Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Silivri Mahkemesinin Kararlarını tanımıyoruz”

“Silivri Mahkemesinin Kararlarını tanımıyoruz”

Hakime öyle demişti ya Dursun emice, “o beni tanımayuse, ben de onı hiç tanımayurum.” 

CHP, milleti de tanımıyor, mahkemeleri de…
“Ben buna mahkeme diyemiyorum” salvosunu sarf edebiliyorsa koskocaman İstanbul Baro Başkanı, gerisini düşünün... Hukukçular hukuku tanımıyor.
İlle de kendi mahkemesi, kendi görüşü, kendi saplantıları…
Huyu ile suyu ile CHP bu. Hala da 1927 patentli devletçi, laikçi, cumhuriyetçi, milliyetçi, inkılapçı, halkçı. Bir adım ilerleme yok…
Görüyorsunuz altı okun her birisi çağın çok gerilerinde, yıkılacak sarhoş gibi içi geçmiş, beyni sulanmış, çürümüş, kokuşmuş, köhneleşmiş… 
Kılıçdaroğlu bu,  “Silivri mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz” diyorsa tanımaz. 
Neden tanımadığı da malum. Çünkü bu mahkemeler CHP  devrinin  devletleştirdiği Yassıada hüviyetli mahkemelerden değil. Şef’ten emir alarak sabah aç karnına başbakan bakan asmıyorlar.
Köprüler de değişti, altından akan sular da...
Sap da döndü keser de….
Ama bu CHP bir türlü değişemedi.  
Anayasa’nın  9. maddesi, 27 Mayıs darbesinin CHP patentli bir eseri.
9. madde, “Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” dediği halde CHP ağız değiştirerek “Silivri Mahkemesi” demeye başladı.  
O gün öyle, bugün böyle. O gün milletin mahkemesi bugün Silivri’nin...
5 Ağustos 2013 önemli bir gün. 
Darbecilerin Silivri dedikleri mahkemede yargılanarak ceza almaları iyi mi oldu, kötü mü oldu? 
Bazı yazarların dedikleri gibi söylemeye benim dilim varmıyor.
Bu yazarlar, Ergenekoncuların ceza almalarına sevinecek kadar sadist değillermiş.
Ben de öyle düşünmüyorum. 
Asıl suçlu ceza almadığı taktirde mazlumun ahinden sadistlik bulaşır üzerimize.
Adil olmayız zalim oluruz.
Yeri gelmişken söylemiş olayım. 12 Eylül darbesi sonrasında “solcuları koruyor”  gerekçesi ile Kırıkkale’den Bolu’ya sürülmemi sağlayan Anavatan Partisi iktidarıydı…  
Darbe günleriydi o günler... 
Askeri yönetimden herhangi bir zorluk görmedim ama doğru gidince her seferinde birileri çıkıyor karşınıza. O zaman da benim karşıma  Anavatan milletvekilleri ile bakan çıktı...
Sorum sosyal demokratlara. 
Demokratik düzene kastedenlere “yurtsever” demekle oluyor mu?...
Yoksa sizin yargınız darbecilere, katillere ketum da zavallılara mı keskin?..
Devletçi CHP’nin devlet despotizmini uyguladığı günleri unutmadık. İlçe başkanının talimatını yerine getirmeyen hakim ve savcılar sürgüne gönderiliyordu. Hem de çok kısa bir sürede(akşamdan sabaha).
Bu halk CHP’nin saplantı laikçiliğinden az mı çekti.
Eksikleriyle gedikleriyle hakim ve savcılar AK Parti iktidarında gayet rahat.  
Kimsenin akşamdan sabaha tayini çıkmıyor. 
Eskiden içki kullanmadığı için “temsil kabiliyetli” sayılmayanlar şu anda işbaşında. 
Gördük ki sarhoşluk  saplantısı kimseye artı adamlık tanımıyor.
İş becerenin kılıç kuşananın…
Ben isterdim ki Ergenekon davalarını halkımız televizyonlarından izlesin. İzlesin ki CHP salvocularının ortalığa serpiştirdiği yalanları görsün. Yanlışlıklara bir şey söyleyemem, ama  sanıkların savunma yapamıyorlar iddiası  külliyen kuyruklu yalan… Hem de çamur atma...
Zaman zaman  bu mahkemelere ben de gidiyorum. 
Diğer mahkemeler de keşke öyle olsa… 
Hakimler sabırlı, savunmalar alabildiğine rahat…
Rahat durmayan CHP’nin  darbeci/ ulusalcı kanadı. CHP’yi  yeni vizyonuna bir türlü oturtamayınca perakende atışlara başladılar. “Tanımıyorum”, yok “ben buna mahkeme diyemiyorum”.
Tanıma  deme, nasıl olsa seçimler geliyor halk da seni bir güzelce tanır kuşa benzetir.
Bir sefer daha alırsın dersini oturursun şapa.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi