Gülen hareketi fabrika ayarlarına geri dön!
Eleştiri Başbakan’ı hedef alınca demokratik hak, cemaati hedef alırsa fitne fesat diye tanımlayacaksınız…
Hükümete karşı çok yönlü operasyon yaparken, hükümet bize operasyon yapıyor diye ortalığı ayağa kaldıracaksınız…
Zekâtı, fitreyi, kurbanı, deriyi İslam adına toplayıp, sonra da “izmet, İslami bir hareket değil, insani bir harekettir” diyerek İslam’ı taca atacaksınız…
Anadan, babadan, yardan geçip yurtdışına hizmet gönüllüsü olarak giden gençleri Allah için yollayacak, sonra da “eğer bu hareket dini bir hareket olsa, BM’ye üye bütün ülkelerde nasıl olur da insanların gönlüne girilir” diyerek dinle göbek bağını kesip atacaksınız…
Hem, Allah, peygamber, vatan diyecek, hem de Türk sinemasında Haç ve Hilal akımının öncülüğünü yapacaksınız…
Başbakan’ın, Gezi teröristlerine “çapulcu” demesini kınarken, İsrail’in Filistin katliamını kınamayacaksınız…
MİT Müsteşarı Hakan Fidan meselesinde ortaya çıktığı gibi bürokrasi üzerinde vesayet kurmaya çalışırken, GYV manifestosuyla inkâr etmeye çalışacaksınız…
Hizmet hareketi, siyasi bir hareket değildir diye iddia ederken, Cemaatin kitle gücüyle Başbakan’ı tehdit etmeye kalkışacaksınız…
Cemaatin namıyla bürokraside racon kesenlerin mağdur ettiği kişiler ağzını açınca dinlemeden, anlamadan “aforoz” edecek, iftira ehli fitneciler diye damgalayacaksınız…
Cemaatin 150 ülkeye açtığı kollarını, kifayetsiz muhteris cemaat müntesiplerinin “fişleme”lerini esas alarak Müslümanlara kapatacaksınız…
Diyalog adına Papa Hazretleri!ne varana dek herkesle diyalog kuracak, İslami hareketlerle diyalogdan köşe bucak kaçacaksınız.
“Allah’ın gücü her şeye yeter” demeyi bırakıp, “cemaatin gücü her şeye yeter” diyen bir Müslüman kitle meydana getirerek, bu güçle hukuk, siyaset, bürokrasi, üniversite gibi her alanda, insanların yüreğine korku salmaya çalışacaksınız...
Türkçe Olimpiyatları’nın İslami açıdan mahzurlu olduğu iddialarına karşı, “Peygamber efendimiz, Olimpiyatlara teşrif etti” diyerek, İslami referanslarla kutsiyet atfedeceksiniz…
Hal böyle iken… İç sızıntının kamuoyunda meydana getirdiği bu iltihabik duruma rağmen… MHP’nin kaset skandalından, Baykal’ı tasfiye eden görüntülere varana dek, siyasi ve içtimai her konuda görüş beyan eden Hocaefendi susacak, onun adına GYV olarak siz konuşacaksınız…
Heyhat! Hoşgörü başka din mensuplarına tüketildiği için mi bize tortusu kaldı yoksa? Diyalog zemininin kiri pası mı reva görülüyor bize? Sorularımızla geldik, olmadı… Surelerle geldik yanıt alamadık. Art niyet, neden sadece sual edenlerde arandı? Telefon diye bir şey var değil mi? Neden Hocaefendi canı yananları arayıp dinlemeden ağzını her açanı haset ehli diye yaftaladı?
“Yaklaşırsan yaklaşırlar. Şirin görürsen şirin görürler. Kabul edersen kabul görürsün. Senin âlemden beklediğini, âlemin de senden beklediğini asla aklından çıkarmamalısın” diyor Hocaefendi. O halde Yahudi ve Hıristiyanlara yaklaştığınız kadar olsun bize de yaklaşın. Şirin görün. Bizden beklediğinizi, sizden beklediğimizi asla aklınızdan çıkarmayın. Yaraları kapamaya, hataları telafi etmeye çalışın. Cüzamlılar gibi tecrit edip, defterden silmeyin, düşman görmeyin kızgınları…