilenir yâda dinlenmeye çekilir. Çünkü gece içinde pek çok görünen ya da görünmeyen tehlikeleri barındırmakta ve insan yaşamını tehdit etmektedir. Ne zaman ki İslam’ın insan güvenliğini sağlamak için getirdiği kalkanlar hayatın dışına itildi, can, namus, vatan, adalet ve hürriyet, nesil ve mal güvenliğimiz kalmadı. Bu bir gerçek!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.