M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Haram Karışık Helal Gıdalar!

Haram Karışık Helal Gıdalar!

Nerede olduğu hiç önemli değil!
Önemli olan "helal gıda" patentli bir ürünün bahse konu olması.
Avrupa'da bir ülkede "helal gıda"nın içinde domuz eti bulunmuş.
Aslında bu yeni bir haber de değil!
Gıdalara haram karıştırılması, öteden beri zaten biliniyor.
Ancak, bunun "helal gıda" patentli bir üründe görülmesi, çok korkunç ve iğrenç!
Bu patent ne için alınıyor?
"Helal gıda" hassasiyeti olan insanların güvenle yemesi için.
Sonuç:
Helal gıda diye inanlara haram gıda yediriliyor!
Oysa bunlar, "helal gıda" patentiyle üretiliyorlar!
Peki, bu nasıl onay?
Bu nasıl patent?
Bu nasıl denetim?
Bu nasıl insaniyet?!
***
Olayın Norveç'te olması, neticeyi değiştirmiyor!
Benzeri olaylar başka ülkelerde de olabilir, Türkiye'de de.
Hatta, olabilirliği konusunda benim ciddi kuşkularım var!
Çarşı pazardan aldığımız ürünler, acaba ne derece güvenli, biliyor muyuz?
Yediğimiz gıdalar ne derece sağlıklı, farkında mıyız?
Doğrusu, bunlardan hiç de emin değiliz?
Endişelerimiz, çekincelerimiz, şüphelerimiz var!
Maalesef, gıdaların büyük çoğunluğu geleceğimizi tehdit ediyor!
En önemlisi de çocuklarımızı...
Fast-food alışkanlığına müptela gençlerimizin sayısı hızla çoğalıyor.
Boyalı cilalı, oyuncak tuzaklı süslü gıdalar, yavrularımızı ciddi ciddi tehdit ediyorlar!..
Bu gidişle, ağzına bozuk gıda, sağlıksız besin, haram lokma almayan hiçbir müslüman bırakmayacaklar!

***

Eskiler böyle durumlara şahit olunca derlerdi ki:
"Artık kıyametin kopması yaklaştı!"
Kıyametin, tefessüh etmiş, kokuşmuş, bozulmuş toplumların üzerine kopacağında şüphe yok!
Fakat, bu toplumun içinde yaşayıp da, buna engel olmayan biz müslümanların kusuru yok mu?
Kıyameti yaklaştırmaya bizim ne hakkımız var?!
İman edip kendisine tabi olduğumuz kutlu Nebi (s.a.v) şöyle buyuruyor:
“İnsanlar öyle bir zamana ulaşacak ki, o zamanda riba (faiz) yemeyen kalmayacak. Öyle ki, doğrudan yemeyene bile buharı ulaşacak.” Diğer bir rivayette: “...tozu ulaşacak.” deniyor. (EbuDâvud,Büyû,3; Nesâî,Büyû,2; İbnMâce,Ticârât,58) 
Ne yazık ki, bugün, ahtapot gibi her yanı sarmış faiz illetinden, etkilenmeyen Müslüman yok gibi!
Herkes bir şekilde faize karışıyor veya bulaşıyor!
"Hiç bulaşmadım" diyenler de, tozundan toprağından istifade ediyorlar! 
Fazi böyle de, haram gıda farklı mı?
Belki bilerek değil ama, pek çoğumuzun midesine haram gıdaların ulaşma ihtimali oldukça yüksektir!
Tek tesellimiz; bilmeyerek işlediklerimizden inşaallah sorumlu tutulmayacağımızdır.
Ama şüphelerden kaçmak da, iyi müslüman olmanın vasıflarındandır.

***

Allah Rasûlü aleyhissalatü vesselam efendimiz buyurur:
"Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası; kalptir." (Buharî,İman,39; Büyû,2; Müslim,Müsakat,107; EbuDavud,Büyû,3; Tirmizî,Büyû,1).
İnsanların özü, kalbi, niyeti, ameli bozuldu mu; helali haram yapar, haramı da helal!
Kainatta ne varsa her şeyi insan bozar!
Aslında bozulan gıdalar değil, insanın ta kendisidir.
Ne diyelim?
Allah, kıyametimizi yaklaştırmaya bizi vesile kılmasın!
NOT:Her Pazar sabah 10:30'da Konya TV'de canlı yayınlanan "vaktülemin" programının bu haftaki konusu: "imam nikahı ve sorunları" olacak, katılabilirsiniz.

[email protected]
twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi