“Dizi”yi “tarih” zannetmek…
“Muhteşem Yüzyıl dizisi tarihe ilgiyi artırdı” diyenlere sorduğum tek soru var:
“İlgi gören tarih mi, yoksa entrika mı, düzenbazlık mı, çıplaklık mı?”
Dizideki Osmanlı Sarayı, Roma Sarayı’nın tıpkısının aynısı!..
Kanuni figürü, Bizans İmparatorlarından farksız: Onlardan ayırıcı tek farkı kıyafeti ki, o da dönemin kıyafeti değil!
Kanuni’nin dizide yaşadığı hayat tarzı, Borgia Haneda’nın (Papalık hanedanı) hayat tarzından farksız!
Babasından utanan, “Baban gibisin!” dendiğinde, katılıp kalan bir Kanuni! Yani, “zalim oğlu zalim” vurgusu…
Oysa “zulüm odağı” yapılan Yavuz Sultan Selim, sekiz yıla seksen yıllık icraat sığdıran bir Padişah.
Meşhur şeyhülislâm ve tarihçi Kemâlpaşazâde (1468-1534) Yavuz Sultan Selîm’i şöyle anlatır:
“Az zaman içre çok iş etmiş idi, sayesi olmuş idi âlem-gîr,
“Şems-i asr idi, asırda şemsin, zilli memdûd olur zamanı kasır;
“Tâc ü tahtıyla fahr eder beyler, fahr ederdi anınla tâc ü serîr.”
(Az zamanda çok işler başarmıştı, gölgesi bütün cihanı tutmuştu. 0 paâdişah ikindi güneşi gibi idi, bu vakitte güneşin gölgesi uzun, ömrü kısa olur. Beyler, taç ve tahtlarıyla övünürken, taç ile taht bizzat onunla övünürdü).
Özet olarak başarılarına bakalım:
Rayından çıkan devleti neredeyse yeniden inşa;
Çaldıran Zaferi;
Doğu ve güney sınırlarındaki önemli kale ve şehirlerin fethi;
4. Mısır Seferi;
5. Mercidabık Zaferi;
6. Ridaniye Zaferi;
7. Hilâfetle buluşma;
8. İdari düzenlemeler ve ıslahat çalışmaları;
9. Askeri modernleştirme;
10. Donanmayı güçlendirme faaliyetleri;
11. İmar-iskân faaliyetleri;
12. İlmi-edebi ve tercüme eserleri teşvik.
Konumuz Yavuz olsaydı, söylenecek çok şey var, ama konumuz Yavuz değil, tabii Yavuz’u “zalim” göstermek de kimsenin haddi değil!
Dizideki Harem, “çıplaklar kampı” gibi!..
Haremdeki kadınlar, karpuz sanki: Seç, beğen, al, kullan at!
Hanedan kadınlarının tamamı 24 saat fitne düşünen, fitne yaşayan “cadı karı”lar zümresi!..
Ağaçlara zarar veren karıncaların öldürülmesinde “günah” olup olmayacağını Şeyhülislâm’a soracak kadar dini hassasiyeti olan Kanuni’nin evinde (harem) haram ilişkiler ayyuka çıkmış!..
Bu görüntü yetişme çağındaki çocuklarla tarihi dizilerden öğrenen cahilleri etkiler diyordum ya, sadece çocuklarla cahilleri değil, meğer insanlara her gün medyadan “akıl satan” mürekkep yalamış, üniversite okumuşları da etkiliyormuş.
Bayan Yazar’ın yazdıklarını okuyunca anladım bunu: “Tarihsizlik talihsizlikmiş” dedim içimden…
Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken artık ecdadıyla iftihar edemediğini belirten Bayan Yazar, şöyle diyor:
“Kanuni ya da Muhteşem Süleyman yerine gaddar Süleyman diyeceğim geldi. Muhteşem Yüzyılı seyrederken, demokratik bir Cumhuriyet olduğumuz için şükrediyorum.
“Ne olursa olsun, Hikmet-i hükümet denilse de, kabullenmek zor. O sarayda yaşayanların hepsi bence ruhi bunalım içinde.”
Yani resmen “hepsi yarı deli” diyor!
Düşündüm: Bayan Yazar o eski “İnci” (eski Tercüman’ın magazin eki) ve “Bulvar” (sahipliğini ve yazarlığını yaptığı ilk magazin gazetelerinden) mantığına geri mi döndü, yoksa tarih konusundaki bilgisizliğinin kurbanı mı oldu?
Tepkilerden sonra “geyik yaptım” dese de, ecdat üstünden “geyik” olmaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.