Hepimiz Cenneti isteriz de
Yazarken ve konuşurken sıkça şu sözü hatırlatırım.
-“Dünyadaki mezarlıkların hepsi, işlerini bitiremeden gidenlerle doludur.”
Yolunuz bir mezarlığa düştüğünde hangi mezara baksanız, bilmelisiniz ki dünyadaki işleri bitmeden gidenlerdir.
Günü ve saati geldiğinde bizler de işimiz bitmeden; ebedi aleme, vatani aslimize, Adem babamızın vatanına gideceğiz.
İşte lafa gelince böyle söylemek ve yazmak kolay. “Haydi” denildiğinde ise eğer gücümüz yetse; “Daha işlerim vardı” diye ne bahaneler buluruz.
“Erken gitti,” “daha çok gençti yazık oldu,” “arkasında bir şey bırakmadan gitti,” “bir sürü de mal mülk bıraktı, şimdi çocukları çar çur eder, bir Fatiha bile okumazlar,” gibi daha bir sürü laflar söylenir.
Bilmeyiz ki bu ifadeler, Allah’a karşı bir şirktir. İlahi emre karşı bir itirazdır, kâinatın dengesine müdahaledir.
¥
Evet Müslüman olan veya olmayan ama ahirete iman eden kime sorarsanız sorun, hemen herkes Cenneti isteyecektir.
Fakat kimse ölmeye razı değildir. Bu nasıl bir istektir ki, hem Cenneti isteyeceğiz hem de ölmeye razı olmayacağız.
İşte niyetimizin ve amelimizin samimiyeti burada ortaya çıkıyor. Herkes Cenneti istiyor fakat kimse ölmek istemiyor. Bu nasıl istektir Allah aşkına.
Şahsen halen Urfa’daki sempozyumdan kopamadığım için bu mevzuya devam ediyorum.
Hz. İbrahim (a.s.)’ın katlandığı imtihana hiç birimizin katlanamayacağı aşikâr. Zerresine katlanamayız. Demek ki, Allah’a dost olmak böyle benim gibi laf ederek olmuyor.
Allah’a dost olabilmek için aklı erenler şöyle derler:
“Dost verdiğini unutur, aldığını hatırlar.”
¥
Hz. İbrahim (a.s.) Azrail (a.s.) ile karşılaşır ve sorar:
-“Allah bana neden ‘Halilim,’ dedi, dost seçti” der.
Azrail (a.s.) de:
-“Sen verdiğininin karşılığında bir şey beklemezsin.
Allah için ateşe atılmaya razı oldun.
Allah için cesur davranıp, putlara iman etmedin.
Allah için oğlunu kurban etmeye razı oldun.
Allah bu sebeple seni kendisine dost seçti ve ‘Halilim’ dedi.”
¥
Allah’a karşı doğruluk ve dostluk kalpten başlarmış. Dil ile tasdik edilir ve amelle görülürmüş.
Kalbin tatmin olmadığı ve dil ile yapılan bir iman gösterisi; riyadan, ikiyüzlülükten, menfaatperestlikten, bencillikten öte geçmezmiş.
Günümüzde böyle pek çok insanla iç içe yaşadığımız veya onlardan birisi olduğumuz halde hangi yüzle Cenneti istediğimizi anlamam gider.
Allah’a dost, İslam’a dost, Peygamberlere dost, evliyalara dost, Allah dostlarına dost olabilmek için; “beklentisiz bedel ödemeye razı olmak” gerekir. Böyle razı olanlara ne mutlu.
Cüneyd-i Bağdadi Hz.leri dostluğun gereği olan “İhlas” için şöyle buyurur;
“İhlas öyle bir şeydir ki; şeytan ulaşamaz ki bozsun, melekler bilmez ki yazsın.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.