Emniyetin isimsiz kahramanları
İstanbul’u tam anlamıyla kana bulayacak miktarda A4 patlayıcıyı taşıyan canlı bomba Mecidiyeköy’de AKBİL gişesi önünde duruyor.
Metroya gireceği anlaşılıyor.
Takibi gerçekleştiren 3 polisten biri takiplerindeki şüphelinin hareketlerinden eyleme geçme hazırlığı ihtimali üzerine amirini arıyor.
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah o anda Vatan Caddesi’ndeki odasında tüm gelişmeleri izliyor.
Cerrah, şüphelinin metroya gireceği bilgisini alır almaz derhal araya giriyor ve operasyon talimatını bizzat veriyor.
3 sivil polis şüphelinin üzerine atlayarak etkisiz hale getiriyorlar.
Sırtındaki çantayı açan polis içine bol miktarda çelik bilye yerleştirilmiş 3 kilo 200 gram patlayıcının bir düzeneğe bağlı olduğunu görüyor.
Düzenek bir cep telefonuna kablolarla bağlı.
Bu kablolar telefonun çaldırılmasıyla uzaktan da her an patlatılabileceğini gösteriyor. Yani o anda saniyelerin önemi var...
O sivil polis, bomba imha kıyafetlerini giymeden, cebinden bıçağı çıkartıyor ve hayatını açıkça tehlikeye atarak kabloyu kesiyor.
Bu operasyonun nasıl gerçekleştiğini İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’tan bizzat dinledim.
İstanbul’un en kritik bu iki ismiyle bir araya gelme sebebimiz aslında çok daha başka bir nedenleydi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü bu yıl bir rekora imza attı.
Bilançonun açıklandığı basın toplantısını Güler ve Cerrah gerçekleştirdi.
Operasyonların arkasında, elbette, İstanbul Narkotik Müdürlüğü yani Tufan Ergüder ve ekibi var...
Geceli gündüzlü bir çalışmayla altına imza attıkları başarının boyutlarını anlamanız için birkaç rakam vereyim.
İstanbul Narkotik Şube polisleri ayda ortalama 400 kilo eroin ve afyon sakızı ele geçiriyor.
Bu tüm zamanların rekoru.
Geçen yıl İstanbul’da 2 ton 647 kilo eroin yakalanmış.
Bu yıl ise tam 4 ton 347 kilo...
Bu büyük bir başarıdır.
Son 5 yılda İstanbul polisi tam 34 ton 327 kilo uyuşturucu ele geçirmiş.
Ancak bu rakamlarda ortaya çıkan bir başka gerçek talebin de ne denli yüksek olduğu...
Bu konuda da isimsiz kahramanlar son derece etkin uygulamalara başlamışlar.
İstanbul polisi 350.000 gence konferans vererek farkındalık kampanyaları düzenlemişler.
Sloganları, “Hiç başlamamak...”
10.000 okul servisi sürücüsü ve 5.000 hostes bu kapsamda eğitimden geçirilmiş.
İbadethanelerde ebeveynlere benzer konferanslar veriliyor ve binlerce aile bu konuda bilgilendirilerek etkin önlemler alınıyor.
Muammer Güler ve Celalettin Cerrah uyuşturucu kaçakçılığıyla PKK arasında doğrudan bağ olduğuna özellikle dikkat çekiyor.
Bu kısa sohbette sadece iki konu başlığında kısa ama özlü bilgi sahibi olabildim ve gerçekten gurur duydum.
Memleketteki olumsuzlukları elimden geldiğince açık anlatmaya ve eleştirmeye çalışan biri olarak bu görüşmenin şöyle bir faydası oldu.
İdarenin başındaki iki önemli bürokrat İstanbul gibi bir megapolde yaşadıklarını anlatırken ne denli büyük bir sorun yumağıyla baş ettiklerini yakından görme fırsatım oldu.
Yapamadıkları kadar yaptıklarıyla da, adil, açık ve samimi bir eleştiriyi hak ettiklerini düşünüyorum.
Sayın Güler ve Sayın Cerrah içten bir tebriği hak ediyor...
O isimsiz kahramanlara ise minnet borçluyuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.