Ar Damarı Çatladıysa
Dünyanın hangi kara parçasında olursa olsun, toplumların başına bela olan kişi veya kişiler, istisnasız “ar damarı çatlamış” kimseler olarak bilinirler.
Eskiler; “Düşmanın hiç iflah olmayacak kısmı, ar damarı çatlamış olanlarıdır” derler ve “ar damarı çatlamışlarda insan sevgisi olmaz” diye ilave ederler.
Ar damarı meselesini çok küçük yaşlarda, şimdi ismini hatırlamadığım birisinden duymuştum.
Ar damarı insanın alnında, iki kaşının ortasında bulunurmuş. Oradaki damar çatlayınca; önce akıl, sırasıyla göz, kulak, dil, mide ve bütün duyular, harama kapılarını açar, helale kapatırmış.
Yine eskiler derler ki;
-“İnsan, hayâ duygusunu doğuştan getirir. Yani her insanın fıtratına hayâ duygusu yerleştirilmiştir.
Çünkü Hayâ imandandır ve her doğan kişi de Müslüman doğar. Dolayısıyla insan hayâ duygusunu doğuştan getirir ama imanla koruyup geliştirir.”
Hayâlı insanlar, ar damarı çatlamamış kişiler, fıtratlarıyla getirdikleri ar damarındaki hayâlarını, öncelikle anne sütünün helal oluşuyla beslerler.
Daha sonra boğazdan giren helal yiyeceklerle devam ettirirler. Kullardan önce Allah’a karşı utanmayı bilirler ve Allah’a karşı hayâlı olmaya özen gösterirler.
Yaratıcıya karşı hayâlı olan kişiler, hal dilleri başta olmak üzere, midelerine giren her şeye dikkat eder, tüm uzuvlarını nefretten, düşmanlıktan, ihanetten uzak tutarlar.
…………………
Bu mesele nereden aklıma geldi. ODTÜ’deki başörtülü kızlara saldıran diğer kızların hallerini ve onları destekleyen güruhları görünce geldi.
Bunlar nasıl insanlardır ki, kendilerinde okuma hakkı görürler ama başkalarının bu hakkını gasp etmek isterler?
Şimdi bu hal neyle izah edilir? Hangi ideolojinin gereği olarak anlatılabilir.
Neyle ve nasıl anlatılırsa anlatılsın, ortada ciddi bir ar damarı problemi, ciddi bir hayâ problemi var demektir.
Ha bu söylenenler elbet onlar için bir şey ifade etmeyecektir.
Ar damarının ve hayânın ne demek olduğunu bilenler, zaten böyle bir haksızlığa kalkışmazlar.
Ar damarı veya hayâ duygusu, bir dizi ahlak kurallarının benimsenmesini ve sahiplenilmesini ister.
İslam dini ve diğer inançlara mensup inanan kişilerde bu duygu vardır. “Ar damarı sadece Müslümanlarda olur” diye bir kaide yoktur.
Hıristiyanların da Musevilerin de dindarları içerisinde hayâlı insanlar elbet bulunur.
Hak, hukuk ve utanma duygusunu bilirler ve onlara bu duyguyu benimseten disiplin aracı ar damarıdır.
Belki Ateistlerde ve Allah dışında garip şeylere inanan kimselerde ar damarı ve hayâ duygusu aranmaz, aranmamalı da.
Çünkü böylelerin nefislerinden başka, midelerinden başka ve bu dünyadan başka bir dertleri yoktur.
Her şeye madde gözlüğüyle bakarlar, hayatlarını devam ettirmek için her şey onlara hizmet etmelidir.
Kısacası bu ve benzeri hadiseleri yapanlar, Allah’a isyanlarını kullar üzerinde gösterenlerdir.
Yorum Gönder 0
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.