Ümmetin hali!
Önceki gün yine meydanlardaydık.. Birçok il ve ilçede, Mısır’daki darbenin 100. Gününde darbeye ve darbecilere lânet vardı.
Daha birkaç gün önce Balyoz darbe planı ile ilgili Yargıtay kararı çıkmıştı.. Yaralarımız hâlâ sıcaktı.. Biz de başarılamamış, yarım kalmış bir darbe planı vardı ve Mısır’da darbe gerçekleşmişti, her ne kadar batılılar, darbeye darbe diyemeseler de.. Mısır halkı da meydanlardaydı, Türkiye halkları da. Hatta birçok ülkede kalabalık katılımlarla protestolar gerçekleştirildi..
Şimdi sırada Kurban Bayramı ve Bayram namazı var. Ardından Rabia katliamının 100. Günü ve Esed rejiminin Guta katliamının 100. Günü..
Düşünüyorum da, aslında meydanlar daha kalabalık olabilir..
Düşünsenize, hâlâ üstümüze sanki ölü toprağı serpilmiş gibi.. Meydanlarda toplanan kalabalıklar, tek bir imam hatibin öğrencisi kadar.. Bunların anne-babaları, komşuları nerede..
Bizim cami cemaati nerede, bizim Kur’an kursu talebeleri nerede. Bir şeyh efendi, Silivri’de 30-40.000 kişiyle stadyumda toplanabiliyorsa, bu insanlar bugün neredeler..
Bakın, vakit namazları camilerde kılınır. Cuma namazı her camide kılınmaz, merkezi camilerde mescidi cuma ya da ulu cami, camii kebirlerde kılınır.. Aslında mahalle camilerinde Cuma namazı kılınmaz.. Kadın erkek, yaşlı genç, merkez camilere gelir, ara mahalle camiinin imamı da kalkar merkez camiye gelirler..
Her hafta Müslümanların mitingi vardır.. Namaz rekatı bile kısaltılır, hutbe eklenir..
Bayram namazları normal olarak camilerde değil, şehrin büyük meydanlarında kılınır. Musallada kılınır yani.. Bayram namazının kılındığı yere, namaz kılamayacak durumda olanlar da gelir..
Bizim “cici Müslümanlar” neredeler!
Evet zulmü protesto etmek, mazlumlara yardım etmek için yoksullara yardım etmek için haftada bir; bir araya geliriz.. Cami avlusu miting meydanı olur, orada toplanırız. Orada cem oluruz. Cami, yani cem olduğumuz yerde cami bizi kucaklar..
Anlayacağınız, pek de saflarımız sık ve doğru değil.
Kendi lideri, örgütü, tarikatı düzenlemiyorsa, Müslümanlar diğer Müslüman toplulukların etkinliklerine katılmıyorlar. Nerede ise dualarına da amin demeyecekler..
Ne oluyor bize böyle. Hani sözü dinleyecek, doğrusuna tabi olacak, yanlışına karşı çıkacaktınız? İşe bakıp, doğrusuna yardım edecek, yanlışını engelleyecektiniz..
Kafanızı kiraya vermeyin, gözünüze at gözlüğü takmayın. Başınızdakilere; “bizi yönet demeyin, bizi gözet diyin.”, “Din büyüklerimizi İlah ve Rab edinmeyelim!”
Dün, İslami hareketin önünde lokomotif olanlar, gün geldi engel olmaya başladılar..
Biri sizin diğer Müslüman kardeşlerinizle kucaklaşmanızı, onları dinleyip, onlarla konuşmanızı engelliyorsa, oradan uzaklaşın.. Kuşkusuz bazı hareketler başka niyetler taşıyabilir. Her hareket içinde de gizli niyetleri olan insanlar da olabilir. Hem zaten Şeytan bizim nefsimize taht kurup, oturmuş değil mi? Hannas kulaklarımıza sürekli bir şeyler fısıldayıp durmuyor mu? Dikkat etmemiz, uyarmamız elbette mümkün.. Ama bu işin tarikat, meşrep milliyetçiliğine dönüşmesi başa bela!
Ne zaman “biz Müslümanlardanız” diyeceğiz ve Müslümanlarla pazarlıksız bir kucaklaşma içinde olacağız.. Ne zaman daha büyük kitleler halinde, mazlumlar ve muhtaçlardan yana olma konusunda tereddüt etmemeyi öğreneceğiz..
Farzı ayn ibadetlerden ibaret bir Müslümanlık olmaz. Hatta farzı kifaye sorumluluğunu reddediyorsanız, o farzı aynların da anlamını kaybedersiniz. “Vay o namaz kılanların haline ki” diye başlayan ayeti hatırlamak gerek..
Bizim yeniden iman etmemiz gerekiyor., Allah’ın Kitabında yazdığı, Resul’ün bize örneklediği gibi.
Şimdilerde bir de Çakma Müslümanlık moda. Her şey sembol, her şey ritüel.. Şeytan Kitabı değiştiremeyince şimdi Müslümanın Kitaba ilişkin algısını değiştiriyor. Onlara sormak gerek: “İman ettik demekle yakanızın bırakılıvereceğini mi sanıyorsunuz siz”. Sahi çocuklarınızın üniversiteye girmek için çalıştığı kadar siz cennete girmek için çalışıyor musunuz! Birileri “iman ettik” demek yerine “Müslüman olduk” deseler, belki daha iyi ederler..
Önümüzde Kurban Bayramı var. Sahi bizim İsmailimiz kim?
Kabe’de hacılar Şeytan taşlayacaklar, onlar Hz. İbrahim’in yaptığı gibi, kendi günahlarının çetelesini tutup, kendi Şeytanlarını mı taşlayacaklar, yoksa Hz. İbrahim’e gelen Şeytanı mı taşlayacaklar!?. Müzdelife’de topladıkları 21 taşın, kendilerine ait, küçük, orta ve büyük 21 günaha tekabül ettiğini ve her bir taşın bir tevbeye ihtiyaç duyduğunun farkındalar mı aceba.. Bu Bayram namazı birçok il ve ilçede merkezi camilerde kılınacak. İstanbul’da Avrupa yakasında Sultanahmet’te, Anadolu yakasında Mimar Sinan Camii’nde.
Tek Parti diktatörlüğünün inkarcı, reformist baskılarının ardından, 29 Farz Müslümanlığı ile başladığımız yürüyüşümüzle geldiğimiz nokta arasında fark elbette büyük. Düne göre çok iyi bir noktadayız, ama gitmemiz gereken yere bakınca, henüz yolun başındayız. Bir de servet, makam ve iktidarla, güçle tanışınca çok erken başlayan tereddi örnekleri karşısında, dikkatli davranmamız gerektiğini not etmek istiyorum.
Umarım şimdiden herkes planını ona göre yapmıştır.. Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk merkezi camilerde bir araya geliyoruz..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.