28 Şubat’ta daha iyi Müslümandık
Biliyorum beddua haram ve iyi Müslümana göre değil; bile bile haram işlenmez, bunu da biliyorum ama çaresizim beddua edeceğim.
Esed Allah belanı versin.
Sisi Allah belanı versin.
Türkiye’den ve dünyadan, Esed’i ve Sisi’yi destekleyen, ses çıkarmayan, tarafsız kalan, taraf olan herkesin Allah belasını versin.
-“Peki Hüseyin efendi, şimdi bu çözüm mü? Ne yaptın yani beddua etmekle.”
Bana böyle söyleyecek olan Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz olanlar, katledilen insanların fotoğraflarını görmüyor mu acaba?
Normal iki insandan dünyaya gelmiş hangi insanın yüreği bu acıya dayanabilir, bu acıya katlanabilir ve bu manzarayı onaylayabilir?
Bir kere daha Allah topunun belasını versin. Rabbimden başka sığınacak bir limanımız yok. Olsa da yine Rabbimizin limanına sığınacağız ama insanın elinin kolunun bağlı olması ve seyirci kalması kadar büyük acı yokmuş.
*
Allah’a iman, dilde kalıp, kalbe inmeyince, kalp katılaşıyor ve imanın yerini fitne fesat alıyor. Bu dünyada işe yaramayan iman, ahirette ne işe yarayacak bilmiyorum.
Başta Türkiye olmak üzere, pek çok İslam ülkesinde, Müslümanlar birbirlerine karşı fitne ve fesatla dolu.
Şu halimize bakar mısınız? “Biz Müslümanız ve kardeşiz” demeye ürküyoruz.
Allah’ın, “Mü’minler kardeştir” ayetine karşı şirk koşmaktan korkmuyoruz ama kullara karşı yapacağımız yanlıştan korkuyoruz.
Allah!.. Allah!.. Bu nasıl Müslümanlık? Bu nasıl iman etmek? Bu nasıl Kur’an’a inanmak? Bu nasıl Pegamber’e inanmak?
Allah’ın dediğini değil, kulların dediğini esas alarak, Müslümanlık yapar hale geldik ve birbirimize karşı; “ocu, bucu, şucu, şunlardan, onlardan, falanlardan, bize yakın, bizden değil, güvenilmez, inanılmaz, dikkatli olmalı” gibi yargılarla; kitabımıza, sünnete muhalefet etmeyi, iman esası haline getirmişiz. Allah!.. Allah!..
Keşke bu yargılar, İslam’ı daha iyi anlamak ve yaşamak adına yapılsa, belki bir nebze anlaşılır ama Vallahi de Tallahi de Billahi de dünyalık için yapılıyor ve nefsimizin emri, Allah’ın emrinin üzerine çıkıyor.
*
Mısır orada Müslümanları katlediyor, Suriye dibimizde kimyasal silah kullanıyor, kadın kız, çoluk çocuk demeden Müslüman halkı öldürüyor, Müslüman dünya seyrediyor.
Bu bir şikâyet değil, ayrıca vakit şikâyet vakti de değil ama Müslüman topluluklar olarak Mısır, Suriye ve diğer topraklarda zulüm gören Müslümanlara karşı nasıl bir ve beraber olabiliriz bunun arayışı içerisindeyim.
Mesela çok basit bir örnek.
Bizim hükümetimiz, Mısır ve Suriye’ye karşı tepki gösteriyor. Haydi münafıkları ve kafirleri bir tarafa bırakalım.
Peki, Müslüman olduğu halde sırf hükümeti desteklememek için katledilen Müslümanlara karşı sessiz kalanlar İslam kardeşliğini nasıl anlıyorlar? Pes…
Sanki 28 Şubat döneminde daha iyi Müslümandık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.