Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Destanlar Ülkesi Kırgızistan

Destanlar Ülkesi Kırgızistan

Dünya üzerinde sözlü kültürle; örf, adet, gelenek ve dini değerleri nesillerden nesillere aktaran Müslüman kavimlerden başka bir millet yok sanırım.

Türküyle, Çerkeziyle, Boşnağıyla, Kürdüyle, Kırgızıyla, Tacikiyle, Lazıyla, Abdalıyla, Romanıyla, Müslüman üst kimlikli halkımızın kültür taşımacılığı, sözlü kültürle olmuştur.
Bu kültürün yazıyla buluşması ise destan tarzıyla gerçekleşmiştir. Türküler, ağıtlar, ibadetler, atasözleri, oyunlar, hikâyeler, velhasıl insan ilişkilerine dair ne varsa, hepsi, “öğüt” ağırlıklı olmak üzere destanla anlatılmıştır.

Günümüzde Kırgızistan’da destan yazanlara geçmeden önce, Kırgızistan’ın tarihindeki bir destan ile aynı coğrafyada yazılmış diğer bir destandan kısaca söz edelim.
*
Kırgızistan, “Manas Destanı” demektir. Manas ismi anılmadan Kırgızistan anılmaz.
Ülkenin çok önemli bir kültür hazinesi olan destanın bilinen tarihi, yaklaşık 1000 yılı aşkındır.
Halen destana yeni ilavelerin yapıldığı da bilinmektedir. Kırgız halkının neredeyse “ekmeği, aşı” seviyesinde olan Manas Destanı, Kırgızların olmazsa olmazıdır.
Kırgızistan tarihi ve kültürel değer yargılarının tümü demek olan Manas Destanı, “Manasçı” adını verdikleri kişiler tarafından okunmaktadır.
*
Orta Asya’da bilinen destanlardan birisi de Oğuz Destanı’dır. Tarihi kaynaklara göre Oğuz Destanı da şöyle tarif edilir:

“Oğuz Kağan’ın annesi Ay Kağan idi.” Destan, Ay Kağan’ın Oğuz’u doğurduğu gün başlar ve Oğuz Kağan’ın yaşlanıp büyük Türk ilini oğullarına paylaştırmasıyla sona erer.
Tarihçiler, Hun’lardan Osmanlılara kadar Kuzey Afrika, Azerbaycan, Irak, Anadolu, Kırım, Ukrayna, Balkanlar ve Horasan’da devlet kurulduğunu ve Türk topluluklarının, “Hun-Oğuz” birliğinin torunları olduğunu belirtirler.

Oğuzların çeşitli boylarına mensup kabilelerin büyük bölümünün Türkiye sınırları içerisinde olduğu da ayrıca dile getirilir.

Oğuz Kağan Destanı’yla ilgili olarak bilinen çalışmalardan birisi de Rıza Nur’un “Oğuznamesi”dir.

Türkiye’de basılmasına müsaade edilmeyince 1928 yılında Kahire’de basılmıştır.
Yani atalarımız Oğuzların destanı, o günkü zihniyet tarafından Türkiye’ye sokulmamış ve yayınlanmasına müsaade edilmemiştir. Geçelim.
*
Destanlar ülkesi Kırgızistan’da, günümüzün en çok destan yazanı ise Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir.

Büyük destanın yazıcısı, Başbakanlığa bağlı ve Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ’ın uhdesinde bulunan, Serdar Çam’ın yönetimindeki TİKA, (Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ) dünyanın değişik ülkelerinde olduğu gibi Kırgızistan’da da Türkiye destanını yazmaya devam etmekte.

İki ülke arasındaki kültürel, sosyal ve ekonomik alanlarda hizmetler yürüten TİKA, iki devletin ve iki halkın arasında muhteşem bir köprü kurmuş.

Bu köprünün başındaki TİKA Kırgızistan koordinatörü Hakan Ergün, Kırgızistan devlet yöneticileriyle halkının, Türkiye’yi kendileriyle bir bütün olarak gördüklerini söylüyor.
Eğer bu işbirliği ve diyalog çarkına çomak sokan olmazsa, Türkiye ile Kırgızistan arasındaki ilişkiler kısa sürede çok iyi neticeler verecektir.
Yarın Kırgızistan’daki Türkiye.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi