19.YY sonunda şekillenen kavram ve kurumlarla 21.YY’ı açıklamak mümkün değil.. Tahran Yalta, Postdam derken 20.YY’da şekillenen rejimler, iktidarlar ve sınırlar, 21.YY’a ve Miladi takvime göre yeni bir 1000 yıla girerken anlamını yitirdi..

Aslında yeni dünya düzeni, ya da Büyük Ortadoğu Projesi dedikleri proje, birileri için bir zorunluluk. Ve bu zorunluluk sadece Ortadoğu ile de sınırlı değil.. Ama batılıların Ortadoğu dedikleri coğrafya bu iş için bir pilot bölge..
Yoksa ne Rusya eski Rusya olacak, ne Çin eski Çin, ne Hindistan eski Hindistan olacak. Ne körfez, ne latin Amerika ülkeleri, Kanada, Amerika eskisi gibi kalacak..
Gerçek olan şu ki, eski hal muhal.. Eğer bu dönüşüm kontrol dışına çıkarsa, dünya sancılı bir süreçten geçebilir.. Ya da süreci kontrol eden ülkeler yeni dünyanın kurallarını koyacak ülkeler olacak..
Aslında herkesin bir sürü korkuları, umutları, hayalleri, planları var, ama sonunda galib gelecek olan Allah’ın hükmüdür..
Tekrar tekrar söylediğim gibi, Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirecektir.. Bu süreçte bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir..
Görünen o ki, servet ve iktidar olarak güç sırası bize batının güneşi batıyor ve bizim güneşimiz yükseliyor.. Bu süreçte önemli olan, servet ve iktidarımız mı  aklımız ve imanımıza yön verecek yoksa aklımız ve imanımız mı servet ve iktidarımıza yön verecek?
Birileri bu süreçte mevcudu muhafazaya çalışacak, bir kısmı değişime destek verecek..
Hemen şunu söyleyeyim ki, 19.YY’daki kavram ve kurumlarla 21.YY’ı açıklamak mümkün değil.
Artık internet var, artık GENOM icad oldu. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.. Şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır..
Batı son yüzyılda, bir de soğuk savaşla birlikte dünyaya 3 dünya savaşı “armağan” etmesi yetmemiş gibi, bir dördüncüsünü de sıkıştırmak için “Tanrıyı kıyamete zorlama” çabasında sanki.. Havayı, suyu, toprağı kirletmeleri yetmemiş gibi, insanın genini de kirlettiler..
Üretim-tüketim dengesini altüst ettiler..
Duwarmish kızılderilileri reisi Seatle ne diyordu: “Beyaz adam, toprağı çocuklarından çalmaktadır.. Açlığın dünyayı saracak beyaz adam! Ve ardında kocaman bir çöl bırakacaksın. Biz gidiyoruz, ama beyazlar da bir gün bu topraklardan gidecektir.. Belki de bütün ırklardan daha çabuk. Yataklarınızı zehirlemeye devam edin. Ve bir gece kendi çöplerinizde boğulacaksınız!”
Kızılderilileri yokettiler, kara derilileri köleleştirdiler, sarı ırkı teslim alıp, soyup-soğana çevirdiler.. yetmedi mi? Fransız sömürge bakanı Albert Sarrautub dediği gibi “Gerçeği gizlemeye ne gerek var? Sömürgecilik ilk uygarlık hareketi değildi. Çıkarların dürttüğü bir zor hareketi idi..”
Kalkuta ya dünyanın her hangi bir yerinde çöplüklerin kenarlarında yaşamaya devam eden, burada nasıl yaşadıklarını anlayamadığınız, bu yoksul ve “pis” insanlar aslında bunlar batı uygarlığının refah ve mutluluğunun harcını karıştırıyor olmasınlar sakın!
Birilerinin züenginliği, birilerinin yoksulluğu kadar büyük anlayacağınız!
Çoğu kimsenin mazlumların kanı ve gözyaşı ile ilgilendiği yok, Onlar çıkar hesabı yapıyorlar.. Silah satacaklar ya! Ulusal çıkarları ve güvenlikleri iddiasının arkasına saklananların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar.
Bu açılar bugünden yarına bitmeyecek. Suriye bitecek, bir başka yerde başlayacak. Esed zulmü bitecek, yeni bir düzen oluşturmak için iç çekişmeler başlayacak..
Esed zulmü, İsrail’in zulmüne denk.. Esed gittikten sonra nöbeti İsrail devralacak sanki.
Bu arada sanki sıra Özbekistan’a gelecek gibi.. Araplar savaş yorgunu..
İran seçimlerinden hemen sonra süreç yeniden hızlanabilir..
19.YY sonunda batılıların gözetiminde şekillenen sınırlar, iktidar yapılar ve rejimler gidecek, yerine yenileri kurulacak..
İngilizlerin Somali’ye verdikleri Etyopya sınır bölgesinde Libya petrolünden daha zengin ve aynı kalitede büyük bir petrol rezervi tesbit edilmiş. Somali’de yaşananların sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Birileri o bölgeyi ya da Somali’nin tümünü Etyopya’ya bağlamak isteyebilir.. Çünki o kadar büyük zenginliği bir Müslüman ülkeye tek başına yedirmek istemeyebilirler..
Sonuçta; herkesin bir planı varsa Allah’ın da hükmü vardır. Ve galip gelecek olan Onun hükmüdür! Bu süreçte kim ne yapıyorsa, sadece Allah’ın (cc) o gayret sahibleri hakkındaki hükmünün esbabını hazırlıyorlardır.
Selam ve dua ile..
NOT: İsra’nın eşiğinde, 1453 yılında Ayasofya’da ilk Cuma namazının kılındığı gün Haliç/Kasımpaşa’da sabaha kadar süren Mavi Marmara buluşmasının ardından bugün de (Cumartesi) ikindi namazında Kudüs ve Gazze dostları  “Özgür Kudüs ve Özgür Gazze” için, Fatih camiinde buluşup, Edirnekapı’ya kadar yürüyerek buradaki  Mavi Marmara şehidlerini ziyaret edecekler. Mavi Marmara şehidlerine selam olsun!