İcma ve Kolektif Şuur(1)
Sadece şu başlığa o kadar ihtiyacımız var ki, başlığın içini değil, dışını anlayabilsek ve “Ne oluyor bize” diye sorabilsek, sanıyorum büyük mesafeler alırız.
Yerkürenin neresinde “İlay-ı Kelimetullah”ın zikredildiği ülkelerden, hafta sonu İstanbul’da İslam âlimleri vardı.
Adeta Dünya İslam Birliği için gönüllüler bir araya gelmişti. Hatta öyle ülkelerden konuklar vardı ki, haritada memleketlerinin yerini bulamadığımız gibi isimlerini yeni duyduklarımız da oldu.
Seksen ülkeden katılan İslam bilginlerinin bir çatı altında toplanıp, “İcma ve Kolektif Şuuru” etrafında buluşması, salonda “bayram o bayram ola” dedirtiyordu.
¥
“Yeni Ümit Dergisi” ile Arapça yayınlanan ve bütün İslam dünyasında ilgiyle takip edilen “Hira Dergisi’nin” birlikte düzenlediği; “Ortak Yol Haritası İcma ve Kolektif Şuuru” toplantısı, asırlardır kaybettiğimiz değerlerimizi arayışımızın bir göstergesiydi.
Sempozyumun koordinatörü ve Yeni Ümit Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Çapan, sempozyumun açılışında meseleyi şöyle özetledi.
-“Dünyanın 80 ülkesinden davetimize seve seve icabet eden çok değerli İslam âlimlerinin böylesine bir iştiyak ve alicenaplıkla bir araya gelmesinin sebebi, elbette ortak değerlerimizde buluşma mecburiyetimizdir.
İcma; Müslüman kimliğini, Müslüman şahsiyetini şekillendiren bir kültürdür. Bu kültür çerçevesinde bir araya gelmenin bayramını yaşıyoruz.”
¥
Hakikaten Öyle değil mi? Hâlıkımız bir, Mâlikimiz bir, Mabudumuz bir, Râzıkımız bir, Peygamberimiz bir, Kur’an-ı’mız bir, Dinimiz bir, Kıblemiz bir.
Yani “Elhamdülillah Müslümanım” diyen bir kişiden, milyarlarca Müslümana kadar hepimizin inancı, “Bir” olan Allah’ın şemsiyesi altında toplanmak değil midir?
Rabbimizin her iman eden Müslümanı tek tek muhatap alarak; “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın” emri de bu çerçevede birleşip, buluşup, kaynaşıp, ortak bir şuur içerisinde yaşamamız için değil midir?
İşte tam bu noktada şu soru akla geliyor: “O zaman nedir bu İslam âleminin perişanlığı?”
İstanbul’daki toplantıda bu sorunun cevapları arandı ve üzerine konuşuldu ve soruya ilk açılımı, Prof. Dr. Mehmet Görmez yaptı.
¥
Diyanet tarihinde ilk defe emanetin ehline teslim edildiği Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez az ve öz şekilde şöyle cevap verdi:
-“İcma ve ortak şuurdan öyle uzaktayız ki, hala bayramlarımızı aynı günde yapamıyor, kurbanlarımızı aynı günde kesemiyor ve oruca aynı gün başlayamıyoruz.”
¥
Evet, “İcma”nın anlamı “Bir” olan Allah’ın iman edenlere yüklediği misyonlar etrafında; “birlik ve beraberlik şuuru, dirlik şuuru” oluşturarak, “Bir” olana karşı olan “Birliğimizi” yaşamak ve devam ettirmek değil midir?
Sadece bu ve benzeri meseleler değildi elbet konuşulanlar.
Arakan’dan Suriye’ye, Afganistan’dan Mali’ye kadar, Müslümanların; İcma ve Kolektif Şuuru” çerçevesinde nasıl birleşeceği konuşuldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.