Haçlı taarruzuna dikkat!..
Türkiye, iç tartışmalarıyla meşgul…Adeta büyüklüğünün farkında değil!..Dışarda ise bambaşka bir Türkiye algısı var…Özellikle Batı, Türkiye’nin yükselen değer olduğunun farkında…Bu farkındalık, onları bir yandan Türkiye ile uyumlu hareket etmeye diğer yandan da Türkiye’ye karşı tedbirler almaya itiyor…Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu Üyesi vekillerimizden Ak Partili Prof.Dr. Pelin Gündeş Bakır’ın tespitlerini yansıtmıştık…Bugün, “Türkiye-Batı” ilişkilerine biraz daha derinlemesine girmiş olalım.Batıda tam manasıyla bir “nüfus krizi” var.Sosyal güvenlik politikaları çökmüş durumda…Bir genç, dört beş yaşlıya bakmak mecburiyetinde…Özellikle Almanya dışındaki AB ülkelerinin durumu çok fena…Diyor ki Sayın Bakır:“Avrupa inovasyon (yenilik) üretemiyor. Nüfus yaşlı, beyinler durgun, ırkçılık gittikçe yükseldiğinden beyin göçüne de ihtiyatla yaklaşıyorlar. Almanya, bir ara beyin göçü çekmeye çalıştı ama orada da ırkçılığın yükselişte olması süreci olumsuz yönde etkiledi. Ancak ne olursa olsun, Avrupa Türkiye’ye muhtaç. Türkiye olarak Avrupa’nın bu ihtiyacına cevap verebilecek potansiyele sahibiz. Bunun için, öncelikle Sayın Başbakanımızın ‘En az üç çocuk’ çağrısına kulak vereceğiz… İkinci olarak da Avrupa’daki beyin varlığımıza sahip çıkacağız… İnsanlarımızı, batıdaki birtakım şer odaklarının tuzaklarından koruyacağız…”Evet şer odakları meselesi…Birçok AB ülkesi, kafayı bizimkilere takmış durumda…Kendileri doğuramıyorlar ya, bari “Tehdit olarak gördüğümüz Anadolu çocuklarını tüketelim!” diyorlar…İnsanımız sahipsiz bırakılırsa bu işte de hayli mesafe alacaklar…Hatta almış durumdalar…Pelin Gündeş Bakır Hocamızı dinlemeye devam:“Diyelim ki Almanya’da bizim gençlerden biri evlenecek yaşa geliyor… Ailesi, Türkiye’den bir gelin buluyor. Güç bela oraya getirtiyorlar gelini… Zaman içinde uyumsuzluk meydana gelirse, boşanma sözkonusu oluyor. Kadıncağız sosyal haklarını elde edememiş oluyor çoğu zaman… Ortada çocuklar da var… Bu tür zor durumda kalmış anaların çocuklarına, misyonerler kanca atıyor… Bir proje olarak sahipsiz ya da bunalımlı çocuklarımızı ele geçirmek için müthiş hamleler yapıyorlar… Çocuklarımızı misyoner kuruluşlar ele geçiriyor hatta yapıyı iyice bozmak için homoseksüellerin yanına veriyor… Böylece, potansiyel tehdit olarak algıladıkları varlığımızı tüketmeyi hedefliyorlar…”Evet…Türkiye, on yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar büyük ve iddialı bir ülke.Projeleri de buna uygun olmalı. Avrupa’nın bize olan ihtiyacı arttıkça karşı hamlelerinin kıvamı da koyulaşıyor…¥Hayal dünyasında gezinmenin anlamı yok.Avrupa bize hiçbir zaman dost olmayacak…Onlar güçten anlar…Türkiye Avrupa üzerinde kontrollü güç uygulamak zorunda…Bunun için de, en büyük varlığı olan gurbetçilerimize sahip çıkmamız şart!..¥Kış kışlığını yapıyor!..