Vatandaşı Mağdur Eden Uygulamalar
Okulların tatile girmesi demek, Nur hareketinin okuma programlarının başlaması demektir. Yani, Kur’ân’ın en mükemmel ve çağdaş tefsiri, Sünnet-i Seniyye’nin ihyâ kitabı olan Risale-i Nur Külliyatı’nı anlamak, benimsemek, özümsemek ve yaşamak için okumak, müzakere ve mütalâa etmenin adıdır okuma programı.
Kimisi bir hafta sürer, kimisi 10 gün, kimisi iki hafta, kimisi bir ay. Çok feyizli ve bereketli geçer okuma programları. Katılanlardan kimisi bir kitabı bitirir, kimisi Külliyat’ın tamamını...
Haftalar öncesinden Antakya’dan aradı ağabeylerimiz. 15 Haziran için okuma programına katılıp katılamayacağımı sordular. Müsait olduğumu söyledim. Kurtköy Havaalanından uçak biletleri, havaalanına gitmek için de Yalova-Pendik feribotu biletleri ayarlandı.
Nihayet 15 Haziran tarihi geldi. Feribot’a bindik 2.5 saat öncesinden. Yalova-Pendik arası 45 dakika. Ne var ki, Pendik Feribot İskelesine 15 dakika kala feribot durdu. Bir duyuru yapıldı:
“Sayın yolcular, motor yarışı olduğundan gecikmeli olarak iskeleye varacağız…”
Haydaa, başta biz olmak üzere birçok yolcu ayaklandı. “Nasıl olur; uçağı kaçıracağız, randevumuza yetişemeyeceğiz!”
Görevlilerden birisine “Lütfen kaptana sorar mısınız, ne kadar kalacak?” dedik. Gidip sormuş ve bize şu cevabı verdi:
“Ne kadar süreceğini bilmiyoruz, Sahil Güvenlik bizi durdurdu, motor yarışları var!”
Biz kıvranmaya başladık. Dakikalar geçiyor, o sırada müthiş bir sağanak yağmur bastırdı. Feribot sahile yanaştı. Ipıslak olarak taksiye atladık. Check-in yaptırdığımız halde uçağımızın kalkmasına 15 dakika kalmasına rağmen, işlemler 15 dakika önce kapatılmıştı.
Anlayacağınız yetişemedik.
Hataylı okuma programı organizatörü ağabeylerimizle yaptığımız istişareler sonucu, ertesi güne, aynı saate bileti tehir ettik, 121 lira fark ödeyerek.
Peki, geç kalışımızdan, koşuşturmamızdan, ıslanmamızdan, tekrar geriye dönüşümüzden doğan haklarımız ne olacak?
Bizi bekleyen okuma programına katılacak kardeşlerimizin (bir gün sonrasına ertelendi) bundan doğan hakları ne olacak?
Bizi Cumartesi dersi için bekleyen kardeşlerimizin hakları ne olacak?
Hangi akıllı, daha doğrusu ukâla yöneticidir ki, tatile girildiği, vapur ve feribotların vızır-vızır işlediği, yolcuların yoğunlaştığı feribot iskelesinin önünde motor yarışı düzenledi?
Bu nasıl adalet, bu nasıl kalkınma, bu nasıl demokrasi, bu nasıl insan hak ve hürriyetleri?
İşte bu yazı ile, doğan bu zararların telâfisi için müracaatta bulunuyorum. Umarım; demokrasiyi, hak ve hürriyetleri benimseyip özümseyen, yeni tabiriyle “içselleştiren” (dikkat ediniz iç edenler değil!) ilgililer, yetkililer ve etkililer harekete geçer, vatandaşların mağduriyetlerini giderir…
Bir hatırlatma: “Bir millet cehaletle hukûkunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder.” (Bediüzzaman)
Mübarek üç aylarınızı, Leyle-i Berat’ınızı tebrik eder; ülkemiz, İslâm âlemi; özellikle muztar ve mağdur Müslümanlar, mazlûmlar ve insanlık âlemi için hayırlara vesîle olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.