İyilikleri hazmetmek kötüler için zordur
Sözün aslı şöyle olsa gerekti.
“İyileri ve iyilikleri hazmetmek, kötüler için zakkum yemek gibidir.” Herhalde zakkumu bilmeyen yoktur. Yine de söyleyelim.
İslam inancına göre zakkum, Cehennem’deki bir ağaçtır ve meyvesi acıdır, yenilmesi imkânsızdır. Geçelim.
¥
Önceki gün Antalya’ya yolum düştü. Eskinin yenisi dostlardan Zeki kardeşim karşıladı ve misafirperverlik vazifesini yerine getirdi.
Antalya denilince akla ne gelir?
Deniz, kum, güneş, eğlence, dinlence ve hoşça vakit geçirmek gelir. En azından benim aklımdan öyle geçti.
Bizim Zeki ne yaptı? Havaalanından beni aldı ve doğru sebze meyve haline götürdü. Halin cıvıl cıvıl çalıştığını gösterdi, bilgiler aktardı.
Türkiye’yi besleyen Antalya’nın bereketli topraklarında yetişen meyve ve sebzelerin, Avrupa ve Türkiye’nin her yanına nasıl gönderildiğini anlattı.
¥
Memlekette çok güzel işler yapıldığını görünce insan haliyle çok mutlu oluyor. İşte bu duruma şahitlik edince aklıma yazının başlığı düştü.
Ülkemizdeki büyük sessiz çoğunluk, Türkiye’nin son on yılda nereden nereye geldiğini çok iyi görüyor ve bu sebepler de yatırım üstüne yatırım yapıyor.
Fakat nasıl bir maya ve tıynete sahipseler, bir kısım çevreler, aynı imkânlardan yararlanmalarına rağmen, ülkedeki ilerlemeyi görmeyip, illa da;
-“Biz zakkum ağacının meyvesini yiyeceğiz ve bu milletin de burnundan getireceğiz” diye ihanette hız kesmiyorlar. Geçelim.
¥
Bizim Zeki, yürüyen atasözü kitabı gibidir, lafı söyler geçer ve üzerinde durmaz. Antalya’daki gelişmeler hakkında bilgilenirken dedi ki;
-“Ağabey bu şehirde solcular yatar, sağcılar çalışır. Solcular nisan ayı gelince kısa pantolonlarını giyer sahile geçip rakı sofralarını kurarlar, sağcılar da ellerine çapalarını alıp seralarına ve tarlalarına koşarlar.”
¥
Tarım ve turizm şehri Antalya’da turizmin bel kemiği tarım. Antalya ve ilçelerindeki otelleri ve tatil köylerini besleyen büyük potansiyele sahip.
Bu da yetmiyor, Türkiye’nin her yerine ve Avrupa’nın pek çok merkezine hemen her gün meyve ve sebze gidiyor.
Antalya’nın ovaları kadar dağ ve yaylaları da ekonomiye büyük katkı sağlamaktaymış.
Mesela Korkuteli ilçesinden İstanbul ve diğer büyük şehirlere her gün kamyonlarla mantar gitmekteymiş.
Bütün bu gelişmelere rağmen, soldan veya sağdan, hiç elini taşın altına koymamış; yemek ile yatak odası arasında boru hattı olmaktan öte geçmeyen insanlara ne demeli bilmiyorum. Geçelim.
Antalya her geçen gün büyüyen bir şehir ve şehrin yeni kısımlarında konutlarla birlikte camiler de yerini almış. Ve Türkiye’de en çok caminin yapıldığı yer Antalya imiş.
Sözün özü:
Esasında toplumun her kesimi genel gidişattan memnun. Sadece bardağın boş tarafına bakanlar konuşuyor, dolu tarafına bakanlar çalışıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.