“Türkiye’nin Geleceği” Sonuç Bildirisi
Alanya’da 4 gün süren ve ana başlıkları “Medeniyet, İnanç ve Değer”, “21.Yüzyılda Dünya ve Türkiye”, “Türkiye ve Bölgesel Dengeler”, “Türkiye’de Siyasal Tartışmalar” olan STK’ların geleneksel "Ufuk Turu Toplantıları"nın her oturumunu yorumlamaktan vazgeçip sadece “sonuç bildirisi”ni alıntılamakla yetineceğim:
“1. Türkiye’de aile yapısındaki ve değerlerindeki değişimi görmek, gelecekle ilgili aile politikalarını ve önceliklerini belirlemek için sağlıklı, güvenilir ve objektif aile araştırmalarına daha fazla ihtiyaç hissedilmektedir. Bu araştırmaların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Üniversiteler, TÜBİTAK ve Yerel Yönetimler gibi resmi kurumların yanı sıra Düşünce Kuruluşları ve Sivil Toplum Örgütleri gibi sivil inisiyatifler aracılığıyla artırılması gerekliliği vurgulanmıştır.
2. Devletin son yıllarda ailenin güçlendirilmesine yönelik gerçekleştirdiği politika ve icraatlar olumlu bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak, aile ve aile bireylerine yönelik geliştirilen politikalarda Türkiye’nin toplumsal gerçekliği ve değerlerimize uygunluğu konusunda daha hassas olunması beklenmektedir. AB uyum süreci çerçevesinde aile reisliği, zina, boşanma ve bunun gibi konularda gerçekleştirilen yasal değişiklikler toplumsal ve aile yapımızda meydana getirdiği ve getirmesi muhtemel tahribatlar kaygıyla dile getirilmiştir.
3. Boşanma oranlarında yıllar itibariyle görülen artışa dikkatle vurgu yapılmış, boşanma sebeplerini ortadan kaldıracak sosyal politikaların geliştirilmesine öncelik verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
4. Son yıllarda evlilik dışı birliktelikler ve tekil ebeveynlerdeki artış aile kurumunu tehdit edici bir unsur olarak değerlendirilmiştir.
5. Devletin ihtiyaç sahibi ailelere yönelik yaptığı yardımların ‘yoksulluk kültürü’ oluşturmayacak bir anlayış içerisinde gerçekleştirilmesi ve bu yardımların Sivil Toplumla işbirliği halinde ilgililere ulaştırılması gerektiği hassasiyetle vurgulanmıştır.
6. Medyanın kendisinin ‘mesaja’ dönüştüğü bir çağda aile üzerindeki dolaylı değil, doğrudan olumsuz etkileri belirginleşmiştir. Medyanın haber, dizi ve reklamların verilişinde sorumlu davranması, aile ve değerlerimizi dikkate alan yayınlar yapması konusunda hassas olması gerektiği belirtilmiştir.
7. Medyanın aile ve aile bireyleri üzerindeki olumsuz yayınlarını denetlemede RTÜK’ün daha etkin bir rol alması gerektiği ifade edilmiştir.
8. Şehirsel mekânın yapılanmasında ve kentsel dönüşüm projelerinde ailenin kültürel çeşitliliğini zayıflatacak ve tek tipleştirecek projeler yerine ailenin geleneksel değerlerini ve kültürel sürekliliğini sağlayacak stratejilere öncelik verilmesi ve desteklenmesi dile getirilmiştir.
9. Tüketim toplumunun ekonomik anlayışları ve bunun ortaya çıkardığı sorunlar, aile yapısını doğrundan etkileyen bir unsur olduğu, boşanma başta olmak üzere diğer birçok aile problemine de kaynaklık ettiği belirtilmiştir.
10. İslam dünyasında yerel geleneklere, İslamlaşma şekillerine ve kültürel farklılıklara göre değişen farklı aile tipleri bulunmaktadır. İslam dünyasındaki aile ve kadın sorunlarının temelinde İslam öncesi ve dışı geleneklerin hala belirleyici olması, aile ve kadını koruyan hukuki düzenlemelerin bulunmamasının yattığı vurgulanmıştır.
11. Toplumsal yapımızı tehdit edici değişim karşısında en güçlü yapı ailedir; aile önemli bir direnç kurumu, güvenlik ve mahremiyet üreten bir yuvadır. Ne var ki, ailevi sorunlarımızı modern paradigmalar ve kavramlar aracılığıyla çözmeye çalıştığımız için sağlıklı sonuçlara ulaşamamakta ve hatta yeni sorunlara yol açılmaktadır. İnanç ve değerlerimizi referans alan çözümler üretmemiz gerektiği vurgulanmıştır.
12. Sosyalleşme ve temel toplumsal değerlerin yoğun olarak kazanıldığı dönemlerde, çocukların daha çok sınav başarılarına yönlendirilmeleri toplumun değerlerinin yeni kuşağa aktarılmasını önlediği ifade edilmiştir.
13. Çağımızın sunduğu teknik ve medya imkânları aile içi iletişim ve etkileşimi zayıflatmıştır. Bunu güçlendirecek sosyal destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi ve bu konudaki aile eğitimlerine ağırlık verilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.
14. Aile bireylerinin sorunlarına yönelik geliştirilen çözüm arayışlarında aile bütünlüğünü temel alan bakış açısının gözden kaçırılmaması gerektiği vurgulanmıştır.
Katılımcı sivil toplum kuruluşları ve üyeleri, aile kurumunun güçlendirilmesi konusunda üzerine düşeni yapmakta kararlı olduğunu kamuoyuna saygıyla duyurur.”
Bildirideki maddelerin her biri, üzerinde durulması ve acil çözüm üretilmesi gereken konulardır. Umarız, Hükümet ve siyasi kuruluşlar başta olmak üzere tüm resmi, sivil, adli ve askeri kurumlar üzerlerine düşen görevleri bihakkın yerine getirmeye çalışırlar. Çünkü, hepimiz aynı geminin yolcularıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.