Bilal Şahan

Bilal Şahan

Bir sağlık manşeti de benden: Müslüm Baba ve hastane reklamları

Bir sağlık manşeti de benden: Müslüm Baba ve hastane reklamları

Kapıyı açtı, selam bile vermeden  “Bugün 3 Mart 2013 Pazar, ‘sütbank’ helalinden bol emzirmeli günler diler” diyerek içeri girdi. Ardından “ Bilal’im sende bir sağlık haberi patlat” ile devam etti dostum.

Bir solukta söylenen sözlere karşılık kendisine nasıl baktıysam artık “patlamış mısır gibisin. Sen bir şey patlatamazsın, bu hasta halinle” deyiverdi.

İşin aslına bakarsanız dost acı ama doğru söyledi. Bir türlü iyileşmeyen alt solunum yolu enfeksiyonum var. Hastalığı atamadım. Hürriyet’in “Bu Fiyata Bu Emar” manşetini okuyunca, bende de bir yeşil ışık yandı.  Ihlamur faslının ortasında manşeti patlatıverdim gitti: Bu kadar ucuza, bu kadar iyileştiren ilaçlar mı türedi?

Ağzındaki yudumu zor yutkundu dostum, baktım gözlerinden yaş gelmiş. Sırtına bir iki şaplak attım biraz kendine geldi ve tepkisini gösterdi. “Az kalsın manşet değil beni patlatıyordun. Lafını ortaya attın, üstüne alan alır, gereğini, araştırmasını yapar umarım.”dedi.
Ben de umuyorum. Şu ilaçları  bir incelemek, inceletmek lazım. Sivil toplum örgütleri üzerlerine düşeni yaparlar inancındayım.

Bu faslı geçtik ama sağlık konusunu geçemedik. Toplumun bir kesiminin “anti depresanı” olan Müslüm Gürses’in vefatı ve İbrahim Tatlıses’in açıklamalarını gündeme getirdi dostum.
Her fani gibi O’da ölüm ile yüzleşti. Giderken ardında nur topu gibi bir tartışma da bıraktı diyebiliriz Tatlıses’in açıklamalarına bakarak.

Öğrenciliği Ankara’da geçenlerin çoğu komplo teorilerine meraklı oluyor herhalde. Tatlıses’in açıklamalarını homurdanarak okuyan dostum hemen teorisini ileri sürdü. O’na göre “ yakında hastane savaşları patlayacakmış. Açıklamalar bunun işaretiymiş.”

Bir “haydaaa” çektim. Ardından “haberi sen patlattın dostum” dedikten sonra; O, olayı  analiz etti.

Türkiye’de;  doktor, hastane, ilaç,  eczane reklamı  yasak. Bu yasak çeşitli yollarla deliniyor. Basit yöntem, eskiden konut projelerinde ünlü birisine ev verip O’da buradan ev aldı şeklinde olanı gibi. Hastalanan ünlünün yattığı hastanenin dolaylı reklamı oluyor. Çünkü basın 24 saat izlemede kalıp haber aktarıyor,hatta canlı canlı bağlantı kurup vatandaşa bilgi  aktarıyorlar.
“Önce şunu hatırlayalım” diyerek devam etti dostum. İbrahim Tatlıses’in saldırı sonrasında tedavi olduğu hastane grubuyla ilgili bazı haberler çıkmış. Yalanlanan iddiaya göre, hastane yönetimi Tatlıses’e “ Yatağından yorganına, terliğinden pijamasına kadar her eşyada kendi adlarının yazmasını teklif etmiş. Bunun karşılığında tedavi masraflarını ödeme” demiş.

Şimdi Müslüm Baba’ya gelelim. Tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti. Tatlıses ise iyileşti. Bu farka dikkat çeken dostum anlatmaya, “yazmaya” devam etti.

Gürses iyileşemediği gibi arkasında ölümüyle ilgili iddialar bıraktı. İddia sahibi Tatlıses, “babanın” bir hafta önce vefat ettiğini, hastanede enfeksiyon kaptığı için öldüğünü söylüyor. Hatta bu iddialarını Sağlık Bakanı’na da iletmiş.

Hastanenin, SGK ile anlaşması var mı, Gürses’in sosyal güvence durumu nedir bilmiyoruz. Eğer tedaviyi SGK karşılıyorsa koskoca hastane para almak için ölüm haberini bir hafta geciktirir mi ki? “Bence tenezzül etmez” dedim; O’na. Haber vermede gecikme varsa bu şıkkı elememiz lazımmış. Öyle dedi komplocu dostum.

Cenaze kalktı ama sorular ortada duruyor. Kafam kaldırmadığı için dostumun  “Bu hareketler reklam kokuyor. Hastane savaşları olur” iddiasına da bir şey diyemedim. Kararı siz verin diye aktardım. Ben sadece aracıyım.

Hem hasta, hem yasta, hem de kafam karışık haldeyim. Bir eczaneye gideyim de şu “çiklet gibi satılan” anti depresanlardan bir tane alayım iyi gelir belki. Benim yerime siz düşünün bu sefer.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Bilal Şahan Arşivi

Tohum

18 Eylül 2014 Perşembe 13:33