Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Asabiyetin, ırk üstünlüğü iddiasının kökeni

Asabiyetin, ırk üstünlüğü iddiasının kökeni

Enaniyetten (ego, benlik) kaynaklanan, başkasını yutmakla beslenen “ırkçılık, etnik kökeniyle üstünlük taslama, milliyetçilik”; cahiliye dönemi değerler sistemine, “kabile örfü” ve “asabiyete” dayanır.

Cahiliye döneminde de, üstünlük; san’at, üretim ve insanî değerlerde değil; soy, sop, kabile, zenginlik, ırk, renk ve kuvvette aranırdı. Kabile örfünün üç ana maddesi vardır:
- Kabilede düzen kurmak ve yaşatmak.
- Kabile düzenine, örfüne kayıtsız-şartsız bağlılık.
- Diğer kabilelerle yapılan anlaşmalara itaat.
Peygamberimizi (asm) çok seven, koruyan, kollayan Ebû Talib’in makbul bir iman getirmemesinin bir sebebi; kavmine, atalarına, kabilesine, âdet, örf ve geleneklerine aşırı derecede bağlılığı idi. Peygamberimizi (asm) öven sözleri üzerine, müşriklerin “Abdülmuttalib’in milletinden, dininden yüz mü çevireceksin!” baskısına karşılık, “O (kendisi için), Abdülmuttalib’in dini üzeredir” demişti. (Peygamberimizin Hayatı, Mehmet Oğuz Reha Umurca, Yeni Asya Neşriyat, s. 614.)
Asabiyet, ırkî üstünlük iddiası; soy-sop övgüsünün kaynağı, enaniyet, benlik, egodur. Bediüzzaman “Nevin enâniyeti de bir asabiyet-i neviye ve milliye cihetiyle o enâniyete kuvvet verip, o ene, o enâniyet-i neviyeye istinat ederek, şeytan gibi, Sâni-i Zülcelâl’in evâmirine karşı mübâreze eder” der. (Sözler, 30. Söz)
Yani, milliyetçilik, “ene” ağacının acı meyvesidir ve şeytanî bir vasıftır.
Şeytan, Allah’ın, kendisini ateşten, Adem’i (as) ise topraktan yarattığını, dolayısıyla kendisinin daha hayırlı ve üstün olduğunu iddia ederek ona secde ile saygı göstermedi. (Tâhâ Sûresi, 116., Bakara Sûresi, 34.)
Evet, ırkçılıkta, milliyetçilikte şeytânî, menhus bir lezzet var. Bir kere kendini yüceltir, diğer etnik kökenden gelenleri ötekileştirir, onları yutarak beslenir, haksızlık ve zulme sebep olur.
Dolayısıyla İslâmiyetçe reddedilmiştir. Hadislerde de asabiyet, ırkçılık yerilmiştir! (Ebû Dâvûd, Edep: 113.; Kütüb-i Sitte, Hadis No: 1729.)
Yine Bediüzzaman’ın tesbitiyle, menfî milliyetçiler, milliyeti “mâbud ittihaz edecek” dereceye getirmişlerdir: “Asabiyet-i cahiliye, birbirine tesanüt edip yardım eden gaflet, dalâlet, riyâ ve zulmetten mürekkep bir mâcundur. Bunun için milliyetçiler, milliyeti mâbud ittihaz ediyorlar. Hamiyet-i İslâmiye ise, nur-u imandan in’ikâs edip dalgalanan bir ziyadır.” (Mesnevî-i Nuriye, Zeylü’l-Hubâb, s. 96)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ali Ferşadoğlu Arşivi