Başbakan Erdoğan'a Ültimatom!
Dünya çapındaki oyuncularımızdan Mehmet Ali Alabora Hazretleri Taksim’deki Gezi Parkı’nı değerlendirirken, “mesele birkaç ağacın kesilmesi değil” buyurmuşlar. Böylece de karınlarındaki kurdu dökmüşler. Neyse öyle ya da böyle adam doğruyu söylemiş. Mesele gerçekten oradaki üç-beş ağaç değil, Türkiye’yi önündeki takozları temizleyip, uçuşa geçiren bir başbakanı sandıkta yenemeyeceğini anlayan batılı güçler, (ki Erdoğan onları “Faiz lobisi” olarak vasıflandırıyor) ve ülkemizdeki yardakçıları, kemik yalayıcıları ellerindeki medyayı da kullanarak bu iktidarı alaşağı etmenin hesabını yaptılar. Biz de bir kısmını Taksim Gezi Parkı Platformu’nun Başbakan vekili Bülent Arınç’a verdiği ültimatom gibi istekleri çeşitlendirerek kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz:
1- Acilen Taksim Meydanı’na oradaki gençlerimizin yakmaları için ambulans, belediye otobüsü, polis otoları ve tomalar getirilmesi ve bunlar yakılırken hiçbir itfaiye aracının orada bulundurulmaması.
2- Polis Teşkilatı’nın hemen lağv edilerek güvenliğin Türkiye Gençler Birliği, DHKP-C, SDP, TİKKO, Dev-Sol, Devrimci Karargâh Örgütü, Halkevleri, Türkiye Komünist Partisi ve KCK mensuplarına bırakılması.
3- Sosyal Demokrasi Partisi (SDP) Beyoğlu ilçe merkezinden toplanan kesici ve delici bıçakların özür dilenerek SDP yetkililerine geri verilmesi.
4- Oradaki gençlerimizin molotofkokteyli yapımına destek vermek üzere emniyet ve askeriye depolarından ihtiyaç duyulan malzemeler acilen Taksim Gezi Parkı’na getirilip Taksim Platformu’na teslim edilmelidir.
5- Daha önceden tutuklanmış tüm gençlerimiz kendilerinden devlet tarafından özür dilenerek serbest bırakılmalı ve hepsine “Devlet Üstün Hizmet Nişanı” verilmelidir. Ayrıca bu gençlerimizin isimleri İstanbul’un büyük caddelerine verilerek gönülleri alınmalıdır.
6- Başlangıcından bugüne kadar Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılan ve cansiperane bir şekilde polis otolarına saldıran, belediye araçları ve ambulansları hayatı pahasına yakan kahraman gençlerimiz sigorta kapsamına alınmalı ve iki yılda erken emeklilik hakkından yararlandırılmalıdır.
7- İçki yasağı derhal kaldırılmalı ve Tekel Taksim Gezi Parkı’nda özel bir satış yeri açmalı, ilk yıl da satışlar ücretsiz olmalıdır.
8- Silivri’deki tüm ETÖ’cüler ve Balyoz’dan ceza almış tutuklular serbest bırakılmalı, büyük ihtilalci Doğu Perinçek’e darbeciliğe yaptığı büyük katkılar dolayısı ile “Mareşal” unvanı verilmelidir. O, taaa Silivri’den “Taksim savaşlarını” yöneten ve muharebeyi kazanan bir kahramandır.
9- Üçüncü Boğaz Köprüsü, Kanal İstanbul, Nükleer Santral ve yapılacak büyük havalimanı projeleri acilen durdurulmalı, oralarda Taksim Gezi Parkı’nın şubeleri açılmalıdır.
10- Nurettin Sözen İstanbul’a belediye başkanı Hüseyin Aygün de vali yapılmalıdır.
11- Erdoğan Hükümeti’nin bu vatana yaptığı en büyük kötülüklerden ve çevre felaketlerinden birisi de her şehirde yaptığı havaalanları ve hızlı tren seferleridir. Tüm havaalanları acilen birer birer Taksim Gezi Parkı’na çevrilip, hızlı trenler de yerini nostaljik kara trenlere bırakmalıdır.
12- Faizler, hemen serbest bırakılmalı, ekmeği ile oynanan gariban bankacılarımızdan ve faiz lobisinden özür dilenmelidir.
................
Bu ültimatomu bir şaka, Fatih Uğurlu’nun hayal dünyasının bir mahsulü gibi değil de ayniyle vaki bir ültimatom gibi düşünün lütfen. Neden eylemlerin daha ilk günü Washinton, Roma, Berlin, Londra ve Telaviv’de bu hıyanet şebekesine destek eylemleri yapıldı, ne çabuk organize oldular. İslam dünyasına kan kusturan, sadece Irak işgalinde 1 milyon Müslümanı katleden bu haçlı sürüleri birden imana mı geldiler de Taksim Gezi Parkı’ndaki üç-beş ağaca hamilik yapmaya kalktılar? ABD Büyükelçisi ve Almanya Başbakanı Angela Merkel neden uzun burnunu Taksim’e uzatıyor, Bir İngiliz şirketi olan MİGROS neden eylemcilere gıda yardımı yapıyor? CNN, neden Taksim’den 4 saat canlı yayın yaparak “Türkiye’de bir savaş var” temasını dünyaya duyurdu? Neden buraya on üç savaş muhabiri gönderdi? Yabancı yatırımcılar Taksim Gezi Parkı eylemlerinden iki gün önce neden 1 milyar 200 milyon dolarlarını borsadan çektiler? İran Devlet Televizyonu el-Alem’in Türkiye muhabirinden canlı yayında “Türk Baharı” başladı diye kışkırtıcılık yapması neden istendi? Bugüne kadar koynumuzda beslediğimiz bu yılanların kafasını koparmanın zamanı gelmedi mi sayın Erdoğan? Hatta yandaş ve candaş medyadaki düşmanlarımızın değirmenine bilerek ya da bilmeyerek su taşıyanların elekten geçirilmesi ve ayıklanması..
Çok şey mi istiyoruz...