Türk ve İslam Dünyası Karşıtlığına Bir Tedbir
Avrupa başta olmak üzere dünya medyasında Türkiye aleyhinde çıkan haberlerden hep şikayet ederiz. Özellikle “İslamofobi” diye nitelenen İslam korkusu, yanıltıcı ve önyargılı yayınlar sebebiyle dünyada giderek yaygınlaşıyor.
Bunun önüne nasıl geçilebilir?
Medya alanında çalışmaları bulunan Almanya’daki bir dostumuz bana yazdığı mektubunda bu önemli konuyu gündeme getirmiş.
İlginç önerilerini sizlerle paylaşmayı uygun buldum.
***
Sevgili Umut mektubunda selam ve iyi dileklerini ilettikten sonra diyor ki:
“Şu üç şeyi çok önemsiyorum:
-Yabancı dillerde yayın,
-Yerli bilgisayar güvenlik sistemi (Antivirüs programı),
-Para (faiz) ile alakalı bilimsel çalışma.
Fikrim şu:
Konya’da 4 tane üniversite var: Biri devlet, üçü vakıf üniversitesi.
Örneğin Selçuk Üniversitesinde gazetecilik bölümü var.
Mesela bu bölüm bir karar alsa ve:
“Benim bundan sonra ki görevim; Almanya halkına yönelik gazetecilik yapacak talebeler yetiştirmek ve bundan sonra bütün araştırmalarımı buna endeksleyeceğim” diyecek olsa ne olur?
Türkiye’nin Almanya da bir sesi olmuş olmaz mı?
Bunu siz “Doğan Grubu”nun tersine işleyen bir mekanizma olarak düşünün.
Yani, Türkiye’de Almanya kökenli bir grup yerine, Almanya da Türkiye kökenli bir gurup...
Almanya Medyası, halkına bir daha dezenformasyon yapabilir mi?
Veya Türkiye halkına, Doğan Gurubu veya Alman distribütörleri üzerinden manipülasyon yapabilir mi?..”
***
Umut kardeşimizin “Yerli bilgisayar güvenlik sistemi” ile “Para (faiz) ile alakalı bilimsel çalışma”yı sonraki yazımıza bırakarak ilk önerisine dönelim: Yani, “yabancı dillerde yayın” meselesine…
Dikkatli okuyucularımız hatırlayacaklardır.
Bu sütunlarda daha önce TRT’nin yabancı dillerdeki yayınlarından dolayı tebriklerimizi ilettikten sonra sormuştuk:
Mesela neden “İbranice yayın yok?” demiştik.
Yahudi dünyasına yönelik böyle bir yayın faydalı olmaz mıydı?
Başta Türkiye olmak üzere, İslam ülkeleri ve Müslüman dünyası hakkında korkunç bir dezenformasyonla yalan-yanlış üretilen haberlere karşı, İbranice konuşan milyonlarca insana doğru bilgileri ulaştırmak kötü mü olur?
***
Sevgili Umut’un dediği gibi, neden bizim Almanya’da bir “Türkiye Medya Grubu”muz yok!
Almanya’da basım yapan Türk gazetelerinden bahsetmiyoruz. Onların muhatap kitlesi sınırlı sayıdaki Türk vatandaşlarıdır. O gazetelerin Alman vatandaşları nezdinde hiçbir ilgi ve tesir gücü yoktur!
Almanya’da, Almanlara hitap eden Almanca öyle bir gazete çıkmalı ve yine Almanca yayın yapan öyle bir televizyon kanalı olmalı ki, bütün bu dezenformasyona ve İslamofobiye karşı gerçekleri ortaya çıkarıp oyunları bozsun, sadırlara şifa olsun!..
Bugüne kadar, Türkiye’mizde Avrupalıların sesi olan ve Hıristiyan ile Yahudi dünyasının çıkarlarını koruyan malum yazılı ve görsel medya, nasıl ki milletimizi manipüle ederek yalan-yanlış bilgilerle yönlendirebildiyse, biz neden Avrupa’da bunu yapmayalım? Ve neden yapmıyoruz?..
Gücümüz yetmez mi?
Devletimizin kaynakları mı yetersiz?
Kurumsal yapılanmalarımız, dış temsilciliklerimiz, siyasetimiz mi kifayetsiz?..
Hayır.
Bence, gücümüz de, kaynağımız da, siyasetimiz de bunu yapmaya muktedirdir.
Sadece niyet edip irade ortaya koymak yeter!
Büyük devlet olmanın gereği de bu değil mi?..
NOT: 42KonyaTV’de canlı yayınlanan “Sahur Vakti”nde; Perşembe Doç.Dr.Muhittin Uysal, Cuma Prof.Dr.Sait Şimşek konuklarım olacak inşallah, beklerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.