“Andımız” yanlış okunsa kabul olur mu?
Demokratikleşme paketinin neredeyse tamamına karşı olanların kimlikleri, gidilen yolun doğru olduğunu gösteriyor.
Özgürlük, istisnasız özgürlük.
İnadına özgürlük.
¥
Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile uzun uzun bunları konuştuk.
Kendisini sever, sayarım; ilm-i siyaseti de, dimdik durmayı da bilen; açık fikirli, bolca okuyan, tefekkür eden bir dâvâ adamıdır.
Kompleksi de yoktur.
Katsayı haksızlığının giderilmesinden, başörtüsüne büyük ölçüde özgürlük gelmesine kadar birçok “açılım”da üstün gayretlerinin önemli payı vardır.
Dile kolay, 12 milyon 300 bin imza!..
¥
Bir ziyaret ettik…
Bizim söylediklerimizi boş verin…
Sayın Ahmet Gündoğdu’nun söylediklerinden satır başları…
Şu andımız meselesi:
“Türküm, doğruyum, çalışkanım demekle insanlar Türk, doğru, çalışkan olabiliyor mu? Eğer olsaydı Silivri Cezaevi Türk’ten geçilmiyor olmazdı!”
¥
Güzel bir teklif… Sayın Bahçeli ve Sayın Kılıçdaroğlu uygulasın ne olur ki:
“Her sabah çocuklara zorla and içirmektense teşvikle süt içirmek lazım. Andımızın kaldırılmasına karşı çıkanların oluşturduğu bir tablo var andımız yasaklanıyor diyorlar. Hayır, isteyen okusun. Andımızın kaldırılmasına karşı olan partiler, isterlerse her grup toplantısına andımızı okuyarak başlayabilirler. Sayın Bahçeli gibi yanlış da okusalar, eksiği gediğiyle kabul olur herhalde.”
¥
Benim bir derdim var… (Kamu görevlisi olmadığım halde) Meclis’te kravatla görev yapmak mecburi.
Ahmet Gündoğdu:
“Kravattan sakaldan devlete ne? Kamu görevlisinin bıyığına, sakalına ne karışırsın devlet. Yasak kalkmalı…”
¥
Başörtüsü serbestisi?
“Hükümetin attığı mükemmel bir adımdır ama atılması gereken adımlar vardır. Özgürlük istisnasız olmalıdır. Allah ergenlik çağına ulaşmış her kadına başörtüsünü farz kıldığına göre burada talep bu farzı yerine getirebilmenin önündeki bütün engellerin kalkmasıdır. TSK, Emniyet, Yargının istisna tutulmuş olması burada bir eksikliği beraberinde getiriyor. Ve bir soruyu sorduruyor, nedir, ne yani bir kadın başörtülü asker ya da polis olduğunda güvenlik görevlisi olarak çalışamaz mı? Güvenlikte çalışmasına başörtüsü engel mi teşkil etmektedir? Ne yani bir hakim ya da savcı başörtülü olduğunda adalet ile hükmedemez mi, adaleti talep edemez mi? Bu talepte bulunmalarına başörtüsü engel mi?”
¥
Birileri 28 Şubat sürecinde “Topyekun savaş” manşetini atmıştı.
Ahmet Gündoğdu şimdi diyor ki:
“Topyekun özgürlük!..”
¥
Hükümet, “Nefret suçu”nu getiriyor…
Ah bu Türkiye, neler yaşadık, neler gördük biz…
“Nefret”in suç olmasına evet, “Haklı” tepkilerin nefret suçu kapsamına alınmasının yolunu açacak bir düzenlemeye hayır…
Sayın Gündoğdu der ki:
“Elbette nefret suç olmalıdır da, bunun adını iyi koymak lazım. terörist devlet İsrail, kanlı darbelere göz yuman Amerikan yönetimi, eli kanlı Sisi’yi destekleyen Amerikan yönetimi… Bunların söylenmesini bile nefret suçuna sokmak isteyebilecek art niyetlilere yorum alanı açılmamalı. Burada çerçevenin iyi çizilmesi, nefret suçunun tanımının iyi yapılması lazım. Şu andaki darbe dönemi anayasamızın bile o kadar güzel maddeleri var ki, sorun o maddelerde değil, uygulayıcılarda. Keyfiliğe fırsat verilmemeli.”
¥
Ben en çok “Andımızın kaldırılmasına karşı olan partiler grup toplantılarına andımız ile başlayabilirler!” teklifini beğendim.
Yanlış okunsa da olur!
Sen oku da, nasıl okursan oku!..
Önemli olan niyet!..