Ayasofya camiye çevrilecek lakin
Ayasofya’nın camiye çevrilmesini herhalde Başbakan R. Tayyip Erdoğan kadar çok kimse isteyemez.
Başbakan; İstanbul fethinin mührü olarak Ayasofya’nın camiye çevrildiğini ve daha sonra neden müzeye dönüştürüldüğünü ve cami dışında herhangi bir amaç adına kullanılmaması için vakfiyesinin olduğunu, bu sebeple de bir gün mutlaka camiye çevrilmesi gerektiğini iyi bilir.
Madem iyi bilir, o zaman önceki gün Ayasofya ile ilgili sözleri neyin nesiydi?
Ayasofya ibadete açılmalıdır diyen herkesin “iyi niyetli” olduğu söylenemez. Hele bugünlerde asla düşünülemez.
Kurt dumanlı havayı sever. Memleketin üzerindeki dumanlı hava yavaş yavaş dağılmak üzereyken, Ayasofya’nın ibadete açılması da pek heyecanla gündeme gelir oldu.
Başbakanın Ayasofya ile ilgili söyledikleri aslında “iyi niyetli” olanlara bir mesajdı.
-“Acele etmeyin, her şeyin bir zamanı var. Vakti geldiğinde ibadete açılır” demek istedi.
¥
Belki yeni yetmeler hatırlamayabilirler ama bizim nesil ve biraz üst neslimiz iyi hatırlayacaklardır.
Yanılmıyorsam 1974 yılındaydı, Türkiye’nin her yanında; “Zincirler kırılacak, Ayasofya açılacak” sloganları arşa uzanmıştı.
Ankara başta olmak üzere Anadolu’nun her yanından yüzbinlerce insan o yılın 29 Mayıs sabahı İstanbul’daydık.
Biz Ankara’dan MSP gençlik kolları organizesiyle, MTTB ve Akıncılar Genel merkezi olarak 60’a yakın otobüsle gelmiştik.
Başbakan R. Tayyip Erdoğan da; MSP, MTTB ve Akıncılar adına İstanbul teşkilatlarının organizesindeydi.
Kaç yüz bin kişinin İstanbul’a geldiğini hatırlamıyorum ama benim koordinesinden sorumlu olduğum kortej, Laleli’nin başında kalmış ve tek adım atamamıştık.
Vakit ikindiyi gösterdiğinde kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamış ve Ayasofya ibadete açılmamıştı.
“Niye açılamadı” meselesinin üzerinde durmak istemiyorum. Geldi geçti. Bu konuda laf ürer ve hiçbir işe yaramaz.
“Dün geçti cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyerek bugüne gelelim.
¥
Ayasofya bu Mayıs ayında ibadete açılmaz. Namaz kılacaklar varsa, yıllardır Hünkâr mahfili ibadete açık. Kadrolu din görevlileri var. Beş vakit ezan da okunuyor.
Ezan okunmaya başladığında; işini gücünü, sohbetini, keyfini, çayını, çorbasını, gezmesini, tozmasını bir tarafa bırakıp, abdest alarak camiye koşacaklar olduğunda, değil Ayasofya, yeryüzünün her tarafı mesciddir.
Kimsenin ateşini yükseltmek istemem. “Öfke geldiğinde göz kızarır, öfke gittiğinde yüz kızarır” derler. Kimse öfkelenmesin, daha söyleyeceklerim bitmedi.
İddia ederim ki, yine hiç kimse benim kadar Ayasofya’nın ibadete açılmasını isteyemez. Benim isteğim içinde namaz kılmak için değildir. Tamamen ideolojiktir.
Ayasofya’yı baştan kilise yapan bir başkandı. Kiliseden camiye çeviren de bir başkandı. Tekrar müzeye dönüştüren de bir başkandı.
Şimdi yeniden camiye çevirecek olanın da bir “başkan” olması gerekmez mi? Demek ki zamanı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.