Nazizm ve Siyonizm İki Muzır İdeoloji
İKİNCİ Dünya Savaşı’na Almanya’daki Nazi rejimi sebep olmuştur. Lakin savaşın dünyaya yayılması, genelleşmesi konusunda Yahudilerin oynadığı rol de büyüktür.
Judeo-Hristiyan Batı medeniyeti ilk iki dünya savaşı ile hem kendini hem insanlığı yedi bitirdi.
Şimdi üçüncü Dünya Savaşı’nın arefesindeyiz. Size karışmam ama ben onun ayak seslerini duyar gibiyim. Bu büyük savaşı Siyonistler çıkaracaklardır. Siyonizm, Nazizm gibi ırkçı bir ideolojidir. Birinde Alman ırkçılığı, ötekinde Yahudi ırkçılığı...
üçüncü Dünya Savaşı korkunç silahlarla yapılacaktır. Nükleer silahlar, korkunç füzeler, yerin dibindeki otuz metre kalınlığında betonları delecek bombalar... Kitle imha silahları... Kimyevi ve biyolojik silahlar kullanılırsa insanlığın büyük kısmı kırılacak veya sürünecekler.
Dördüncü Dünya Savaşı yapılacak olursa, üçüncü savaştan sonra insanlık vahşet ve bedeviyet çağına geri döneceğinden, taşlar ve sopalarla yapılacaktır.
Peygamberimiz haber veriyor: âhir zamanda Ortadoğu’da korkunç ve kanlı savaşlar olacaktır. O savaşlara katılanların çok büyük kısmı geriye dönmeyecektir... Fırat Nehri’nin yatağı kuruyacak, altın çıkacak, sakın o altına tamah edip, almaya kalkışmayınız...
İddialar doğruysa, abartma yapılmıyorsa, Almanlar milyonlarca Yahudi’yi katletmişler. Bunun faturasını Almanların ödemesi gerekirdi. Kalktılar faturayı, hiçbir suçu olmayan Filistinlilere kestiler...
Bir Yahudi Devleti kurulacaksa, Almanya’nın bir parçasının alınıp orada kurulması gerekirdi. Doğu Almanya’nın bir kısmı Polonyalılara verilmiştir, bir kısmı da Yahudilere verilebilirdi.
Filistinlilerin kendi vatanlarından kovulmaları, yakın tarihin büyük fâcialarındandır.
Stalin zamanında Kırım Tatarları, çeçenler, İnguşlar, Volga Almanları da vatanlarından sürülmüştü. Daha sonra (Kırım Tatarları müstesna) dönmelerine izin çıktı. Kırım, Ukrayna’nın bir parçası olarak Rus boyunduruğundan kurtulunca, Kırımlılar da vatanlarına dönebildi. Gerçi şu anda orada yüzde 12 nisbetinde bir azınlıktırlar ama dönebildiler.
1948’de ve 1967’de vatanlarından sürülen Filistinli Müslüman veya Hristiyan Araplar topraklarına dönemiyor. Bu büyük bir zulümdür.
Siyonist rejim, bunca zulüm, kıyım, haksızlıkla ayakta durabilir mi? Duramaz. Böyle bir şeye kullar razı olsa, Yaradan razı olmaz.
Bendeniz Siyonizm ve İsrail karşıtı Yahudi hahamlarının, aydınlarının, düşünürlerinin yazılarını okuyorum. Irkçı Yahudi Devletine ateş püskürüyorlar. Hatta, Neturei Karta Hahamları, Musevi dinine ve şeriatına göre siyonizmi en büyük küfr ve günah görüyor ve lanetliyor.
İsrail’in etrafındaki çember her geçen gün daralıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) aslında Büyük İsrail Projesidir (BİP). Ankara hükümetinin bu projeye sıcak bakması ve destek vermesi doğrusu çok üzücüdür.
Yahudiler, süper güç ABD’yi avuçlarının içine almışlar, kullanıyorlar. ABD, Afganistan’dan sonra Irak’a saldırdı... Evdeki hesap pazardakine uymadı ve tıkandı. Şimdiye kadar bir buçuk trilyon dolar harcamışlar. Resmi rakamlar doğru değildir, ölü asker sayısı on binleri geçmiştir. Amerikan ordusunun morali sıfır. İran’a, Suriye’ye, Sudan’a hatta Pakistan’a saldırmak istiyorlar, gözleri kesmiyor.
Korkuyorum, günün birinde, eski Sovyetler Birliği’nin sayısız atom bombalarından veya füzelerinden biri işportaya düşecek, teröristlerin eline geçecek ve bir yere atıp patlatacaklar. Ondan sonra seyr edin siz gümbürtüyü...
Siyonistler ile Filistinliler arasında âdil, gerçek, kalıcı bir barış imzalanabilir mi? Böyle bir şeyin olabileceğini zannetmiyorum.
Filistin’de barış olması için İsrail Devleti’nin resmen sona erdirilmesi, yerine Araplarla Yahudilerin, çatısı altında barınacakları bir Filistin Devleti kurulması gerekir. Siyonistler buna kesinlikle razı olmaz.
Neturei Karta Hahamları şöyle diyor:
“Filistin, Filistinlilerindir… Vaad edilmiş Mesih gelmeden önce, İsrail Devleti’nin kurulması, Tevrat’a ve dinimize aykırıdır... İsrail’in tasfiye edilmesi ve ülkenin Filistinlilere verilmesi gerekir... Filistinliler ne miktarda Yahudinin kalmasını istiyorlarsa o kadarını bırakırlar, gerisini sürerler. Y.hova, İsrailoğullarını cezalandırmış ve yeryüzüne çil yavrusu gibi dağıtmıştır... Her ülkedeki Yahudi, bulunduğu ülkede namusu ile yaşamakla yükümlü ve vazifelidir... İsrail, büyük günah ve küfürdür. Siyonizm küfürdür... İsrail devletine ve kanunlarına uyulmaz, saygı gösterilmez... İsrail ordusunda askerlik yapılmaz.”
Azınlık da olsalar, bir kısım Yahudiler bunları söyleyebiliyorsa, benim bir Müslüman olarak İsrail’i ve Siyonizmi tenkit etmem niçin antisemitizm olacakmış?
1938’de Büyük Avrupa Devletleri Almanya’nın Münih şehrinde toplanmışlar ve bundan böyle barış ve anlayış içinde hareket edeceklerine söz vermişlerdi. O tarihteki gazete manşetlerine bakarsanız, çok tozpembe başlıklar görürsünüz. Bin yıllık bir barışın temelleri atıldı... Falan filân. Aradan bir sene geçti, İkinci Dünya Savaşı başladı, kaç kıtada, kaç cephede, altı yıl boyunca insanlığın tepesine ateş yağdı, ma’mureler harabe haline geldi, on milyonlarca insan feci şekilde öldü.
üçüncü Dünya Savaşı’nın ateşleri Türkiye’yi de yakar mı? İnşallah yakmaz diyelim. Lâkin ateşi yakmasa bile, radyoaktif bulutları ve serpintileri bizi de vuracaktır.
Açlık, kıtlık, susuzluk, güvensizlik... Herifin ak veya kara korkunç bir serveti var. Bir tek ekmeğe 1000 lira vermeye razı, fakat bulamıyor... Bir yudum su, bir lokma yemek bulamıyor...
Gafiller, yeni binaların duvarlarına soba borusu deliği, çatılarına baca yapmadılar. Dışarıdan gelen doğalgaz kesilince ne halt edecekler?
üçüncü Dünya Savaşı’nı nasıl önleyebiliriz? Bu bizi aşan bir şey. Yapabileceklerimiz şunlar: Azgınlığı bırakmak, dindarane ve ahlâklı bir hayat sürmek, sadaka vermek, hayır hasenat yapmak, dua etmek... Dualar ve sadakalar bela ve musibetleri def eder...