Hafıza Ve İlim
Bir konu üzerinde çok çalışmak, onunla tam ilgi kurmak ve kendi konusuna aşk ve muhabbetle sarılmak, o insanda, konu ile ilgisi olmayan kişileri hayrete düşüren bir meleke, bir kabiliyet meydana getiriyor ve zihnin kavrama ve hatırlamasının böyle insanı şaşırtan Örneklerini gösteriyordu.
İmam Buhârî Bağdat'a geldiğinde, Bağdat âlimleri onu denemek, hafıza gücünü kontrol etmek için şöyle bir imtihan biçimi uyguladılar:
Yüz tane hadisin söz dizisi (metin) ile sened (rivayet edenlerin bir biri ile olan bağ zinciri) ini karış tırarak bir hadisin senedim başka bir hadise, bir hadisi de başka bir hadisin senedine katarak yerlerini değiş tirdiler. Ve her on hadisi de ona.sorsun diye bir kişiye havale ettiler.
İmam Buharî toplantı yerine gelince her bir kişi onar hadis okudu ve İmam Buharî'nin bunlar hakkındaki bilgisini sordu. O, bunları dinledi ve: "Ben bunları (böyle bir senedle gelen hadisleri) bilmiyorum." dedi. İlim erbabı bu sırrı (sözdeki gizli cevabı) anladı lar. Bilgisi olmadığı için sözdeki gizli cevabı anlama yanlar güldüler. Her bir kişi şurası geldikçe kendi paylarına düşen hadisleri okuduktan sonra İmam Buharî teker teker hepsine dönerek dedi ki:
"Okuduğunuz on hadisin söz dizisi (metni) şudur, senedi şudur." Sonra ikincisine, üçüncüsüne döndü; nihayet hepsinin okuduğu hadisin doğru şeklini okudu (tashih etti) ve hangi metnin senedi hangisi ise, hangi senedin de metni hangisi ise eksiksiz okudu. Orada bulunanlar, onun bilgi derinliğine, intikal süratine (hızlı hatırlamasına), hafıza gücüne şaşıp kaldılar.”(Fethul Bârî mukaddimesi, s.487. Ebu’l-Hasan En-Nedevi, İslam Önderleri Tarihi 1, Kayıhan Yayınları: 1/118-120.)
Tarihimizden fıkra gibi bir örnek sizlere: Yavuz Sultan Selim bir gün baş veziriyle Üsküdar’ı sandalla geçerken lalasına sorar:
- Lala en kolay pişen yemek hangisidir? Lala:
- Yumurtadır hünkârım der. Aradan 10 yıl geçer. Mısır seferinde Yavuz Sultan Selin lalasına
- Neyle lala? der. Lala hiç düşünmeden
- Yağda hünkârım, der.
Hafızayı güçlendirecek olan okuma yazmadır. İlim peşinde koşmadır sürekli. Malum, “işleyen demir ışıldar”mış. Bu arada dengeli beslenme, her vitaminden alma, zamanında yatıp kalkma, disiplinli bir hayat yaşama, haram ve günahlardan uzak olma, iyi insanlarla güzel sohbetler, yersiz keder ve üzüntülerden kurtulma, Allah Teâlâ’ya tevekkül ve tefviz de maddî ve manevî hususlardır.