Cemal Nar

Cemal Nar

Kendinize Acıyın

Kendinize Acıyın

Batılılaşma  ihanetini yapanların böyle bir mazereti yok, ama onları seven ve temize çıkarmak isteyenlerin şöyle bir mazeret veya gerekçeleri var:

“Efendim, biz yapılan amansız savaşlardan mağlup çıktık. Maddeten ve manen bittik, tükendik. O gün de, bu gün de, varlığımızı devam ettirebilmek için, onlara ittiba etmeye, onlara iltihak etmeye mecburduk. Hala da mecburuz. Büyüyene ve yeniden büyük devlet, büyük millet olarak dünyaya sözü­müzü geçirecek ana kadar, böyle bir uygulamaya mecburuz. Bu gün, onlarla savaşacak gücümüz yok. Onlarla savaşmak demek, büsbütün yok olmak demektir. Bunu göze alamayız. Yok olmaktansa, bu zillete bir müddet katlanmak yani.”

Önce şu savaşmak lafını bir değerlendirelim. İslâm, durup dururken kim­seyle savaşmak istemez. Savaş, son çaredir İslâm’da. Asıl olan barıştır. Barış içinde irşad, tebliğ, kültür yarışı. Farklılıklarla birlikte barış içinde yaşama. Asıl olan budur.

Bir de şunu baştan söyleyelim: Onlara uymakla zaten hiç bir zaman biz, biz olarak büyük bir devlet olamayız. Büyüsek bile, olacağımız, olsa  olsa büyük bir kafir, hadi diyelim büyük bir fasık olmaktır. Onların safında, onlardan biri olmaktır. Bu ise, kabullenmek istemediğimiz yok olmanın ta kendisidir. Bunun bir farkına varabilmek bir şuur meselesi...

Afgan cihadının devam ettiği günlerde, yardım istemek için yurdumuza gelen bazı mücahitlerin, bizim kendilerine acımamız üzerine şunları söylediklerini duymuştum:

"Bize acımayın. Sizin haliniz bizden daha acınacak durumdadır. Biz, sizin gibi olmamak için savaşıyoruz. Eğer sizin durumunuzu kabullenseydik, savaşmaya gerek yoktu ki. Rusların yapmak istediği de işte bu yaşadığınız hayat.”

Evet, ibret alana ne muhteşem ifadeler.

Not: Bütün Müslüman kardeşlerimin Beraat kandilini tebrik eder, mübarek Ramazan ayına ulaşmalarını ve sağlık içinde ibadetlerini yapabilmelerini Allah Teâlâ’dan niyaz ederim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi