Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bozcaada tarihinde görmezden gelinen gerçekler (2)

Bozcaada tarihinde görmezden gelinen gerçekler (2)

Dün de ifade etmeye çalıştığım gibi, neredeyse adanın bütün sokaklarını arşınladım, kapı kapı dolaştım, kısa aralıklarla da olsa, Yunanlıların elinde bulunduğu süre içerisinde meydana gelen yapılar özenle korunurken, 1100'lü yıllardan beri bizim olan adada bize ait tarihi miraslar yok edilmiş veya üstü örtülmüş, ya da tarihe not olarak düşülmemiş.
Adanın tarihi tamamen Yunan kaynakları ile Heredot’a bırakılmış.
Sanki Yunan kaynakları ve Heredot dışında kimse tarih yazmamış gibi, gelen giden turistlere; “Aslında burası bir Yunan adası, zorunlu olarak Türklerin elinde bulunmaktadır” demek için ne gerekiyorsa yapılmış.
Heredot’un zamanında Osmanlı yoktu, olsaydı yazar mıydı bilemem ama Bozcaada’yı Türk toprakları kabul eden bir zihniyetin, Osmanlı’yı yok sayıp, Cumhuriyet döneminden bile üstünkörü bahsetmesini normal bir vatandaş olarak yadırgamamak mümkün değil.
Bize düşen de işin bu kısmından söz etmektir. Osmanlı ve Cumhuriyet tarihine sahip çıkmak, tarihin bıraktığı izleri takip ederek, bugünlere aktarmaktır.
Bozcaada’da iki cami bulunuyor.
Birincisi; Köprülü Mehmet Paşa Camii, 1655 yılında yapılmış.
İkincisi; Alaybey Camii, 1702 yılında yapılmış. Yani ada, Yunanlıların elindeyken bu camileri gidip yapmış değiliz, ada yüzyıllardır bizim hakimiyetimizde kalmış, kısa aralıklarla bizim olmaktan çıkmışsa da tekrar bizim elimize geçmiş.
Bozcaada Tenedos değil, adı üstünde Bozcaada’dır.
Alaybey Camii avlusunda bulunan mezar taşlarında ne yazıyorsa aynen aktarıyorum. Sanırım tarih bu tür belgelerle yazılıyordur.

Sadrazam Halil Hamid Paşa 1199
Kaptan-ı Derya Hüsrev Paşa (tarih tam okunmuyor)
Divan Efendisi Seyyid Muhammed Emin Efendi 1240
Sağ Kol Ağası Seyit Yahya Ağa 1244
Bozcaada Topçu Binbaşısı Muhammed Efendi 1285
Bozcaadalı Yahya oğlu Ali bey 1272
Bozcaada Kalesi Binbaşı Hacı Rüstem Efendi 31 Ağustos 1289
Müderrisin-i Kiramdan Havace Yusuf Efendi 1265
El Hac Ali Efendi 1288
Hamide hanım 1278
Sarım Efendinin Zevcesi Aişe hanım 1282
Said Efendinin zevcesi 1283

Allah rahmet eylesin. Her biri Bozcaada'da yaşamış ve Bozcaada’ya büyük hizmetleri olmuş. Ve bugün Bozcaada’nın manevi bekçileri olarak Alaybey Camii’nin avlusunda yatmaktalar.
Bana böyle inanmak düşüyor ve ben böyle inanıyorum. Kimsenin de benim gibi inanmasını beklemiyorum.
Bir başkalarına göre de Bozcaada belki Heredot’un dediği gibidir. Ben gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazıyorum. Bozcaada’da yaşayıp ya da Bozcaada’da tatilini geçiren bir kısım insanların Cumhuriyet tarihini, Osmanlı tarihini görmezden gelerek, adanın bir Türk toprağı olduğunu kabulde zorlananların haklı bir tarafı olabilir.
Ada bizim olmaya bizim ama adadaki sosyal yaşama hakikaten tam bir Yunan kültürü hakim. Türkçe müzik çalan yer var mıydı hatırlamıyorum; fakat Yunan müziği her yeri kaplamıştı. Zaten içkiden söz ettim, su yerine şarap, rakı, bira ve diğer alkollü içecekler tercih ediliyor ve aksini düşünenler de kınanıyor.
Ha bunları söylerken kimseyi kınıyor falan değilim. Bu, bir kültür meselesi. Her insanın kendi değer yargıları vardır ve insanlar yaşam biçimlerini değer yargılarına göre belirler.
önemli olan; kişilerin birbirine saygı göstererek, aynı ortamı usûlü dairesince paylaşabilmesidir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi