Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Karşılıklı açıklamalar kimin işine yarıyorsa!

Karşılıklı açıklamalar kimin işine yarıyorsa!

En son haliyle cemaat- iktidar açıklamaları kabak tadı vermeye başladı...

Aynı ülkede iki ayrı eyaletmiş gibi.
Oldu olacak birer de elçilikler tayin etsinler olsun bitsin bu iş...
Arada dolaşan elçiler yok değil...
Özellikle her seferinde Hüseyin Gülerce’nin cemaat adına yapmış olduğu açıklamaları anlamış değilim. Hem Hocaefendi dilsiz de değil, elsiz de değil... 
Varsa söyleyecekleri çıkar söyler...
Eleştiri mi, nasihat mi, yol gösterme mi hepsi olur, kimseler de gocunmaz...
Ne diyorlar? Hocaefendi yeni oluşuma destek verecek mi vermeyecek mi?
Bu kadar uzun kuyruklu yalanı kim çıkartmışsa düzeltsin veya boynu altında kalsın. 
Türkiye eğrisi ile doğrusu ile ilk defa siyasi bir istikrara kavuştuğu doğru mu doğru.
Şöyle nitelendirelim...
İstikrar kimin işine yaramadı ki?
Yaradığı halde ayağı pislikte iken en çok horozlar bağırıyor.
Bu kesim gübre içerisinde doğan kurtlar gibidirler, amberle yıkasanız mizaçlarını değiştirmezler. O yüzden kısa mesafede “Gezi Parkı Projesi” tutmadı, işi daha geniş platformdan ele almaları için doları yükselterek yeni bir oyunu deniyorlar.
Bilmelisiniz ki bu işleri kotarmaya amade Yahudi sermayesi devrede.
Değilse, ekonomisi pek de parlak olmayan ABD’nin elindeki dolar dibe vurmak üzere iken dopingli yükselme göstermesi hayra alamet değildir... Şu anda Türkiye üzerinde oynanan oyunların nedeni, Türkiye’nin lider olarak bir adım da olsa öne geçmesi en başta İsrail’in işine gelmez...
Başbakan’ın tek başına mazlum Müslüman ülkelere sahip çıkmasını basit bir gözle görenler yanılmış olurlar. Tarih de bu tip yanılmayı affetmez.
Bir asra yakındır “Yurtta sulh cihanda sulh” bahane edilerek dışarıda ve içerde pısırık politika izlemenin şu andaki çırpınışlarını tarihi düşmanlarımız hoş karşılamadığı gibi, cihat ruhu körelmişlerin kabuğunu kıramamak gibi bir hasletleri olduğunu görüyoruz.
“Biz her kesime aynı mesafedeyiz” cümlesini kurmaları ayrı bir garabet...
Bakıyorsun bu tipler meydanlarda yok, ya camilerin köşelerine sığınarak veya cemaat ittifakında tepkilerden fersah fersah uzak durmak gibi anlaşılamayan özelliklere sahip.
Bir nevi kurbanlık koyun gibi...
Rahatına elleme de istersen yatır kes.
Mazlumlar dünya arenasında yalnızlığı oynarken suya sabuna dokunmamayı dinin emri imiş görenler, Suriye’de çocukları acımadan katleden zalimlere cesaret veriyor.
Bilinen o dur ki Batılılar, demokrasi, insan hakları gibi yuvarlak kavramları sömürü aracı olarak kullana gelmiştir. Atila İlhan’ın deyişiyle, geri kalmış ülkeleri bu laflarla uyutuyorlar...
Mısır bunun örneği... Suriye kapımızda...
Mısır’da halk seçimi kazanınca, Batı emperyalizminin ilk işi asırların demokrasi putunu katlederek yeni versiyonu olan darbeleri demokrasi olarak lanse etmeye başladı.
Artık sandıkta halk yok, zalimlerin kan kokan kılıçları var...
Her iki ülke Suriye ile Mısır topraklarında olan vahşet aklımızı başımıza toplamaya yetmiyorsa arkası gelir. Şüphesiz Allah(cc) rahmet elini çeker üzerimizden.
İspanya’da Yahudilerle Emevi Müslümanlarına uygulanan katliamların bir benzerini İslam alemi bu asırda yaşıyor. Bu katillere dur diyecek ikinci bir Osmanlı İmparatorluğu olmadığı gibi, üç cemaat birtakım maddi hesaplar yüzünden bir araya gelemediğinden meydan itlerle tilkilere kaldı...
Allah(cc) bu zulmün hesabını hepimizden sormayacak mı?
Bilmek zorundayız. Müslümanın davası demokrasi değildir...
Bir Müslüman verdiği mücadelede, “ben İslam için varım” demeyip de kasten demokrasi diyorsa bilsin ki bindiği dal bir süre sonra kırılacak o da baş aşağı düşecek...
Hem de İslam değil, demokrasi şehidi olacak!..
Başa dönersek, halis niyetle vurgulamış olayım.
Geçmişte Hocaefendiyi tanıyanlardan birisi sayılırım.
Bana göre, Hocaefendi’nin beşeri hataları olabilirse de kolayına bilerek basit hesaplar yapmaz... Güçlü bir iktidar varken duran trene binmek onun işi değildir.
O yüzden, hataları hep birlikte konuşalım tartışalım da, huzurumuzu bozmak isteyen fitne mihraklarına dikkat edelim, müminlerin kardeş olduğunu unutmayalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi