Son Süvari
Bu hafta, yüzlerce sorulmamış soruların cevaplarını içinde barındıran bir romandan söz etmek istiyorum. “Son Süvari” romanının ana konusu, Bediüzzaman Said Nursi Hz.lerinin hayatı üzerine kurulu. İlk defa böyle bir kurguya rastladım doğrusu. Romanın yazarı Faslı Ferid el-Ensari. Yazar romanına başlamadan neden yazdığına dair bir bilgi notu geçmiş. O kısımdan küçük bir alıntı yapmak istiyorum. “Şunu belirtmeliyim ki, bu romanın esasını teşkil eden malumatın birinci dereceden kaynağı, Risale-i Nur mütercimi İhsan Kasım Salihi’nin, Bediüzzaman’ın hayatını ele alan güzel kitabıdır.”
¥
Burada yazarın sözlerine ara vererek bir hatırlatma yapmalıyım. İhsan Kasım Salihi, Kerküklü bir âlimdir. Bediüzzaman Hz.lerinin eserlerini ilk defa Arapça’ya tercüme eden kişidir. İhsan Kasım Salihi, Risale-i Nurları ilk gördüğünde okumak için eline alır. Sonra okuduklarını aile üyeleriyle paylaşır. Bu tercümelerden yakın dostları haberdar olur. Sohbet halkası genişler. Risalelerden anladıklarını mektuplarla İslam dünyasındaki dostlarıyla paylaşır ve büyük ilgi görünce, yine çeşitli İslam ülkelerinden tercüme etmesi istenir. Bugün İslam dünyasında Risale-i Nurların yayılması ve basılması, İhsan Kasım Salih’in öncülüğüyle başlar. İşte bu romanın yazılmasına da bu tercümeler sebep olmuş. Neyse yazarın ifadelerine devam edelim. “Bazı bilgiler için asıl kaynağı yani Risale-i Nur Külliyatına, hususiyle külliyatın bir parçası olan, Üstadın “Tarihçe-i Hayatına” başvurdum. Osmanlı Devlet-i Aliyyesinin çöküş dönemiyle ilgili bazı tarihi bilgileri ise kıymetli üstad –merhum- Orhan Muhammed Ali (Beyatlı)’nın, Bediüzzaman’ı anlattığı “Racülü’l-Kaderi fi Hayati Ümme” (Bir Milletin Hayatındaki Kilit Adamı) kitabından tekid ettim.
¥
Yazar Ferid el-Ensari, Bediüzzaman Hz.lerinin hayatından o kadar etkilenmiş ki, bunu kitabında da onurla zikretmiş. Belki de romanı yazdıran bu düşünceleri olmuş. Şöyle diyor: “Onun 1960 senesinde vefat ettiğini biliyorum.. ama neden kalbim hâlâ orada olduğunu söylüyor? O berzah âleminde olduğu halde nasıl oluyor da kokusunu duyar gibi oluyorum? Ondan bahseden bütün kitaplar, onun dar-ı bekaya göçtüğü üzerinde ittifak halindeler.. ama ben size sözün doğrusunu söyleyeyim, hiçbirine inanmıyorum. Bunun için onu görmeye karar verdim.. yolculuğa hazırlandım.. küçük çantamı aldım ve İslam’ın son başkenti, güzel şehir İstanbul’a doğru yolculuğa azmettim.”
¥
Hasret ve hicran kokulu cümleler roman boyunca okuyanı terk etmiyor. Vâridat ve müşahedelerin refakatinde Üstad Hazretleriyle yapılan hasbihaller insanı sımsıkı sarıyor. Bir milletin hayatındaki kilit adam, dillere destan bir hayat yaşadı ama kendine ait bir evi olmadı. Uzun bir ömür sürdü ama yanında bir hayat arkadaşı olmadı. Derken ecel geldi çattı ve bilinen bir kabri bile olmadı. Bilgi için Şahdamar Yayınları 0216- 522 11 44
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.