Erdemliler ve Vasıflılar Meclisi
Türkiye, Meclis’te kaç sandalye varsa o kadar bölgeye ayrılacak, seçimlerde her bölgeden bir milletvekili çıkacak…
Partiler kadar adayların şahsiyeti ve vasfı da önemli rol oynayacak.
Siyasî partiler çok kaliteli adaylar bulacak ve onlar çekişecek.
Bu yolla belki siyasetimize biraz vasıf gelir.
Milletvekili adayları seçim bölgelerini karış karış gezecek, seçildikleri takdirde neler yapacaklarını anlatacak. Çalmadıkları kapı kalmayacak.
Telefonunuz çalacak, bir ses “Ben bulunduğunuz bölgenin Filan Parti adayıyım, şayet rahatsız etmezsem ve izin vermek lütfunda bulunursanız sizi müsait bir zamanda ziyaret etmek istiyorum” diyecek. Buyurunuz efendim, memnun olurum cevabını vereceksiniz ve belli gün ve saatte aday cenapları evinize güneş gibi girecek.
Adayın kültürüne, ahlakına, hal ve tavrına, efendiliğine, kibarlığına hayran kalacaksınız.
Türkçesi mükemmel, konuşurken ıkınıp sıkınmıyor…
Sanki sınava girmiş süper bir öğrenci gibi… Sizin dertlerinizi dinliyor, kendi projelerini anlatıyor… Çok samimî, yapabileceklerini söylüyor, yapamayacaklarını itiraf ediyor.
Birkaç gün sonra Falan parti adayı müracaat ediyor. O da bir harika…
Böylece belli başlı partilerin adaylarını tanımış olmuyorsunuz. Çok ciddî bağımsız adaylarla da tanışıyorsunuz.
Sandığa gitmeden önce vicdanınızda bir seçim yapıyorsunuz. Her biri birbirinden faziletli ve vatansever. Nihayet istişare, sonra istihare yapıyor ve içlerinden birini seçiyorsunuz.
Böyle olsa ne güzel olur değil mi?
Hangi renkten, görüşten, kesimden olursa olsun Meclise ülkenin en faziletli, en vasıflı, en vatansever, en faydalı insanları girmelidir.
Onların tartışmaları bile kaliteli olmalıdır.
Ulan ben senin bilmem neni bilmem ederim gibi bayağı sözler Meclis çatısı altında sarf edilmemelidir.
Vasıflı milletvekilleri gerektiğinde partilerine ve liderlerine bile karşı çıkabilmelidir.
Meclis bir erdemliler meclisi olmalıdır.
Her şeyin üstünde âdil hukuk, bilgelik bulunmalıdır.
Böyle bir meclis seçilirse, ümit ederim ki, yapacağı ilk iş milletvekilliği maaşlarını ve kıyak emekliliği budamak olacaktır.
Böyle bir meclis Türkiyeyi kokuşma, rüşvet, komisyon, soygun, haram rantlar, kara ve gizli servet pisliklerinden arındırıp dünyanın en temiz ve şeffaf ülkesi haline getirecektir.
Sabaha kadar süren bir celsede Nereden Buldun Kanunu çıkartacaktır.
* (İkinci yazı)
Hayırlı Hayırsız Cemaatler
BU memlekette bir değil, birçok cemaat vardır. İyi hayırlı cemaatler vardır, hatâlı cemaatler vardır.
Bir cemaat ki:
*Ümmet birliğini kabul eder… *Kendisini Ümmetin bir parçası olarak görür… *Müslümanları kendisinden olanlar ve kendisinden olmayan öteki Müslümanlar diye ikiye ayırmaz… *Zekatı Kur’ana, Sünnete fıkha aykırı olarak toplamaz ve sarf etmez…*Allah katında tek hak din İslamdır ayetine aykırı laf etmez… *Zaruriyat-ı diniye konusunda sapık ve çarpık inançları, amelleri, görüşleri olmaz… *Dine aykırı aşırılıklar, holiganlıklar, militanlıklar ve fanatizmler sergilemez… *Kendi meşrebinden olmayanları dışlamaz… *Bir tek ben varım, ötekiler yok havalarına girmez…
Böyle bir cemaat elbette hayırlı bir cemaattir.
*Yalan söyleyen, Müslümanları aldatan, zekatları gasb eden, emanetleri ehil olmayanlara veren, öteki Müslümanları yok farz eden, Ümmet birliğini kabul etmeyen, hep bana hep bana diyen cemaatler bozuk cemaatlerdir.
Soru: Be adam isim versene!.. Ben savcı, hakim, cellat değilim. İsim vermem.
İslamî kesimde cemaat olabilir ama cemaatçilik kabul edilemez.
Ehl-i Sünnete aykırı inançları, görüşleri, amelleri, davranışları olan bozuk cemaatleri tutmam.
Başlarındaki reisleri, ruhbanları erbab haline getirenleri tutmam, desteklemem.
Zekat toplayan cemaatleri isim vermeden tenkit ederim. Hiçbir cemaatin zekat toplayama hakkı yoktur.
Hiçbir cemaatin ABD, İsrail, Siyonizm, AB, kapitalizm, emperyalizmle, sömürgecilerle, İslam düşmanlarıyla işbirliği yapmaya hakkı yoktur. Yapanlar haindir.
Kendi meşrebinden olmayan mü’minlere ötekiler olarak bakanlar bid’atçidir.
Her cemaat İSLAM, İMAN, KUR’AN, SÜNNET, ŞERİAT, ÜMMET, İMAMET, İSLAM AHLAKI için çalışmaya mecburdur.
Her cemaat Ehl-i Sünnet ve Cemaat, Sevad-ı Âzam dairesi içinde bulunmak, Cadde-i Kübrada yürümek zorundadır.
Hiçbir hayırlı cemaat, diğer hayırlı cemaatleri düşman veya rakip göremez.
Cemaatler birbirleriyle ancak hayırlı ve müsbet iş ve hizmetlerde müsabaka=yarışma yapabilirler.
Bütün hayırlı cemaatlerin mensupları günde beş vakit ehil imamların ardında cemaat olarak birleşirler.
Bütün hayırlı cemaatler, Allah katında derece ve rütbe üstünlüğünün şu veya bu cemaate mensup olmakla değil, taqva ile olduğunu kabul ederler.
Bütün hayırlı cemaatler, Müslümanın asıl kimliğinin İslam kimliği olduğunu, tarikat veya cemaat kimliğinin altkimlik olduğunu bilir ve kabul ederler.
Bir temenni: Bütün hayırlı cemaat önderlerinin, Ümmet birliğini sağlamak üzere bir araya gelip, ehliyetli bir İmam seçmelerini ve o muhterem zata biat ve itaat etmelerini bekleriz.
10.10.2013