M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Boyları Devrilsin!

Boyları Devrilsin!

MÜSLÜMAN yalan söylemez. Yalancılar gözümüze görünmesin.

Müslüman savaş hileleri dışında aldatmaz. Bizi aldatanlar bizden değildir. Aldatanlar defolsun, kahrolsun.

Müslüman rüşvet almaz ve vermez. Rüşvetçilerin Allah belasını versin, tepe üstü düşsünler.

Müslüman haram yemez. Haram, kara, kirli, pis, necis gelirler elde edenler, bulaşık servetlere sahip olanlar gerçek Müslüman değildir. Biriktirdikleri ateştir. Cehennem ehli, kendilerini yakacak ateşin odununu dünyadan götürürmüş, bunları Allah kahretsin.

Müslüman ekmeğe saygısızlık etmez. Müslüman bir ülkede her gün altı milyon ekmeğin çöpe atılması nankörlüktür, büyük günahtır, büyük israftır, büyük küfran-ı nimettir. Bu nankörleri Allahü Teala ıslah buyursun.

Müslüman kendi anasına, karısına, bacısına, nişanlısına şehvet gözüyle bakılmasından nasıl hoşlanmıyorsa; başka Müslümanların analarına, karılarına, bacılarına kötü gözle bakılmasını, onlara laf atılmasını, fırsat bulunca onlarla zina yapılmasını da hoş görmez. Böyle yapanlar ahlaksız, iffetsiz, şerefsiz, haysiyetsiz rezillerdir. Boyları devrilsin.

Müslüman, halka eziyet etmez, rahatsızlık vermez, insanların kurdu olmaz. Komşularına eziyet edenler, trafik kurallarını çiğneyenler, halka sağlığa zararlı bozuk maddeler satanlar iyi Müslüman değil alçak Müslümandır. Islahlarına dua ederiz. Islah olmazlarsa zarar veremeyecek hale düşmelerini temenni ederiz.

Müslüman, Allah’ın ayetlerini ucuza veya pahalıya satmaz… Müslüman din sömürüsü, mukaddesat bezirgânlığı yapmaz. Böyle yapanlar İslam’ın hizmetkârları değil, dini hedm eden=yıkan münafık, fasık, facir, şerir, şaki kimselerdir. Allah onların şerlerinden Ümmet-i Muhammedi (Salât ve selam olsun ona) muhafaza buyursun.

Hizip, fırka, cemaat, grup, sekt, klik, parça holiganlığı, militanlığı, fanatizmi yapanlar hasta ruhlu kimselerdir. Onlar İslam birliğine, mü’minlerin kardeşlerine büyük zarar veriyor. Onların uyarılması, aydınlatılması, bilgilendirilmesi gerekir. Bu uyarma ve aydınlatmayı yapmayanlar sorumludur.

Bir Müslüman için en kolay şey ilmihalini öğrenmektir. İlmihal bilgileri nelerdir:

(1) İnançla ilgili doğru bilgiler…

(2) İbadetlerle ilgili bilgiler…

(3) İslam ahlakıyla ilgili doğru bilgiler…

(4) Nikah, alışveriş gibi muamelatla ilgili bilgiler… (5) Bütün mü’minlerin ehliyetli ve gerçek dindar bir imam-ı kebire biat ve itaat etmesiyle ilgili bilgiler…

Müslümanları uyarmakla vazifeli ve yükümlü kişi ve kuruluşların halka ilmihal öğretmek için var gücüyle çalışmaması, bu konuda bir eğitim seferberliği başlatmaması, konuyla ilgili küçük ve çok faydalı yayınlar yapmaması büyük bir vazife ihmalidir. Cahil kalan halkın vebali onlar üzerinedir.

 

(İkinci yazı)

ÜMİTSİZLİK ve KARAMSARLIK

İSLAM dini ümitsizliği yasak eder. Allah’tan ümit kesmek küfürdür. Karamsarlık iyi bir şey değildir.

Ümitsiz ve karamsar olmamalı ama gerçekleri de göz ardı etmemelidir.

Sabah namazına bir camiye gidiyorsunuz; etraf ev, apartman dolu camide sadece on iki ihtiyar var. Binlerce Müslüman gelmemiş… Cemaat içinde Müslüman liseli üniversiteli gençler yok. Siz bu manzaraya üzülürseniz ümitsiz ve karamsar olmazsınız.

Sabah namazlarındaki cemaat nasıl olmalı? Yeterli olmaz ama en az Cuma namazı cemaatleri kadar cemaat olmalıdır sabahleyin camilerde.

Sabah namazları böyle olursa, Cumalarda cemaat camilerin içinden, avlularından taşmalı, sokakları, caddeleri, meydanları doldurmalıdır.

Müslüman halk sahih itikatten sonra namaza, cemaate teşvik edilmelidir. Bu memlekette her yıl dini hizmet ve faaliyetler için milyarlarca dolar harcanıyor. Acaba bu büyük paraların kaçta kaçı namaz ve cemaat hizmetlerine yönlendiriliyor?

Camilere hem fakih hem de icazetli tarikat şeyhi veya gerçek bir şeyhin halifesi olan vasıflı imamlar tayin edilse cemaat muhakkak çoğalacaktır.

Camileri erkek cemaatle doldurmak için çalışması gereken Diyanet’in o mübarek mekânları kadınlarla doldurmak için büyük gayret göstermesine, planlar programlar yapmasına şaşmamak kabil değil.

Ehl-i Sünnet Müslümanlığında kadınlar elbette camilere gelebilir, kendilerine ayrılan yerlerde namaz kılabilirler ama efdal olan namazı evlerinde kılmalarıdır.

Bugün ülkemizde dehşet verici, ümit kırıcı, korkutucu bir riba=faiz salgını görülmektedir. Bu bir realitedir. Bir takım reformcu ilahiyatçılar ve İslamcılar düşük faizli kredi caizdir diyorlar ve halkı aldatıyorlar. Onların düşük dedikleri faiz, beş altı sene sonra alınan para fazlasıyla ödendiğinde yüzde elliyi altmışı geçmektedir. Bu mu düşük?

Faize böylesine batmış bir İslam toplumunun geleceğinden korkulur.

Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) emr-i maruf ve nehy-i münker yapmayan Müslümanların azaba ve helake uğrayacaklarını haber veriyor. Bugün ülkemizde yaşayan ve yakın tarihimizde görülmemiş hürriyetlere ve imkânlara sahip bulunan Müslümanlar emr-i maruf ve nehy-i münker farz-ı kifayesini doğru dürüst ve yeterli miktarda yapıyorlar mı? Yapmıyorlarsa onları başınıza azap gelir diye korkutmak karamsarlık ve ümitsizlik midir?

Lüks, israf, sefahat, beyinsizlik, fısk, fücur, nifak, şikak, isyan, tuğyan, zina, riba tufanlaşmışken halkı bu konuda uyarmak karamsarlık mıdır?

Tekrar ediyorum ümitsizlik haramdır… Gerçekçi olmamız lazımdır. Kötüleri tenkit etmek karamsarlık ve ümitsizlik değildir.

Namazı yitirmiş ve çeşit çeşit şehvetlere uymuş bir İslam toplumunu uyarmak karamsarlık, kötümserlik ve ümitsizlik değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi