İş Başa Düşmektedir
Öyle ise, sözü şuraya getirebiliriz: Bugün müslümanlar bir kuşatılmışlık halet-i ruhiyesindedirler. Her alanda daralan bir çamberle haklarının, hürriyetlerinin gasbedildiğini görmektedirler. Ellerini attıkları her kurum ellerinde kalmakta, sığındıkları her kala taş taş dökülmekte, imdat bekledikleri kişi ve kurumlar kendi başlarının derdine düşmüş bulunmaktadırlar. Çaresizlik, ümitsizlik içindedirler. Hele bir kısmı var ki ye'sin kahredici kıyılarında dolaşmaktadır. “Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak”, yani “alçakça bir ölüme” kendilerini atmak durumundadırlar.
Böylesine çok olumsuz bir ortamı, bir çırpıda olumlu ortama çevirmek mümkün müdür?
Neden olmasın?
Ama onun adamı olmak kayıt ve şartıyla.
O nasıl olur?
0 da, bütün sebebleri bırakarak, sebeblerin yaratıcısına (Müsebbibu'ul Esbab'a) dönmek, yalnızca Allah'a tevekkül ve itimat etmektir. Yeniden bir iman tazelemek, yeniden ve derinden "La havle vela kuvvete illa billah" diyerek, Allah'ın işine karışmadan kendi vazifemizi ihlasla yapmaktır.
İşte o noktadan sonra üstümüze yağmur gibi zaferler yağacak, ummadığımız yerlerden maddi ve manevi rızıklarla donatılacağızdır.
Öyleyse gelin ey insanlar, gelin ey Müslümanlar, yeniden ve cidden iman ederek inancımızı tecdid ederek tazeleyelim. Allah'a dayanalım, sa'ye sarılalım, hükmüne ram olalım. O'nun yoluna koyulalım. Allah'ı imtihan etme küstahlığına kapılmadan, hiç bir ücret beklemeksizin, ihlasla üstümüze düşeni yapalım.
Allah elbette va'dinden dönmez. O'ndan emin olalım.
Sonuçta iş başa düşmektedir.
Unutmayalım ki burası imtihan dünyasıdır. Mükafat ve ödül dünyası değil.