Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Yeni Papa, İsrail’in zaferi mi?

Yeni Papa, İsrail’in zaferi mi?

Kilise içinde entrikalar malum. Birçok kanat ve lobi bulunuyor ve aralarında boğuşuyorlar. Skandallar da eksik olmuyor. Kimileri rahibelere saldırıyor kimileri çocuklara kimileri de eşcinsel eğilimler taşıyor. Fıtratı aşmak ve melek olmak isterken fıtrat karşısında iflas etmiş bulunuyorlar. Kilise içinde eşcinsel lobi veya güç merkezi olduğu gibi İsrail yandaşları ve karşıtları da var. 16’ıncı Benediktus hem İslam’a hem de Yahudiliğe karşı, gelenekçi bir papa idi. Dolayısıyla tuttuğu yol eski dostu, reformcu Hans Küng’ün çizgisinden çok farklıydı. Keza ‘Şalom-Selam’ projesinin sahibi olan ve İkinci Vatikan Konsilinin gerçek mimarı Massingnon’dan da ayrılıyordu. Esasında Massingnon ile Hans Küng gibiler Kilise içinde yeni bir anlayışı ve reformizmi temsil ediyorlar. Bu ötekine açılma olduğu kadar kendi köklerine yabancılaşma anlamına da geliyor. Papa ise doktrin bölümü başkanı olarak olduğu gibiydi. Zamanın rüzgarları onu esnetememişti. Zamanın rüzgarları karşısında esneyenlerle kavgası vardı. Bu kavgada yenik düşmüş olmalı. Papa 16’ıncı Benediktus’un yerine geçen yeni Papa Francis İsrail dostu olarak nitelendiriliyor. Bu tasniflere ve ya değerlendirmelere pek aldanmamak, en azından ihtiyatla yaklaşmak lazımdır. Gerçekten de Arjantin asıllı yeni Papa Francis İsrail dostu mu, yoksa 16’ıncı Benediktus düşman safta algılandığından dolayı böyle mi görülüyor? Yahudiler yeni Papa sevgisinden ziyade eskisinden nefret ettiklerinden mi böyle düşünüyorlar? Bizden bir deyimle ifade etmek gerekirse: Ali sevgisinden ziyade Ömer buğzundan hareketle mi böyle diyorlar? 16’ıncı Benediktus’un istifasının arkasında yatan gizli nedenlerle alakalı bir yazımızda Yahudi boyutuna da işaret etmiştim: “Vatikan’ın labirentlerinde gizlenen hususlardan birisi de kurum içinde gizli yapılanmalar ve bu yapılanmalar çerçevesinde kanatların çekişmeleridir. Bu cemiyetlerden birisi Pius Kardeşliğidir. Papa 16’ıncı Benediktus’un bu kardeşlikle alakası da istifasının muhtemel sırlarından birisidir. Bu cemiyetin başkanı olarak görülen Piskopos Bernard Fellay, Aralık 2012 tarihinde Yahudilerin Kilisenin baş ve gerçek düşmanları olduğunu söylemiştir…” Muhtemelen Papa 16’ıncı Benediktus Fellay’ı kolluyordu.
¥
İstifa eden Papa’ya hasım olan Yahudiler, yeni Papa’yı alayişle karşılıyorlar. İsrailli liderlerin tamamı yeni Papa’yı adeta kendilerinden biri olarak görüyorlar. İsrail halkının dostu olarak nitelendiriyorlar. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres seleflerinin izini takip ederek yeni Papa’dan, İsrail’i, ziyaretinden mahrum etmemesini dilemiş ve yalnızlıklarını gidermesini ve kırmasını istemiştir. Şimon Peres, Polonya Katolik Kilisesi ricaliyle yaptığı görüşmede: “Çalkantılı bölgeye barışı taşımak için yeni Papa’nın ilham kaynağı olacağını ümit ediyorum. Onun döneminde de genel olarak Hıristiyan ve Yahudiler arasında, özel olarak İsrail ile Vatikan arasında kusursuz ve mükemmel ilişkilerin devam edeceğinden emin bulunuyorum” diyor. 266’ıncı Papa olarak seçilen Francis hakkında İsrail Baş Hahamlığı da aynı kanaatte bir değerlendirme yayınlamıştır.
Yeni Papa İsrail’in zaferi midir? Böyle olduğunu zannetmiyoruz. Bununla birlikte, Yahudilere yaklaşım konusunda yeni Papa’nın selefinin çizgisini sürdürmeyeceğini söyleyebiliriz.
¥
3-12-2005 tarihinde Papa 16’ıncı Benediktus Hazreti İsa’nın doğduğu şehir olan Beytüllahim’ı ziyaret etmiş ve burada Mahmut Abbas Papa’ya Filistin kimliği takdim etmiş ve bu suretle Papa Filistin uyruğuna geçmiştir. Papa 16’ıncı Benediktus Filistin devletinin kurulmasına destek vermiş ve İsrail’in 2006 yılında Lübnan’a saldırmasını da kınamıştır. Bunlardan dolayı Ürdünlü Yazar Musa Geylani, Papa’nın şimşekleri ve İsrail’in tepkilerini üzerine çektiğini ileri sürüyor. Onun Regensburg konuşmasının da bir alıntı ve iktibastan ibaret olduğunu ve kendi düşüncelerini yansıtmadığını ileri sürüyor. Müslümanların tepkilerini abartılı buluyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, kazın ayağı öyle değil! Müslümanlar tepkilerinde yerden göğe kadar haklıydılar. Papa haddini bilmiyor ve taassubundan dolayı tarihi hakikatleri tezvir ve tahrif ediyordu. Bununla birlikte, Papa’nın Müslümanlarla ilişkileri bu konuşmanın ardından gerginleştiği gibi Papa’nın Yahudilerle de arası iyi olmamıştır. Paha iki cephede de çarpışıyordu. Burada ilaveten bilmemiz gereken husus budur. Papa 16’ıncı Benediktus Müslümanları kızdırmış ama Yahudileri de memnun edememiştir. Bu itibarla, hem Müslümanlarla hem de Yahudilerle ilişkileri sorunluydu. Bu noktada Vatikan’ın İslam dünyası ve İsrail’le ilişkileri İsrail, İran ve Sünni dünya arasındaki çapraz ilişkilere de yansıtılabilir veya misal olarak verilebilir. Bunlar ikili değil çok boyutlu ilişkiler. İkili zaviyeden bakanlar veya kilitlenenler yanılırlar. İlişkilere üç boyutlu hatta çok boyutlu bakabilmeyi öğrenmeliyiz. Gelişmelere üç boyuttan bakabilmeliyiz. Yoksa güdümlü hale gelmek ve ikili bakış açısına hapsolmak içten bile değil. Kayıkçı kavgası üzerinden birilerinin hesabı da zaten bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi