M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Mesele Taksim veya Gezi Parkı Değilse Ne?

Mesele Taksim veya Gezi Parkı Değilse Ne?

Bizzat Başbakan’ın birebir görüşmeleri tansiyonu düşürse de, olaylar tamamen bitmiş değil!
 
Dünya medyasında yer alan tepkilere baktığımız zaman, meselenin sadece Taksim veya Gezi Parkı eyleminden ibaret olmadığı görülüyor. Erdoğan’ın sıklıkla tekrarladığı gibi, esas perdenin ya da sahnenin arkasında kimler var, ona bakmak gerekiyor!
***
Okuyucularımızdan sayın H:Ç’nin gönderdiği aşağıdaki yazı, kimin hangi niyetler beslediğini gözler önüne sermesi bakımından ilginç. Yazıyı özetleyerek aktarıyorum:
 
“Son günlerde şahit olunduğu üzere:
·         - Türkiye haricindeki bazı güç odaklarının, çeşitli medya ve siyasi kurumlar (CNN, BBC, Avrupa Parlamentosu ve diğerleri) vasıtasıyla ülkemizi istikrasızlığa sürüklemek istedikleri,
·         - Bu odakların Türkiye’nin, kendi menfaatleri doğrultusunda istedikleri zaman hükümetini değiştirebilecekleri bir üçüncü dünya ülkesi olmaya devam etmesi yönünde yüksek seviyede gayretlerinin söz konusu olduğu,
·         -  Bu güç odaklarına demokratik ve barışçıl bir mesaj verilmesi gerektiği,
·         -  Bu sebeple, nasıl olsa katılım yüksek olur kanaatiyle geri durmadan, Cumartesi günü Ankara’da, Pazar günü İstanbul’da tertip edilecek mitinglere iştirak etmenin çok mühim olduğu,
·         -  Bu mitinglerin gayesinin, Taksim’de gösteri yapan vatandaşlarımıza karşı olmadığı hususlarındaki kanaatimizi ve çağrımızı paylaşmak istedim” diyor okuyucumuz ve “kendini tavuk sanan kartal” hikayesiyle bir örnekleme yapıyor:
***
“Bir gün civcivler dışarıda oynarken bir kartal yumurtası buldular ve gizlice kendi kümeslerine getirdiler. Yumurta oldukça büyüktü ve bunun, çok büyük tavuğa ait büyük bir yumurta olduğunu düşündüler.
 
Daha sonra anne tavuk kümese geldi, ona da bunun büyük bir tavuk yumurtası olduğunu söylediler. Böylece anne tavuk bu yumurtayı bağrına bastı ve üstünde kuluçkaya yattı. Bir gün yumurta çatladı ve içinden siyah tüylü çok farklı bir şey çıktı.
 
Tüm tavuklar onun farlı görünen bir civciv olduğunu düşündüler. Bu farklı civciv, büyümeye başladıkça daha da farklı görünmeye başlıyor, tüyleri uzuyor, güzel siyah bir renge bürünüyordu. Ancak anne tavuk  dahil, çevresindeki herkes onun bir tavuk olduğu konusunda o kadar emindi ki, kendisi de bu farklılığı hiç sorgulamıyordu.
 
Anne tavuk, onu bir tavuk gibi büyütmeye çalışıyor, tehlikelerden korumak için çeşitli korunma yöntemlerini ona öğretiyordu. Bir gün kümeslerinde otururken, havadan hızla heybetli bir kuş geçti. Kendini tavuk sanan kartal, anne tavuğa dönüp sordu:
- Anne bu ne?
- O bir kartal yavrum. Kuşların en heybetlisidir.
- Ben de onun gibi uçabilir miyim?
- Hayır yavrum, sen bir tavuksun. Senden önce pek çok kişi denedi ama başaramadı. Bu yüzden sonunda hayal kırıklığı yaşayacağın bir hayalin peşinden gitme, kendini üzme!..
 
Kendini tavuk sanan kartal, annesinin söylediklerini çok fazla sorgulamadan kabul etti. Hala içinden gelen ses, aslında onun da uçabileceğini söylemesine rağmen, fazla üstüne gitmedi ve hiç ama hiç denemedi.
 
Bir kartal olarak doğdu ama bir tavuk olarak hayatını geçirip bir tavuk olarak öldü.”
***
Bize aslımızı unutturan ve kimliğimizden koparan bu zihniyetin temsilcilerine kulak verelim şimdi:
 
İsrail Altyapı Bakanı Silvan Şalom diyor ki: “Türkiye’yi Yeni Osmanlıların iktidarından kurtaracak her gelişmeyi memnuniyetle karşılarız.”
 
İsrail Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Lieberman diyor ki: “Türkiye’de olup bitenler karşısında mutluluğumu gizleyemiyorum.”
 
İsrail Parlamento Knesset Başk. Yrd. Moshe Feiglin ise daha da iştahlı. Bakın ne diyor: “Türkiye’deki gösterilerin Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz.  Kendisi Yahudi düşmanı. Onunla barışma yolunda mesafe kat etmemize ve resmi özür sunmamıza rağmen bize karşı düşmanca tavrını sürdürüyor.”
 
Okuyucumun da dediği gibi, sevinenlere bak, kararını ver!.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi