Sahur Konuğumuz Ahmet Davutoğlu
Ramazan boyu 42Konya TV’de sürdürdüğümüz “Sahur Vakti” programlarımızın dün sürpriz bir konuğu vardı: Dışişleri Bakanımız sayın Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu.
Kendisini siyasete girmeden önce de tanıyorduk. Akademik ve kültürel çalışmaları ile entelektüel camianın önde gelen şahsiyetlerinden biriydi. Yurtiçi ve Yurtdışında önemli üniversitelerde öğretim üyeliği yapmasının yanı sıra Harp Akademilerinde de dersler vermiş değerli bir hocamızdı kendisi.
***
Kimileri, onun siyasete girmesini akademik çevreler için bir kayıp sayarken, kimileri de bilgi ve kültürel müktesebatını siyasete taşıması açısından Türkiye için bir kazanç kabul ediyordu. Doğrusu kendisi de çok emek verdiği bu ilim ve irfan dünyasından kopmak istemiyordu.
Ama sonunda, sayın Başbakan’ın da ısrarlı talepleri sonucu kendisini birden siyasetin içinde, hatta tam ortasında buluverdi. O şimdi dünyanın konuştuğu sıradışı bir Dışişleri Bakanı. Vizyonuyla, siyaset oluşturmasıyla, yerinde çıkışları ve etkili konuşmalarıyla adından sıkça söz ettiren bir dış politika mimarı şu anda.
Sahur Vakti sohbetimizde Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan’la birlikte sayın Davutoğlu döneminin dış politikasını konuştuk.
Sayın Davutoğlu’nun ısrarla vurguladığı konular özetle şunlar oldu:
“Türkiye, artık eski Türkiye değil. Edilgen bir ülke olmaktan çıkıp etken bir ülke olma yolunda ciddi mesafe alan bir ülkedir artık. Ortadoğu’da görüşüne başvurulan, Balkanlar’da sözü dinlenen, Türk dünyası’na yön veren ve dünya siyasetinde ben de varım diyen bir Türkiye var!... Bu durum, bizim tarihi misyonumuzun bir gereğidir. Çünkü biz, büyük bir medeniyetin mirasçılarıyız. Türkiye, sadece İslam dünyasıyla veya tarihi-kültürel bağlarla birbirine bağlanan ülkelerle değil, insanlık değerleri açısından zorda ve darda kalan dünyanın en ücra köşelerindeki diğer ülkelere de yardım eden kucak açan bir büyük ülke konumundadır bugün…”
***
Türkiye, bu misyonunu ifa ederken elbette küresel güçlerin gizli-açık engelleriyle karşılaşacaktır. İçte ve dışta kendisine bazı tuzaklar kurulacaktır. Özellikle İslam ve Türk dünyasıyla yakınlaşmasına, kaynaşmasına, fikir birliği yapmasına mümkün olduğunca izin verilmeyecektir. Hiçbir devlet, çıkarları için kendisini rakip ve düşman gördüğü bir ülkenin güçlü olmasını elbette istemez!
Dışişleri Bakanı’nın ifadesiyle, Türkiye içinde ve çevresinde yaşanan siyasi ve idari çalkantıların asıl sebebi bu. Yani, Türkiye’nin bölgede ve dünyada bir güç haline gelmesini istemeyen yerli ve yabancı şer odaklarının hazımsızlığı, tertip ve kışkırtmalarıdır bu yaşananlar…
Bazen, tüm iyi niyetlerinize ve samimi gayretlerinize rağmen işler istediğiniz gibi gitmeyebilir. Hiç hesapta olmayan olaylar başınızı ağrıtabilir. Mikro ve makro planlarınız sekteye uğrayabilir. Bütün bunlar siyasetin doğasında olan şeyler.
Aslolan, geleceğini Türkiye’nin başarısında bekleyen irili ufaklı Müslüman ülkeler de dahil olmak üzere, Türkiye’nin refaha ve huzura kavuşması için ihlasla çalışmaya devam etmektir. Ramazan-ı Şerif’in bereketli gecelerinden birinde bizler bu ihlası Dışişleri Bakanımızın şahsında bir kez daha müşahede etik.
***
Politikalarını beğenirsiniz veya beğenmezsiniz o ayrı, ama sayın Davutoğlu’nun samimiyetinden şüphe edemezsiniz. Yiğidi öldürsen bile hakkını ver demişler!...
Hayatının önemli bir bölümünü yurtdışı hizmetlerinde geçiren bir kişi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkiye hiç bugünkü kadar yurtdışında itibar gören ve vatandaşına sahip çıkan bir ülke konumunda olmamıştır.
Sayın Davutoğlu’na, dış ilişkilerde ve dünya siyasetinde daha etkin ve güçlü bir Türkiye için yapacakları tüm hayırlı hizmetlerde başarılar dileyip kendisine teşekkür ederek sahur vaktini noktaladık.
NOT:Bugün ve yarınki sahur konuklarım; Prof. Dr. Adil Yavuz ve STK Başkanı Latif Selvi olacak.
twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.