Bizde de “hükümeti darbe” var
Mısır’da darbe oldu…
Ordunun yönetime el koymasını “Bizim neyimiz eksik?” hayıflanmasıyla “içi burkularak” takip edenler üzülmesin.
Ülkemizde her gün bir darbe oluyor. Bizdeki darbeler askeri değil “hükümeti darbe” başka bir ifadeyle “iktidar darbesi.”
Her sabah kalktığınızda “bugün hayatımızı etkileyecek ne kararlar alınacak, alınmış?” endişesiyle medyaya koşuyorsanız…
“Bu kadar abartma” diyebilirsiniz…“Endişeliler tayfasından” değilim ancak…
“Bu kadar mı denk gelir?”
Yazının tam burasında gelen telefona baktım. Benim sağlık konularına ilgilendiğimi bildiği için aramış, dostum. Eşinin ilaçlarını almak için eczaneye gitmiş. Eczane, özel hastanelerin muayene ücretini SGK’nın provizyon sisteminden çıkarıp önüne koyunca “darbeyi” almış.
Hasta, her gittiğinde 12 TL muayene katkı payını hastaneye ödemiş. Şimdi aynı ücreti eczaneye de ödeyecek. Vatandaş, 24 lira artı 3 lira reçete katılım payı verince, ilaçların yüzdesi hariç, sadece muayene için 27 lira ödemiş olacak.
Hemen araştırdım… Burada bir üçkağıt döndüğüne kanaat getirdim. Kısa süre sonra ortaya çıkar. Söz veriyorum yazacağım…
Söz sağlıktan açılmışken devam edelim. Sağlık Bakanımız meslektaşı CHP Hatay Milletvekili M. Ali Ediboğlu’nun soru önergesine cevap vermiş. Edipoğlu, Bakan’dan eczacıların 2011 yılındaki fiyat düşüşlerinden kaynaklanan stok zararlarının firmalar tarafından karşılanıp karşılanmadığını sormuş. Bakan da “karşılanmıştır” cevabını vermiş.
Bunu okuyan eczacısı, kalfası, depocusu hatta ve hatta ilaç firmaları şaşkın.
Firmalar “yaşasın! Borcumuz yokmuş” şaşkınlığında, depolar “eczacılara firmalardan gelen paraları ödemedik cebimize kaldı” sevinç şaşkınlığında, eczacılar ve yakın çevresi de hala aldıkları “darbeyi” anlamaya çalışıyorlar. Bir torba yasa içinde 15 milyar liralık ilaç pazarı İstanbul veya uluslararası sermayeye açılınca iş işten geçmiş olacak.
Yolda eski öğretmenimizle karşılaştık, hal hatırdan sonra “tayinimi istedim” dedi. Okullar, ilk ve orta olarak ayrıştığı için ona ayrılık yolu çözükmüş. Sadece o mu? Birçok öğretmen aynı durumda, hayatlarını tekrar düzenleyecekler. Öğretmen “darbe” yer de öğrenci ve veli bundan muaf olur mu? Herkes beklemede. İki kardeşin derdi bile “ artık biz ayrı okulların öğrencisiyiz” oldu.
Bir sabah uyanıyoruz Milli Eğitim Bakanımızın “SBS, dershane kalkıyor” sözlerini okuyoruz. Alıyor sizi bir telaş. Dershaneye parayı ödemişin, çocuğun bu sınava göre kendini motive etmiş… Böyle bir durumda almaz mı sizi bir telaş, stres…
Eğer dershane sahibiyseniz… İşiniz zor mu zor…
“Eczanelerde çiklet gibi satılan” antidepresanlara başlamamanız mümkün mü?
O nasıl bir araştırma sonucudur öyle. Eğitimde her şey düzgünken kimsenin “gıkı çıkmazken” bu araştırmanın sonuçları ezber bozuyor.
Anadolu Eğitim-Sen’in yaptığı araştırmaya göre 60-66 aylık çocukların yüzde 67’si en az 1 kez altına kaçırmış. “Çocuktur de” geç. Ancak, çocukların yüzde 82’sinin yani her 5 çocuktan 4’ü Nisan ayında okumaya geçememesi büyük başarı!!!
Bu başarıya rağmen “tam yol ileri” denilmesi ve yeni “cepheler” açılması bana çok ama çok ilginç geliyor. Milli Eğitim, 7 düvelle savaşan Osmanlı gibi.
Siz “İktidar darbeleri”nin örneklerini arttırabilirsiz.
Seçim yakın, bu kadar darbe yiyen vatandaşın darbesi nasıl olur bilinmez…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.