M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

62 Maddede 1924-1945 Türkiyesi

62 Maddede 1924-1945 Türkiyesi

1924’ten 1945’e kadar Türkiye:

1. Demokrasi ve çoğulculuk yok, tek parti faşizmi var.

2. Muvazaalı (=danışıklı, aldatmaca) Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruluyor; halkın çoşkun desteği karşısında kapatılıyor.

3. Karakuşî İstiklal (Terör) Mahkemeleri kuruluyor ve nice aydın, politikacı, din adamı, tarikat şeyhi avukatsız yargılanıyor, Yargıtay’a başvuru hakkı olmadan idam ediliyor.

4. Müslümanların Halifesi Abdülmecid bin Abdülaziz Han ve bütün Osmanlı ailesi yurt dışına sürülüyor.

5. Alevî Şeyhi Seyit Rıza hile ile yakalanıp idam ediliyor.

6. Oğlunun yaşı küçük, alelacele yaşı büyütülerek o da idam ediliyor.

7. Dersim halkı, Sabiha Gökçen (Hatun Sebilciyan) tarafından bombalanıyor.

8. Zilan deresinde on beş bin vatandaş mitralyöz ve top ateşiyle katl ediliyor.

9. İskilipli Âtıf Efendi, Şapka Kanunundan önce yazmış olduğu kitapçık yüzünden idam ediliyor.

10. Düzmece Menemen hadisesi bahane edilerek Şeyh Erbilli Esad Efendi Erenköy’den zincire vurularak götürülüyor ve hastahanede şehit ediliyor.

11. İslam medreseleri kapatılıyor, bir gecede 40 bin talebe-i ulum sokağa atılıyor.

12. On bin cami, mescid, medrese, tekke, taş mektep, imaret, vakıf binası kapatılıyor, kimisi satılıyor, kimisi kiraya veriliyor, kimisi yıkılıyor.

13. Bin yıl boyunca kullanılmış olan alfabe değiştiriliyor.

14. Türk Dil Kurumu genel sekreteri A. Dilaçar (Agop Martayan) marifetiyle dilde sadeleştirme, arıtma, özleştirme faaliyeti başlatılıyor, edebî lisanımızın canına okunuyor, Türkiyeli Müslümanlar dilsiz bırakılıyor.

15. Basında dinî yayın yapılması yasaklanıyor.

16. Kürt ileri gelenleri, aşiret reisleri, uleması, tarikat şeyhleri Batıya sürülüyor.

17. Ezan-ı Muhammedî okunması yasaklanıyor, Türkçe ezan okutuluyor.

18. Namazlarda Türkçe Kur’an okunması için hazırlıklar yapılıyor. Mısırda bunu duyan Mehmed Âkif, bir kısmını hazırladığı Kur’an mealini Diyanetten geri alıyor ve vefatından sonra yakılmasını vasiyet ediyor.

19. Camilerin mihraplarına, kiliselerde olduğu gibi piyano konulmasına dair bir rapor hazırlatılıyor.

20. Mecelle-i Ahkam-ı Adliye yürürlükten kaldırılıyor, onun yerine, dibacesinde İslam hukukuna hakaret edilen İsviçre Medenî Kanunu tercümesi getiriliyor.

21. Sürgündeki Bediüzzamana bin türlü eziyet, haksızlık, yapılarak iman ve Kur’an hizmetleri akamete uğratılmak isteniyor.

22. Bir Müslüman, Bursada Ulucami minaresinden Arapça ezan okuduğu için irtica hortladı yaygaraları kopartılarak ezan okuyana ve nice Müslümana eziyet ediliyor.

23. Dindar Müslümanlar çocuklarına dağlarda, mağaralarda, samanlıklarda bin bir korku ve dehşet içinde Kur’an ve ilmihal öğretmeye çalışıyor. Yakalanan hocalar zincire vurularak tutuklanıyor.

24. Türkiyeyi bit istila ediyor, tifüs salgını oluyor.

25. Müslümanların evleri basılıyor, Nurculuk veya tarikatçılık bahanesiyle tutuklanıyor, kitaplarına el konuluyor, ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyor.

26. İşçilerin sigortası ve sosyal hakları yok, köle gibi çalıştırılıyor.

27. Varlık Vergisi toplanıyor, nice zengin iflas ettiriliyor, veremeyenler Aşkale’ye sürgüne gönderiliyor.

28. Tek partili seçimler yapılıyor, CHP yüzde 99, 9 ile seçimi kazanıyor. Oylar açıkta veriliyor, sayım ve tasnif gizli yapılıyor.

29. Şark fatihi General Kazım Karabekir Paşa uzun müddet ev hapsinde tutuluyor

30. Tarihî İslam kabristanları yıkılıp düzleniyor. Sadece Üsküdar Bülbül deresindeki Sabataycılar mezarlığının bir taşına bile dokunulmuyor.

31. Yahudi Moiz Kohen, Tekin Alp takma adıyla milliyetçilik ve Türkçülük kitapları yazıyor ve bunların birine Kahr Olsun Şeriat bölümünü koyuyor.

32. Ayasofya camilikten çıkartılıp müze yapılıyor.

33. Padişahların yaptırdığı nice binanın kitabeleri ve tuğraları kazınıyor.

34. Halkın büyük kısmı açlık, sefalet sıkıntı içinde sürünüyor.

35. Üniversite öğrencilerinin yüzde doksanı yurtsuzken, İstanbul Teknik Üniversitesinde okuyan Millî Şefin oğlu Dolmabahçe Sarayı’nı lojman olarak kullanıyor.

36. İkinci dünya savaşı yıllarında ekmek vesika ile veriliyor.

37. Bazı kış aylarında açlık ve kıtlıktan toplu ölümler oluyor.

38. Sağlık hizmetleri çok zayıftır, halk veremden sıtmadan frengiden kırılıyor.

39. 1944’te Türkçüler, milliyetçiler tutuklanıyor ve İst. İkinci Şubede (Sansaryan Hanı) korkunç tabutluk işkencelerine tabi tutuluyor.

40. Ramazan aylarında devlet tekelindeki radyolarda iftar saati bile bildirilmiyor, tek cümle dinî yayın yapılmıyor.

41. Hacca gitmek yasak ediliyor.

42. Bazı büyük devlet adamları, ömürleri boyunca ticaret, sanayi, para kazandıracak başka işler yapmadıkları halde efsanevî servetlere sahip olarak dünya çapında zengin oluyor.

43. İktidara karşı en ufak tenkit ve memnuniyetsizlik büyük isyan olarak görülüyor ve çok ağır şekilde cezalandırılıyor.

44. 1928’de birçok yerde Osmanlıca ve Arapça kitaplar, meydanlarda üzerlerine gaz yağı dökülerek yakılıyor.

45. İstiklal Savaşında Hindistan Müslümanlarının Türkiyeye yardım için göndermiş olduğu 30 bin altın birilerinin zimmetinde kalıyor ve bunlarla banka kuruluyor.

46. Kaçan veya sürülen Rum ve Ermenilerden kalan malların bir kısmı gayr-i âdil şekilde dağıtılıyor.

47. Sovyetler birliğinde Stalinin yaptığı gibi bizde de İslama, Şeriata savaş ilan ediliyor ve Müslüman halkın temel hakları ve hürriyetleri ayaklar altına alınıyor.

48. Uyduruk, düzmece, sahte bir tarih üretiliyor ve genç nesillerin beyinleri yıkanıyor.

49. Millî kimlik, millî kültür darbeleniyor.

50. Mukaddesatımıza, millî büyüklerimize hakaret ediliyor.

51. Şapka Kanunu’nu tenkit ettiği için Erzurumda Şalcı Şöhret Bacı adındaki zavallı bohçacı çarşaflı Müslüman kadın idam ediliyor.

52. Mimar Sinan’ın mezarı açılıyor, kafatası Ankara’ya getiriliyor ve sonra kayb ediliyor.

53. Nice eserler vermiş, halka tarih kitapları okuma zevkini aşılamış ünlü bir tarihçi Büyük Ada’da bir kulüpte, masaya çıkartılıp ben bir eşeğim diye bağırtılıyor ve adamcağız kısa bir müddet sonra kahrından ölüyor.

54. İngiliz elçisi çağırılıyor ve kendisine “Ekselans Türkiye’nin başına siz geçiniz” deniliyor.

55. Tek partinin gazetesinde Ankara Yenişehiri için “Tarihte ilk defa mabetsiz bir şehir inşa ettik” cümlesini ihtiva eden bir başmakale yazılıyor.

56. Manzarayı bozmasınlar diye perişan kıyafetli köylüler Yenişehire sokulmuyor.

57. Büyük kahraman, hamiyet sahibi, Hilafet-i İslamiyenin cesur ve yılmaz müdafii Trabzon mebusu Ali Şükrü bey Topal Osmana şehid ettiriliyor, sonra Topal Osman öldürülüyor.

58. Camiden çıkarken, dalgınlıkla başında namaz takkesini unutan zavallı Müslümanlar caniler gibi tutuklanıyor.

59. Antalya müftüsü camiye namaz kılmaya gidiyor, müezzin Türkçe kamet getirirken müftünün dudakları titriyor. Vay sen sessiz şekilde Arapça kamet okudun diye savcı tarafından sorgulanıyor.

60. Köylerde ayakkabı lüks. Bulabilenler çarık giyiyor, onu da bulamayanlar yalın ayak geziyor.

61. Matbuat Umum Müdür Muavini İzzettin Nişbay imzasıyla gazetelere tamim gönderilip dinî tefrikalara, köşeyazılarına, haber ve bendlere en kısa zamanda son verilmesi isteniyor.

62. İslamda süt kardeşlerin evlenmesi yasaktır, yeni Medenî Kanuna bu konuda bir madde konulsun teklifine, biz öyle süt yoğurt kardeşliği bilmeyiz cevabı veriliyor.

Daha yazayım mı?.. Yetmez mi?..

Bu eski kara günlere dönülmesini isteyenler var. Allah onlara fırsat vermesin.

 

(İkinci yazı)

Halk Eşittir Ama Onlar Daha Eşittir

1. EŞİTLİK: Bütün Türkiyeliler eşittir ama egemen azınlıklar, çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlardan daha eşittir.

2. Türkiye elbette bir hukuk devletidir ama hukukun üzerinde Kemalizm ideolojisi vardır ve son sözü o söyler. Kemalizme aykırı hüküm verilemez.

3. Halkın iradesine saygı gösterilir ama egemen azınlıkların, bilhassa Sabataycıların ve Kemalistlerin iradeleri daha fazla saygıya layıktır.

4. Büyük Millet Meclisi halk iradesinin tecelligâhıdır ama faiz lobisi Sanhedrin’inin iradesi Meclisin üzerindedir.

5. Türkiye bir yıldan fazla bir müddet lisanını, edebiyatını, devlet arşivlerini, atalarının mezar taşlarını, sosyal ve kültürel hafızasını İslam-Kur’an yazısıyla yazmıştır ama halk 1928’den önce yazılmış Türkçe kitapları okuyamasa bile Latin alfabesi ondan önemli ve üstündür.

6. Kölelik yasaktır ama birtakım kadınları TC başlıklı resmî vesikalarla seks kölesi olarak kullanmak, bunların hijyenik seksüel hizmetlerinden KDV ve gelir vergisi alıp devlet bütçesine koymak çağdaşlığa ve uygarlığa aykırı değildir.

7. Laikliğe göre Yahudi vatandaşlar cumartesi günleri, Hıristiyan vatandaşlar pazar günleri hafta tatili yapabilir ama çoğunluğu oluşturan Müslümanlar cuma günü tatil yapamazlar.

8. İslamcı iktidar Taksim parkındaki birkaç ağacı yerinden söküp başka bir yere dikmeye kalkarsa, bu bir isyan sebebi olur ama faizci egemen azınlık aileleri ormanları tahrip ederek üniversiteler kurarlarsa bu tahribata ses çıkartılmaz.

9. Bir Müslüman yolsuzluk yaparsa büyük suç olur ama bir egemen azınlık mensubu çalar çırparsa egemen azınlıklar bunu önemsemez.

10. İlerici, uygar, çağdaş bir kadın veya kız bikini mayo, mini etek, dekolte kıyafet giyer veya iç çamaşırsız gezerse bu gayet normal karşılanır ama Müslüman bir kadın avukat, kadın memur başını örterse buna izin verilmez. İngilterede böyle bir şeye ses çıkartılmaz ama Türkiyede Kemalizme ve laikliğe aykırı olur.

11. Hıristiyan İngilterede Müslümanlar için Şeriat Mehkemeleri kurulmuştur ama Müslüman Türkiyede böyle bir şeyi istemek bile suçtur.

12. Türkiye hür bir ülkedir. Hıristiyan Misyonerleri ve papazları Notre Dame de Sion, Saint Michel, Saint Benoît, Saint Georg gibi okullar açabilirler ama Müslümanlar İmamı Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Şah Bahaüddin Nakşibend okullara açamaz. Laiklik Hıristiyanlara hürriyet verir, Müslümanlara vermez.

13. Türkiyede İslam dışındaki her dinin, her mezhebin başında bağımsız bir din reisi vardır ama Müslümanların bir İmam-ı Kebir’i yoktur. Çünkü Müslümanlar, gayr-i Müslimler kadar eşit değildir ve onlara bu hak tanınmamıştır.

14. Kemal Paşayı biraz sert tenkit ederseniz veya açıklanması doğru olmayan tarihî gerçekleri yazar veya söylerseniz suç işlemiş olur, mahkemeye verilir ve hapse atılabilirsiniz ama Peygambere hakaret ederseniz fazla önem verilmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi