Yeniden İsrail’i tanımlamak
Rahmetli anam kedi fare masalını çokça anlatırdı. Kedi kendi aklınca bir oyun kurarak farelere nidada bulunmuş:
“Ey fareler, ben uslandım, namaza da başladım, hatta yakında hacca gideceğim, artık size bir zararım dokunmaz, çıkın deliklerinizden.”
Fareler deliklerinden çıkmaya başlayınca yaşlı fare “durun” demiş.
“Bu tip yalanları çok duyduk, bu kedide hacca gidecek göz var mi? Hal ve hareketleri namaz kılana benziyor mu? Deliklerinizden çıkarsanız sizi birer birer avlar.”
Yaşlı farenin sözünü dinlemeyip deliğinden çıkanlar tabii ki kurnaz kedinin avı oldu,
Moris Şinasi İsrail, aynı havaları çalmıyor mu?
Daha dün Filistinli kadın ve çocukları misket bombaları ile katleden bu kurnaz ve de saldırgan kedi, bugün birden bire hem hacı oldu, hem de namaza başladı!
PKK gibi eli kanlı bir örgütü yıllardır o yıkadı yağladı.
Hep yazdık çizdik, Ortadoğu Arap Baharı rüzgarında yeniden şekillenecek.
Müslümanlar başlarında yeni simalar, yeni aktörler görecek.
Aslanım benim, Ürdün Kralı 2. Abdullah İbn Al Hussein Anıtkabir’de nasıl da timsah gözyaşları döktü, görmediniz mi? Babası çöpe atılınca, İngilizler tarafından Osmanlı’ya karşı kullanıldığının farkına ancak varabildi. Şimdi de kral oğul, ağlıyor ama neye ağlıyor?!.
Orasını bir başka yazımıza bırakalım da şu soruyu soralım, ne oldu ne değişti ki bu İsrail durduk yerde hem özür diliyor, hem de ambargoyu kaldırıyor.
Buna İsrail oğlu İsrail derler.
Yaş tahtaya kolayına basmayacağı gibi, Ortadoğu pastasında diğerlerinin olduğu kadar onun da hesapları varsa yelkenleri indirmek gerekiyorsa indirir, şişirmek gerekiyorsa şişirir.
Sömürücülerin metodudur, önce şiddet arkasından sömürüden mamul çiğköfte demokrasi!
Fransa Cezayir’de binlerce Müslümanı katlettikten sonra başına kukla bir yönetim koyarak demokrasi adına yıllarca sömürdü, hâlâ da sömürüyor.
Aynı Fransa yer altı kaynakları kokusunu alınca, 15 Ocak 1993 tarihinde Afrika ülkesi Mali’nin Diabali kentini bombaladı. Maksat sömürüye karşı direniş olmasın.
Uykusundan uyanan olmasın.
Ama şu var, Türkiye dış politikasında eskiye nazaran daha uyanık.
Eskiden itiraz yoktu, en azından şimdilerde itiraz da pazarlık da yapılıyor.
İşin bu kısmını vurguladıktan sonra İsrail’in neden yelken değiştirdiğine gelelim.
Artık bu coğrafya şiddeti daha fazla kaldıramıyor. Şiddet arkasından örgütsel tepkiyi getirince sömürü yön değiştirdi. Artık severek, soyarak, okşayarak sömürmek.
En önemli neden, Batı ülkeleri giderek gelir kaynaklarında zorlanıyor.
Örneğin Amerika’da 3 milyona yakın insan işsiz.
Kasım ayı itibariyle işsizlik oranının %8’lerin altına düşürülmesini ABD yönetimi iyi bir başarı sayıyor. Tabii bu böyle devam edip gidemez.
Ayda 83 bin kişiye iş imkanı sağlandığı halde yine olmuyor.
Giderek hiç olmayacak.
Büyük kalmak için para lazım.
O zaman sömürüye devam.
Bu gavurların gözü Müslüman ülkelerinin yer altı zenginliklerinde.
Bir de bizim gibi kalkınmakta olan ülkelerde çok büyük kazançlar getiren ihaleler var.
Bir köprü ihalesi, enerji santralları, hızlı ulaşım, barajlar gibi ihaleler yanı sıra uçak montaj sanayi gibi akçeli işler var. Geçmişte uçaklarımızın bakımını İsrail teknisyenleri yapıyordu. Havada infilak eden Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı da dahil.
Ben eminim ki, AK Parti iktidarı, üzerine gelmekte olanları bu tip ekonomik çıkar politikaları ile yerinde mıhladı. Gavur paradan anlar, sözden anlamaz.
İsrail’in Türkiye ile uzun mesafede arayı açması halinde bu nimetlerden sadece bizim ülkemizi değil, bizimle birlikte hareket eden Mısır gibi ülkeleri de kaçıracağını biliyor.
Türkiye de, Filistin endeksli dış politikalarını devam ettirdiği sürece İsrail ambargoyu sırf Türkiye’yi karşıma almayayım diye kaldıracaktır, Filistin halkı da nefes alacaktır.
Yoksa namaza başladığından, hacca gitmek istediğinden değil.
Unutmayın, İsrail her zaman Beni İsrail kavmidir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.