Başbakan ve brütüsleri!
Hadi kabul edin. Bu gemi, böyle bir fırtınadan sağlam çıkamaz, alabora olur sanmıştınız. Gezi İşgali’nin jurnalini alır almaz etekleriniz tutuşmuştu! Bu yüzden soluğu, Koç postuna bürünmüş kurtların sofrasında almıştınız.
Bundan böyle vatan, millet, bayrak deyip de güldürmeyin beni! Daha Gezi İşgali’nin jurnalini alır almaz, sermayenizin derdine düşünce ne din kaldı ne vatan aşkı ne de iman! İlk iş gemiyi terk edip, Başbakan’a kılıç sallamaya kalkıştınız! Sermayenizi garantiye alma telaşına kapıldınız. Şerefinizi, haysiyetinizi kurtlar sofrasına ordövr olarak sunarken vicdanınız dahi sızlamadı. Allah’tan korkup, kuldan utanmadınız. Piyasadaki dindar imajınızı, Yahudi sermayesinin ayakları altına sererken hiç sıkılmadınız.
Yeri gelmişken, fırtına kopunca gemiyi ilkin sıçanlar terk eder. Gezi’de fırtına kopar kopmaz ilk siz kaçıştınız! Dost-düşman kimsenin gözünden kaçmadı. Koç’lar, sizdeki sıçan istidadının farkında değil sandıysanız yanıldınız. Yahudi sermayesi etrafınızı zehirli sarmaşık gibi sardıkça, kuruyacak kasanızdaki paranız!
Unutmayın ki, domuzdan post, Yahudi sermayesinden ortak olmaz! Yakında anlayacaksınız ama çok geç kaldınız! Çünkü treni kaçırdınız. Geçmiş olsun! Bundan böyle Yahudi sermayesiyle baş başasınız! Dünya ukba haşrolun derim! Şeytanınız bol olsun! Bu akıbete müstahaksınız!
•
Gerçek dostlar yıldızlar gibidir. Karanlık çökünce ilk onlar ortaya çıkar! İyi gün dostları gibi karanlıkta kaybolmaz! Hani bir ara “Önce adam olacaksın, sonra siyasetçi” başlıklı yazımda ifade ettiğim gibi…
Adam olmak veya olmamak! Asıl mesele bu! Siyasette adam kalitesi… Gezi fırtınası bunun turnusolu oldu sanki… Gerçek dostlar yıldızlar gibi ortada, çakma dostlar arazi… Gezi süreci, Başbakan’ın Taif’i… Brütüs çok, düşman kavi…
Bir de dipten dipten salon toplantıları yaparak, AK Parti’yi yutulabilir küçük lokmalara bölmeye çalışan Brütüsler var! Alternatif bir siyasi oluşumu projelendiren eski dostlar!
Köşk yolunda pusuya yatmış Kabil’ler... Arkadan vuran Brütüs’ler… Hazin tabii ama öğretici bir süreç… Sapla samanı ayıran… Bakalım kim sap kalacak, kim saman? Başbakan’a kim vefa gösterecek? Kimler omuz çıkarken, kimler fırıldak çevirecek arkasından? Kimler köşkün dibinde iltihaplı niyetler biriktirecek? Kimmiş bu AIPAC güdümlü, sticker karakterli oportünist insanlar?
Göreceğiz… Tanıyacağız… Hesabını soracağız…
Sonuçta, onlar entrikalarına, biz Allah’ın ipine sarılanlardanız! Allah yeter, Allah kafi…
“Başbakan yalnızlaştı, artık bitti” diyorlar. Yalnızlaşmadı, Brütüs’ler vurdu kaçtı.
“Başbakan bu defada gemiyi batırmadı”, doğrudur, Yahudi lobisinin yanlış hesabı Gezi’den döndü. Hainler de avucunu yaladı!
“Başbakan’ın İsrail’e kafa tutma odaklı politikası hatalı.” Size göre hatalı, bana göre şahsiyetli! Seçim ufku çizildi. Sandıktan tam not alıp iktidar olun! İsrail’e istediğiniz kadar yalakalık yaparsınız!
“Başbakan otoriterleşti.” Başbakan, aynı Başbakan… Siz Yahudi lobilerinin safına geçtiniz. Kedi, erişemediği ciğere murdar dermiş. Yani kedi cinsindensiniz!
“AK Parti’nin karşısında Yahudi lobileri var.” Doğru ama arkasında da Allah’ın inayeti var! Yanında halkın desteği!
“AKP’nin yüzde ellisi her şey mi?” Hiçbir şey mi?
“Suriyeli mültecilere neden kapımızı açtık?” Etme bulma dünyası… Yarın kapıda kalmayalım diye!
“Antikapitalist Müslümanların, ‘abdestli kapitalizme hayır’ kampanyası için ne diyorsunuz?” Cenabet kapitalizme hayır!