Sürüklenen Başörtülü Öğretmen ve Bizans Fethi
İnsanın inanası gelmiyor.,. Ve başörtüsü zulmü devam ediyor…
Bazıları bunu “istisna” kabul edebilir ama öyle değil!..
Belki, konuya duyarlı yöneticilerin çoğalması ve Başbakan’ın takip ettiği ihtimali sebebiyle başörtülü kamu hizmeti yapanlara genellikle göz yumuluyor, bu doğru ama sadece şimdilik...
Şimdilik diyoruz, çünkü bu göz yumma işinin hâlâ yasal bir dayanağı yok! Hatta, bu konuda aleyhte mevzuat bile var. Mesela, başın açık olmasıyla ilgili yönetmelik geçenlerde yeniden düzenlendi ve yürürlükteliği devam ediyor…
***
Medya’ya yansıyan haberlere göre, İzmir’de başörtülü bir öğretmen, diğer öğretmenler tarafından ‘Seni burada istemiyoruz’ denilerek tehdit edilmiş. Öğretmen ayrıca okul koridorlarında da sürüklenmiş.
Vahşete bakın!
Mevzuata aykırı bir davranış varsa, yasal işlemini yaparsınız, cezai müeyyidesini uygularsınız! Varsa bir suç, o mevzuatı düzenleyenlere aittir. Yönetmeliği çıkaranlara da bu ayıp yeter! Ayrıca, bunu çıkaranlar Allah katında da vebal, günah ve azaptan kurtulamazlar.
Ama, o bayan öğretmeni koridorlarda sürüklemek de ne oluyor?!.
Buna kimin ne hakkı var?
Bu vahşice saldırı sebebiyle psikoloji bozulan Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmeni Mehtap Akköprü, doktorun verdiği iki hafta raporla evinde tedavi görüyormuş.
Bizler, Üniversitelerde başörtüsüyle okuyan öğrencilerin ruhsal travmaları artık sona erdi derken, mezun olup resmi görev alan aynı başörtülülerin ruhsal travmaları kamuda devam ediyor! Şu hale bakın!
Bu nasıl ülke, bu nasıl mevzuat, bu nasıl uygulama!?
Birincisi doğruysa, ikincisine neden değil?!
***
İnsanların başındaki örtüyle uğraşanlara sesleniyorum:
Sizler, neden insanın kafasındaki bilgilere ve mesleki becerilerine bakmıyorsunuz da, başının üzerindeki örtüye bakarak insanı değerlendiriyorsunuz? Bu ölçü, hangi bilimsel kritere dayanıyor? Sizin, Yunan işadamı kadar da mı insaf ve iz’anınız, vicdan ve ahlakınız yok?!..
Avustralyalı Müslüman bir bayan mülakat sonunda işe kabul edilirken, başörtüsünün engel olup olmadığı sorulduğunda Yunan işverenin verdiği cevap şudur:
“Bizim için önemli olan, kişinin beynindeki bilgi, mesleki kariyer ve işindeki verimliliktir. Biz insanların başının dışına değil, içine bakarız!..”
Buyurun!
***
Daha geçen gün İstanbul’un fethini kutladık. Tam da bu kutlamanın yıldönümünde İzmir’de yaşanan şu olaya bakın, ne kadar hazin değil mi?
Kökü Bizans’a dayanan Yunanlı bir iş adamının başörtüsü hakkındaki düşünce ve davranışına bakın! Bir de, İstanbul’u Bizans’tan kurtaran Fatih’in nesli(!)nin yaptıklarına!..
Bu durumda, size göre de İstanbul’u yeniden fethetmemiz gerekmiyor mu?..
NOT: Pazar sabah 10:30-12:00 arası KonyaTV canlı yayında “vaktülemin” programında, Dünya bale ve dans şampiyonu iken Müslüman olan İsviçreli Rabia hanım konuğumuz olacaktır.
twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.