Dünyayı Durduran 60 Gün
Bu haftaki eserimiz, Etkileşim Yayınları’ndan. Cemil Ertem ve Markar Esayan’ın birlikte kaleme aldığı kitabın adı; “Dünyayı Durduran 60 Gün” ismini taşıyor.
Eserin adından da anlaşılacağı gibi dünya genelinde meydana gelen önemli olayların; “meydan, darbe, demokrasi” ekseninde irdelendiği bir kitap.
Taksim terörünün de işlendiği eser; hafızalara kazınan ve belgelere geçen pek çok olayın iç yüzünü, yine bilgi ve belgelerle aydınlatıyor.
Tazeliğini koruması hasebiyle Taksim terörü uzunca incelenmiş.
Evet her “aklıselim insanın” ve her “ehli iman Müslümanın” bildiği gibi Taksim olayları bir çevre ya da ağaç meselesi değildi.
Tarihin her döneminde olduğu gibi “ahireti önceleme söylemleriyle” “dünyaya sınırsız ve sorumsuzca abanan bazı Müslüman çevreler” yine Siyonistlere, Yahudilere, Kapitalistlere, Komünistlere, Kemalistlere aldanmışlardı.
“Bilge” geçinen ve diğer din kardeşlerini; “bilgesiz ve bilgisiz” kabul eden bir kısım Müslümanlar medya aracılığıyla destek vermiş, bir kısmı da ilk üç gün Taksim’e çıkarak teröre destek olmuşlardı.
Demek ki İngiliz emperyalizmi belli Müslümanlar üzerinde halen kabuledilirliliğini koruyor. Geçelim.
Ne zaman ki, terör yanlısı bir oyuncunun; “Mesele ağaç meselesi değil arkadaş, hala anlamadın mı” uyarısından sonra bazı Müslümanlar uyandıysa da bazıları; “Hak biziz, bizim dediğimiz doğrudur” diye hala terörü kaşımaya devam etmekteler.
................................
Kitap bu meseleyi çok gerilerden ele alarak bugüne getirmiş.
“Türkiye yüz yıllık parantezi kapatmanın arifesinde, 1908’de büyük devrimle başlayan özgürlük, adalet, meşrutiyet mücadelesi ve buna bağlı olarak gelişen kalkınma hamleleri, 1909’dan beri kronikleşen müdahalelerle hep kesintiye uğratıldı.
Millet yönetime ortak olduğunda gerçekleşen açılım ve ilerleme periyotları, müdahalelerle geriletildi.
Ne var ki, normalleşme süreçlerinde üst üste konulan tuğlaların sadece bir kısmını yıkabildi müdahaleler.
Ve nihayet yüz yıl sonra hala eksiği ve gediği olmasına rağmen, yine de içinde güvenle yaşanabilecek bir bina inşa edilmiş oldu.
Bu sürecin baş müdahili, toplumun dokusunu tahrip eden, iki akraba zihniyetti, “İttihatçılık ve Kemalizm’di.”
Tehcir, yıldırma ve mübadele yöntemleriyle gayr-i Türk unsurlar elimine edildiler.
Kürtler de yok sayıldı ve dillerine kasteder derecede sert bir kültürel asimilasyona tabi tutuldular.
Dindarlar kamusal alandan kovuldu, din vicdanlara hapsedilmeye çalışıldı.
Toplumu “tek-tipleştirmek” adına direnen bütün urnsurlar, zulme maruz kaldı, hatta katliama varır düzeyde sindirilmeye çalışıldı.”
.....................
Şimdi bu kısa alıntıdan yola çıkarak; İnkilaplardan Ergenekona kadar tüm sol örgütlerin içinde yeraldığı darbeler, muhtıralar ve son olarak Taksim terör eylemine bakalım.
Ülkemizin; “huzur, güven ve istikrarı” adına tek eylem ve düşünceleri var mı?
..........................
Etkileşim Yayınları 0212- 551 32 25
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.