Düzen Bozuktur Ama Yine de Çok Hizmetler Yapılabilir
DÜZENİN veya sistemin bozuk ve kötü olduğunu kabul etmemiz temel şarttır. Bu düzene eskisinden iyidir demek bile caiz olamaz. Eskisine göre daha az kötüdür diyenlere de “Bu iddianız tartışılabilir” cevabını veririz.
Müslümanın vazifesi, kötü ve bozuk düzenin/sistemin yerine; hak, âdil, iyi, doğru, güzel bir düzenin gelmesini istemek, temenni etmek, bunun için neler yapılması gerekiyorsa onları yapmaktır.
Düzen iyi de olsa, kötü de olsa bizim yapabileceğimiz, yapmamız gereken çok hayırlı işler ve hizmetler vardır.
*Bunların birincisi, bütün Müslümanlara, bilhassa gençlere ilmihallerini, akaidlerini, yetecek miktarda muamelat hüküm ve bilgilerini ve İslam ahlakını öğretmektir. Bugün ülkemizde çok şükür bu birinci maddedeki hizmeti yapabilecek imkan ve hürriyet bulunmaktadır.
*2’ncisi: Beş vakit namazı dosdoğru, çok önem vererek, titizlikle ve hassasiyetle kılmaktır.
*3’üncüsü: Hür ve mukim erkeklerin farz namazları (Şer’î bir özürleri yoksa) cemaatle kılmalarıdır.
*4’üncüsü: Zekat vermesi gereken kimselerin bu mâlî ibadeti Kur’ana, Sünnete, Şeriata ve fıkha göre eda etmeleridir. Tüzel kişilere yani derneklere, vakıflara, tarikatlara zekat verilmez, zekat Kur’anda zikr edilen sekiz sınıf gerçek şahsa temlik suretiyle verilir. (Zamanımızda bu sekiz sınıftan bazısı yoktur…)
*5’incisi: Emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker farzını yerine getirmektir yani İslamın iyi gördüğü ve yapılmasını istediği şeyleri esteklemek ve emr etmek, kötü ve çirkin gördüğü şeyleri kösteklemek ve yasaklamaktır. Bu konuda da çok geniş bir hürriyet ve imkan vardır. Yapmazsak sorumlu ve günahkar oluruz.
*6’ncısı: Bütün mü’minleri tek bir Ümmet çatısı altında toplamaya, birleştirmeye çalışmaktır. Birlik rahmettir, tefrika (bölünmüşlük, çekişip tepişme) haramdır.
*7’ncisi: Müslümanların başına ehliyetli ve liyakatli bir İmam-ı Kebir, Emîr seçilmesi ve ona biat ve itaat edilmesi için ne yapılması gerekiyorsa o şekilde çalışmaktır.
*8’incisi: Müslümanların çocuklarının ve gençlerinin iyi yetişmesi için İslamî/Tevhidî eğitim verecek gerçek İslam Mektepleri açmaktır. Bu mekteplerde beş vakit namazın topluca cemaatle kılınması mecburî olacaktır. Her sabah, ehliyetli ve icazetli Sünnî öğretmenler tarafından bir saat din ve Kur’an dersi okutulacaktır.
*9’uncusu: İslam kadın ve kızlarının Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun tesettüre girmeleri için çalışmak; onları şeytanî tesettürden kurtarmaktır.
*10’uncusu: Loncalar, Ahîlik Teşkilatı, Fütüvvet Ahlakı sistemi kurarak iş, çalışma, ticaret ve iktisat ve maliye hayatını hak ölçülere göre tanzim etmektir.
*11’incisi: Müslümanların, İslam dinine uygun bir hayat sürebilecekleri İslam Komünleri kurmaktır.
*12’ncisi: Müslüman kesimin bilgili, kültürlü, medenî, sanatlı, ahlaklı, faziletli, bilge bir toplum olması için çalışmaktır.
13’üncü: Ahlaksızlıkların ve rezilliklerin en büyüğü ve iğrenci olan din sömürüsünü, mukaddesat bezirgânlığını önlemek, dinin istismar ve istihdam edilmesine engel olmak, sadece hizmet edilmesini sağlamaktır.
*14’üncüsü: Zamanımızın büyük gücü olan medyada Müslümanların birinci olmalarını sağlamak, günde iki milyon bayi satışı olan (Taşıma suyla abone değil) çok etkili bir günlük gazete ile, haftada bir milyon bayi satışı olan büyük, güçlü, etkili bir dergi çıkartmaktır.
*15’incisi: Ülke çapında İslam Mahalle Teşkilatı kurarak adalete, güvene, sosyal barış ve mutabakata hizmet etmektir.
On beş madde yazmış bulunuyorum.. Bunlar, Müslüman kardeşlerimin dikkatlerine sunulmuş tekliflerdir.
Bugünkü hürriyetten ve imkanlardan yararlanıp hayırlı işler yapmazsak, yan gelir yatarsak ileride çok pişman olacağımızdan kimse şüphe etmesin.
“İkinci yazı”
Kaliteli Müslüman Gençlere
Bu mektup, sayıları çok az olan birkaç kaliteli Müslüman gence hitaben yazılmıştır.
Selamdan sonra…
1914’te, 1939’da Avrupada Amerikada Japonyada milyonlarca genç kendilerine dünyevî iyi bir gelecek sağlamak için harıl harıl okuyor, çalışıp çabalıyordu…
Liseyi başarıyla bitirecekler, ardından üniversiteye gidecekler, gözde mesleklere sahip olacaklar, hayata atılacaklar, yuva kuracaklar, çocukları olacak…
Sonra ansızın 1914’te Birinci Dünya ve 1939’da İkinci Dünya savaşları patladı, hayaller yıkıldı. İnsanlık birincisinde dört sene, ikincisinde altı sene kan, ateş, yıkım içinde kaldı… Şu anda yeni bir dünya savaşının arefesindeyiz. İnşallah böyle bir çılgınlık yapılmaz ama her şeye hazırlıklı olmak gerekir.
Sizler hem hiçbir kötü şey olmayacakmış gibi çalışın, hem de çok kötü şeyler olabilir diyerek hazırlıklı ve tedbirli olun.
Yapmanız gereken ilk şey kendinizi kurtarmaktır.
Bir Müslüman için kurtuluş Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Dine, İmana bağlanmakla mümkün olur.
Önceki cümlede beş değer saydım. Bunlara sımsıkı sarılmanızı tavsiye ederim.
Sadece Kur’an Kur’an demekle ve o kutsal kitabı okumakla ve dinlemekle iş bitmez. Kur’anı yaşamak gerekir. Kur’anı yaşamak ondaki emirleri yerine getirmek, yasaklardan kaçınmak ve sakınmakla olur.
Kur’anı doğru şekilde anlayıp hayata uygulayabilmek için Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetini bilmek ve ona uymak gerekir. Maalesef bu devirde her Müslüman Kur’ana ve Sünnete uyamıyor.
İslamın bir ahlak sistemi vardır ve sen o ahlaka uymadıkça iyi, gerçek ve olgun bir Müslüman olamazsın.
Bundan yüz küsur sene önce okullarda, medreselerde, tekkelerde, ailede, çarşıda, pazarda, iş hayatında İman İslam Kur’an Sünnet Şeriat öğretiliyordu. Bugün bu eğitim son derece zayıflamıştır ve gençlik başıboş kalmıştır.
Bulabilirseniz gerçek mürşidler ve rehberler bulunuz ve onlardan iyi, olgun, vasıflı Müslüman olma eğitimi alınız.
Bulamazsanız eski büyüklerin kitaplarını ve risalelerini dikkatle okuyunuz, öylece öğrenmeye çalışınız.
Unutmayınız ki, bugünkü ideolojik ve seküler eğitim sisteminin çarkları arasından geçerek iyi Müslüman olmak mümkün değildir.
İlahî bir imtihan olan hayatınız esnasında, kendi imanınızı kurtardıktan sonra yapabileceğiniz ikinci büyük vazife İslam’a ve Ümmete hizmet etmektir.
Bu hizmetin gerçekten hizmet olması için Allah rızası kazanmak niyetiyle ihlasla ücretsiz yapılması gerekir.
Bu devirde halka yapılabilecek en büyük hizmet ilmihal bilgilerini insanlara doğru şekilde öğretmektir.
İlmihal nedir? Bir Müslümanın mutlaka öğrenmesi, bilmesi gereken bilgilerdir.
İnanç bilgileri… İbadetler… İslam ahlakı… İslamın dünya hayatı ile ilgili hükümleri… Helaller haramlar…
Yüksek seviyede hizmet edebilmeniz için mutlaka İstanbul kültürüne, ahlaklına, görgüsüne sahip olmanız gerekir.
Yine mutlaka mürüvvetli, fütüvvet ahlakına sahip medenî bir Müslüman olmanız gerekir.
Size çok önemli bir tavsiyede bulunacağım:
Peygambere (Salat ve selam olsun ona) biatli ve itaatli olunuz.
Peygamber ile irtibatlı olunuz.
Yapacağınız işleri ona danışınız, sorunuz. Bu nasıl olacaktır? Yapacağınız işin onun Sünnetine uygun olmasına dikkat ederek.
Daha somut konuşayım: Yemek yiyeceksiniz, kendinize bir giyim eşyası alacaksınız, biraz gezip eğleneceksiniz… İşte bunları hep Peygamberin Sünnetine uygun olacak şekilde yapmalısınız.
Sünnete uyarsanız gururdan, kibirden, bencillikten, israftan, beyinsizlikten, günahtan kurtulmuş olursunuz.
Büyük İslam alimi Hüccetülislam İmamı Gazalî hazretlerinin İhyau Ulumi’d-Din adlı kitabını dikkatle okursanız sizi kurtaracak bilgileri öğrenmiş olursunuz. (Bu kitabı başından başlayarak okumak gerekmez, her gün rasgele birkaç sayfa da okusanız çok yararlanır ve aydınlanırsınız.)
Eskiden hânegî eğitimi veren üstadlar vardı. Maalesef artık ender istisnalar dışında bu eğitim sistemi söndü. Sizi yetiştirecek kamil bir üstad ve mürşid bulursanız ne yapıp yapın, yalvarın yakarın ve onun terbiye dairesi içine girin.
Çok önemli: Osmanlıca okuyup yazmayı iyi derecede öğrenin.
Zengin ve edebî Türkçeyi Fuzulî Divanını okuyup anlayacak derecede öğrenin.
En büyük düşmanınız olan nefs-i emmarenizi zabt u rabt altına alın.
Beş vakit namazı dikkatle ve doğru şekilde kılın.
Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanı olun.
Nasibiniz varsa sadık rüyalar görecek ve yönlendirileceksiniz.
Gece gündüz faydalı ilim ve kültür elde edinin.
İslam sanatları konusunda birikimli ve malumatlı olunuz.
Bildiği iyi ve faydalı bilgileri hayatına uygulayan kuluna Allahü Teala bilmediklerini öğretir.
Sizlere kurtuluş, ebedî saadet ve hayırlı hizmetlere nâiliyet diliyorum. Hürmet ve selamlarımla…
(Çok sade, çok kaba, çok basit bir Türkçe ile yazıyorum. Bilmediğiniz kelimeler ve tabirler çıkarsa bunları lügat kitaplarına veya internete bakarak öğrenirsiniz. Size her gün en az on kelime öğrenmenizi tavsiye ediyorum.)